24'üncü yasama döneminde Türkiye Büyük Millet Meclisi'nde görev yapacak tümü de saygın üyelere sesleniyorum:
Sizler, Cumhuriyet tarihinin en soylu ülküsünü gerçekleştirme fırsatını yakalamış, çok partili rejimimizin belki de en şanslı siyasetçilerisiniz.
Sizler, son 50 yılda açık, örtülü, post-modern, sanal ne kadar darbe ve darbe girişimi varsa, tümünün lekesini, ayıbını silebilecek konumdasınız.
Sizler, 1950'den beri tüm Meclislerimiz'in, yani 9'uncu yasama döneminden bu yana kutsal çatının altında görev yapmış binlerce parlamenterimizin hayal edip başaramadıklarının üstesinden gelebilecek bir tarihi imkana, hatta güce sahipsiniz.
Sizler, yine 1950'den beri, yani 19'uncu Bakanlar Kurulu'ndan bu yana Türkiye'yi yönetme yarışında bayrağı taşımış tüm hükümetlerimizin programlarında yer alan ama hepsinin de içinde ukde kalan bir zirveye ulaşabilecek, son 60 yılın biricik kadrosusunuz.
Sizler, elbette dünyayı omuzlarında taşıyan Antik Yunan mitolojisindeki Atlas misali zorlu bir görevi üstleniyorsunuz ama pekala Herkül kadar güçlü kaslara sahip, Sampson gibi saçları yeniden gürleşmiş demokrasi kahramanları olabilirsiniz.
Sizler, 16 değişiklikle 83 maddesi yenilenmiş olmasına rağmen her tarafı patlamış 1982 dikimi bu elbisenin utancından Türk milletini kurtarabilecek biricik terzilersiniz.
Sizler, "Toplumsal Sözleşme" ile güçler ayrılığına dayalı modern anayasaların fikir babası olan Jean-Jacques Rousseau'nun "Vicdan ruhun, tutkular ise bedenin sesidir" uyarısına kulak verirseniz; pekala her türlü kısır, partizan hesaplardan arınıp birlikte tarih yazabilirsiniz. Çünkü, Türkiye Cumhuriyeti Ulusu'nun yüzde 90'dan fazlasını, bir başka deyişle neredeyse tümünü temsil ediyorsunuz. Ve çünkü bizler sizleri seçerken öncelikli ve en kutsal misyon olarak Yeni Türkiye'ye yaraşır Yeni Anayasa yapmanız koşulunu yazdık mazbatalarınıza.
***
Türkiye Büyük Millet Meclisi'nin tümü de saygın üyeleri;
Biliyor musunuz; tüm demokratik ülkelerde anayasaların yürürlüğe girdiği tarih, "Ulusal bayram" günüdür.
Ve biliyor musunuz; bizim hiç öyle bir bayramımız olmadı.
Siz bize armağan edeceksiniz o bayramı.
Lütfen umutlarımızı karartmayın.