Metin Hasırcı

Metin Hasırcı

Babacan’ın sözü/ İspanya krallığının Cuma tamimi

Babacan’ın sözü/ İspanya krallığının Cuma tamimi

Muhterem okurlarım; geçen haftaki yazımızda tutturamadığımız uzunluk, sahife yapımcısı kardeşimizin en uygun gördüğü uzunluk, Bağcılar SP İlçesinin tertiplediği “Fetih Ruhu” konferansımızı çıkarmakla sağladığı uyum yazıyı sütuna sığdırabilmiş. Biz de bu teknik sebebi saygı ile karşıladık ancak, Bağcılar’ın milli görüşçülerinin gösterdiği alakayı, olan olmuş diye geçiştiremezdik. Sığmayan bölümü aşağıya alıyor ve Bağcılar efkârı umûmiyesini saygı ile selamlıyorum.
SANCAKTEPE KüLTüR MERKEZİNDE Akşam 18’de sevgili Mehmet Başar ile beraber SP İl merkezine gittik. ümit Kaya evladımız, Dr. Ahmet Yiğitalp, Osman Kabaktepe, Bekir Demirayak kardeşlerimiz oradaydı. Ben Rumeli yakasındaki konferanslarıma beni alacakları yer olarak İl merkezini gösteriyorum. Buna bağlı olarak, Bağcılar’da İstanbul’un Fethi programına hatip olarak katılacağımdan İl’de idik. Sancaktepe Mahallesi Kültür Merkezine gittik. İlçe başkanı Ali Sezai Bahçe kardeşimiz ve arkadaşları bizleri kucakladı. Konferansımızı verdik ve Ayasofya namazını orada da aktardım. Konferans sonrasında kafasında biriken soruları bize yolda gelirken tefhim eden İshak Bey kardeşim pek memnun olarak ayrıldı sanırım cevaplarımdan, beni eve bıraktığında.
Şikâyetten Vazgeçin-Otoriteyi Temin Edin!
Dışişleri bakanı Sayın Ali Babacan’ın; “ülkemizde Müslümanlara da baskı var!” şeklindeki sözü elbette ki tepeden tırnağa doğrudur.
Eşim Ebe hanım, ömrünün otuz yılını ebe-hemşire olarak SSK’da bunun çeyrek asrını da Okmeydanı Sosyal Sigortalar hastanesinde mâvi başörtülü ebe olarak geçirmiştir ki, memnuniyetle ifade ediyor son günlerde: ziyaret veya ihtiyaç için gittiğim her hastanede ahaliye pek nâzik muamele yapıldığını görüyorum diyor. Demek ki; sağlık branşının mensupları mesleklerinin en önce şefkat olduğu noktasında büyük bir idrâk içindeler demekte.

İMTİHAN’DA İŞGüZARLIK
Şimdi Pazar günü Açıköğretim öğrencilerinin imtihanları yapılmış ancak şikâyetler sel gibi akıyor, akıyor.. Bayan, polis kendilerine kanuna mugayir müdahalelerinden dolayı bu yaptığınızı ya bu dünya’da, ya ahrette hesabını verirseniz diye hem üzüntüsünü hem de hatırlatmasını yapıyor ve polis neferi, kızı tuttuğu gibi karakola götürüyor ve orada bir bayan polis bu öğrenciyi hırpalıyor.
Bu hükümet başörtünün üniversitede yasak olmadığını dile getiren bir anayasa değişikliği yapmadı mı? Yaptı ve o kanunu uygulamadan men edecek bir kanun çıkmadıkça, o talebelere hiçbir kimse ama hiçbir kimse engel çıkaramaz fakat ne var ki, siyasi otorite boşluğu herkesi aklına estiği gibi davranışa itiyor.
Şimdi bu polislerin İçişleri bakanlığına mecburiyetleri var. Bu makamı işgâl eden Sayın Atalay bilmiyorum ama TBMM’nin dört yüz küsur oyla çıkarttığı anayasa değişikliği C.başkanınca onaylanmış ve resmi gazete de neşrolunmuş. Bu kanunun muhalifi olanlar vardır. Fakat yapamayacakları tek şey, kanunun tatbikine engel olamayacaklarıdır. Bu kanunu engellemeye teşebbüs edeceklere işin sonunu hatırlatmak İçişleri bakanlığınca, gerek teşkilâtına gerekse ahaliye değişikliği bildirmesi icâb eder. çünkü değişiklik olduğundan bu ana kadar ihlâller böyle bir tamimi mecburi hâle getirmiştir. Bunu yerine getirmemek sayın bakan’ın ya aczidir veya bekle gör politikası uygulamaktır. Bizce yanlıştır. Bu demektir ki, artık görevden istifa etmekten başka çâresi kalmamıştır.
Unutulmaz İki Muhterem Bakan
Muhterem Erbakan Hoca’mız, Milli cephe hükümetlerini teşekkül ettiren dinamiktir. Bu milli cephenin ilki, MSP, AP, GP, MHP’den teşekkül etmişti. Demirel Başbakan, Erbakan, Feyzioğlu, Türkeş Bey’ler başbakan yardımcılarıydılar. İçişleri bakanlığına 2. defa Oğuzhan Asiltürk ve Adliye bakanlığına da İsmail Müftüoğlu Bey’efendiler getirilmişler idi.
Bu iki kıymetdar zât, kendi vekâletlerine yayınladıkları iç tamimle vatandaşı, üzmemek, nâzik olmak kendilerine yardımcı olma hususunda tavsiyeler yapmışlar, polis’in asılsız ve hakikate dayanmayan ihbarlar dolayısıyle bir mevliddeki vatandaşları toplayıp âyin yapıyorlardı diye hakim önüne çıkartma yoluna gitmemeleri adalet vekili de savcılara 163. maddeden vatandaşı mahkemeye sevk ederken çok dikkatli olmasını bu maddeyi bir demokles kılıcı gibi kullanmamak gerekliliğini hatırlatması cidden bâzı cemaatlerin rahatlamaktan sızlandığı görülmüştür. Devlet idâresinde devletin sürekliliği elbette ve elbette esastır ancak bakanlar, fırsat bulsalar da seleflerinin güzel netice vermiş tatbikatlarını temadi ettirmiş olsalar. Saatler Artık Böyle Kalırsa
Bilindiği gibi yaz ve kış saati ayarlamalarının önümüzdeki mevsim şimdiki yaz saatlerinde devamlılık göstereceği geçmiş günlerde gazetelerde yer aldı. Bunun mânası, artık öğle ezanlarının saat 13.oo ilâ 13.25 arasında okunması gerekecektir. Ancak Cuma namazı da bu vakitle mukayeddir. Devlet memurlarının ibadetlerini ifa edebilmeleri için öğlen tatilinin aynı saatlere çekilmesi mahzuru ortadan kaldıran bir tedbir sayılır. Bunu hatırlatırız. Hükümete tavsiyemizi Sayın Başbakan’ın, eşbaşkan arkadaşı İspanyol Başbakanı olan zâtın uygulamada tuttuğu İspanya Kralı Don Juan Carlos’un yayımlamış olduğu Cuma namazı kararnamesine benzer bir kanun yapıp Cuma namazlarını dönemin iktidarının keyfine bırakmama yoluna gitmesidir.
Bu hususta; “Bitmeyen Mücadele Erbakan” adlı kitabımızın 8. baskısında 148. sayfasında şöyle yazmışız;
Kral diyorki: “..Ben işbaşına geldiğim zaman baktım ki benim ülkem de Cumartesi günü Musevilerin dini günü Musevilerin dini günü olduğu için tatil yapılmış. Bunu ben yapmadım benden önce yapmışlar. Hristiyanların dini günü olduğu için Pazar günü tâtil yapılmış. Fakat bir de baktım ki ülkemde pek çok Müslüman var. Lâzım gelindi ki, Müslümanların dini günü olan Cuma gününü tâtil yapayım. Ancak bütün haftayı tâtil yapma imkânı bulamayacağım” diyen kral şöyle diyor: “Bununla beraber benim ülkemde bütün Müslümanlar için Cuma günü saat 12.30’dan 16.30 kadar tâtildir. Resmi tatildir bunu ilân ediyorum. Bundan başka benim ülkemde hiçbir Müslüman çocuk Cuma günü imtihana çağrılamaz..” Monarşik parlamento kral’ın bu tâmimini, Anayasanın da üzerinde saydığından problem addetmiyor. Ancak irade sahipleri, iradelerini hâkim kılabilirler.
Fiemanillah.


Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Metin Hasırcı Arşivi