BDP Hak Etmeli
Gündeme yetişmek mümkün değil. Oysa iki kelimeyle de olsa bahsetmek gerek. Çünkü edilmeyince “bunu niye görmüyorsunuz?” diye ithamlar geliyor haklı olarak. Oysa bizim onu bilinçli olarak görmeme gibi bir niyetimiz yok. Gündem yoğun o kadar.
Bunu biz de yapıyoruz bazen. Mesela Siirt’te kadınlar vurulunca, ben haber izlerken “nerde kadın dernekleri?” dedim içimden. “Nerde çağdaş yaşamcılar?” “Nerde A.D.D?” “Nerde barış anaları?”
Öyleyse biz de bazı haberleri yoğun gündemden ötürü es geçersek, bazıları haliyle diyecektir “nerde İslami kesimin yazarları? Neden bu konuyu görmezlikten gelirler?”
Oysa öyle değil. Her konuda fikrimizi söylememek, bilinçli olarak gizlemekten çok, yetişememek sorunundandır.
“Buradayız” diyoruz “neredeler?” diyenlere ve Ankara’da, Siirt’te, Diyarbakır’da ve sair yerlerdeki terörü lanetliyoruz. Filistin Devletini veto edeceğini açıklayan ABD’yi tel’in ediyoruz. Dünyanın başına bela katil İsrail’i lanetliyoruz. Barışa beş kala ortalığı bulandıran Kıprıs Rum Kesimini kınıyoruz. PKK’yı kınamayan örtülü destekçisi BDP’yi ayıplıyoruz. Onların içinde bulunan Altan Tan gibilerini kınıyor ve gerekeni yapmalarını bekliyoruz. Yeter artık, babalarının kemiklerini sızlatmasınlar…
Bir kere daha söyleyelim, bu tür kötü ve çirkin olaylara sevinen ve destek verenler, aynı kötülüğe, dökülen kana ve katilliğe ortaktırlar. İlke şudur, “dünyanın en uzağında bir kötülük yapılsa, sen duyduğunda razı olup sevinsen, ona günahta ortaksın. Ama yanında bir kötülük yapılsa, sen görsen ama beğenmesen, çirkin görsen ve istemediğini ifade etsen, dünyanın en uzağında imişcesine ondan sorumlu olmazsın.”
Bu yüzden teröre destek veren, kan dökülmesine hak veren herkes, en başta da “fetva” veren hoca bozuntuları mahşerde bu kanın hesabına ortaktır ve bunu verecektir. Hele de “açılım” diyerek devletin resmi inkar ve asimile politikalarını bitiren ve PKK’nın elindeki bütün kozlarını boşa çıkaran bir hükümet varken, hala kan dökülmesini mazur gösteren her katil, bunun hesabını Allah Teâlâ’nın huzurunda verecektir.
BDP meclise geliyormuş… Halkın partisi olarak gelecekse, hoş geldi, safalar getirdi. Yok PKK uşağı olarak gelecekse, Cehennemin dibine gelsin!
Hem sormazlar mı, “bu zamana kadar neredeydi” diye? Madem gelecekti, bu kadar rahatsızlık nedendi? Ne geçti aradan ki geliyorlar? Yanlış yapmışlarsa, bunu niye itiraf etmiyorlar?
Bu kadar akılsız ve basiretsiz politikaları kim öğretiyor bunlara? Siyaset yapacaksanız öğrenin de yapın bari. En azından kendi aklınızı ve iradenizi kullanın. Kendinizi bir oyuncak bebekler gibi kullandırmayın. Bari ders alın da bundan sonra akıllanın.
Fakat bilin ki size verilen bütün kredileri hoyratça ve hovardaca yiyip bitirdiniz. Yeni bir anlayış ve hoşgörüyü zor kazanırsınız artık. Beklemiyoruz, ama hak edecek güzel işler yaparsanız belki. Kendiniz kadar ülkeye de zarar verdiniz. Çok yazık çok.