Bu işi İslam’ın halledebileceğini kim anlatabilir?
Ne demek istediğimi ancak Müslüman kimliğini sahiplenenler anlayabilir. Müslümanlıkla ilgisi olmayanlar anlayamaz. Şimdilik onlara anlatmak gibi bir derdimiz yok. Yalnız İslam’ı tanıyanlar, bilenler, inananlar ve yaşayanlar, elleri kolları bağlı duramazlar, durmamalılar. Bugün ülkemizin başındaki en büyük belalardan birisi terördür. Terörün meydana geldiği yer ise asırlardır İslam topraklarıdır ve peygamberler diyarı, evliyalar yatağıdır. Elbet teröristlerin ve onları destekleyen çevrelerin, Müslüman olmaları beklenemez. Böyle bir beklentimiz de yok zaten. Yalnız yöre halkı topyekün Müslüman’dır ve hem de kavi Müslüman’dır. İster Devlet eliyle olsun, ister sivil toplum kuruluşlarıyla olsun ama nasıl olursa olsun, bir “İslam kardeşliği” projesiyle; mezralara, köylere, ilçelere, vilayetlere kadar gidip; “dayanışma, kucaklaşma, paylaşma” icrası başlatılmalıdır. ¥ Eskiden olsa bunları söyleyince “laiklik” elden gider, “irtica” hortlardı. Kursaklarındaki her lokmayı alın teri yerine, “laiklik” ve “irtica”dan kazananlar, darbeden başlayarak her türlü kargaşayı çıkarttırırlardı ama artık devir değişti. 80 yıldır ne “laiklik” memleketi kurtarabildi ne de üç yüz yıllık “ne idüğü belirsiz hayali tehlike irtica” görüldü ve tanındı. Aksine belli çevrelere, devletin kasasını boşalttırdı. Zaten terörün azması ve devamına baktığımızda da; “laiklik” ve “irtica”dan nemalananların aynı kefede buluştukları görülmüyor mu? ¥ Bu milleti halen ayakta tutan bir maya varsa o da “Din-i İslam”dır. Nüfusumuzun çok büyük çoğunluğu İslam’ı reddetmez, İslam’a düşman değildir. Müslüman bir toplum olarak, İslam’a ne kadar uzak olursak olalım, ne kadar yakın olursak olalım; “Allah bir, Peygamber onun Rasulüdür, ben de elhamdülillah Müslümanım” dediğimiz için türlü yıkımlara rağmen ayakta kalabilmekteyiz. Bu sebeple; sivil toplumların öncülüğünde, devlet millet işbirliği yaparak; her evden bir kişi, kendisini gönüllü ilan edip; kanayan bu yaraya merhem olmalı ve “Ben de varım” diyebilmelidir. Kafileler halinde Güneydoğu’ya gitmeli. Köylere, ilçelere, vilayetlere misafir olmalı. Evlatları dağda olandan askerde olanlara kadar her aileyi ziyaret etmeli ve ehil insanlarca İslam kardeşliği anlatılmalıdır. Memleketimiz için söylüyorum; “Terör başta olmak üzere ülkemizin başındaki tüm problemleri ancak İslam kardeşliği çözer.” ¥ Bu toprakların her metrekaresinde; sahabeden, tabiinden, evliyadan veya Allah dostlarından mutlaka birisi vardır. Biz üstündekiler ne yaparsak yapalım, bu coğrafya kıyamete kadar İslam yurdu olarak kalacaktır. Müslüman toplum olarak bu bilinçle, “sadece Allah rızası için” “İslam kardeşliğinin” ortak değerlerinde buluşmalı ve bu musibetin bitmesine vesile olmalıyız. Terör için başka ilacımız yoktur. Efendimiz (s.a.v.)’in Taif’te taşlandığında gelen emri ve yaptığı duayı hatırlayalım. Mekke döneminin cahiliyyesi ile karşı karşıyayız. Gelin vakit geçirmeden, Müslüman yüreklerle, Müslüman yüreklere hicret edelim.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.