KCK'nın anası da babası da PKK'dır
Terör örgütüne karşı Türkiye'nin ikibinli yıllarda özellikle AK Parti hükümetleri zamanında verilen mücadele sonucu dünya kamuoyunda ve özellikle batı dünyasında posizyon kaybeden ve meşruiyet sıkıntısı yaşayan PKK bu kaybını telafi etmek için yeni bir yapılanmaya gitmiş ve kısa adı KCK olan Koma Civakên Kürdistan (Kürdistan Topluluklar Birliği) ni kurmuştur.
Başka bir ifadeyle AK Parti hükümetlerinin terörle mücadeledeki başarısı karşısında PKK'nın yeni bir pozisyon alma ihtiyacının sonucudur KCK.
Özellikle batı dünyasında özgürlük savaşçısı gibi algılanan PKK'nın bir terör örgütü olduğu ispat edilmiş, terör örgütleri listesine aldırılmış, PKK da meşruiyet arayışını (16-22 Mayıs) 2005 yılında KCK'yı inşa etmekte bulmuştur.
Yani KCK bir veçhesiyle terör örgütünün mağlubiyetinin işareti diğer bir veçhesiyle de PKK terör örgütünün daha etkin ve tehlikeli bir biçimde şehirlere inmesidir.
Bu iniş biçimi ovada siyaset beklentisinin ötesinde bir iniştir. Çünkü bu yapılanma PKK'nın siyasi kanadı olan BDP'den çok farklı hatta BDP'nin üstünde bir yapılanmadır.
Özetle KCK, BDP gibi bir siyasi parti değildir. Aksine terör örgütünün tam bağımsızlık istikametindeki ete kemiğe bürünmüş illegal bir yapısıdır. Anası da babası da terör örgütüdür.
KCK sözleşmesi incelendiğinde kimi kanaat önderlerinin lanse etmeye çalıştığı gibi masum bir sivil yapılanma değildir.
İllegaldir; kendine has bir bayrağı, vatandaşlık statüsü, yargısı, yürütmesi ve yasama organı, vergi dairesi, savunma gücü olan alternatif bir devlet projesidir.
Son zamanlarda bu yapılanma mensuplarının tutuklanıyor olması BDP'nin ve bu yapılanmayı hafife alan kimi kanaat önderlerinin tepkisine yol açmaktadır.
Çünkü tutuklananlar aynı zamanda BDP üyesi veya yöneticileridir.
Aslında bunda da bir gariplik yoktur, çünkü BDP üyesi veya yöneticisi olmak KCK'da görev yapmamak anlamına gelmiyor.
İşin aslı, aynı tabana hitap eden BDP ve KCK'nın aynı insanları her iki oluşumda da istihdam ediyor olmasıdır.
Göz altına alınanların ve tutuklananların BDP üyesi oldukları için tutuklanıyormuş izlenimi verilmesi kamuoyunu yanıltma amaçlı bir kara propagandadır.
Tutuklananlar BDP üyesi oldukları için değil KCK mensubu oldukları için tutuklanmaktadırlar ve KCK benzeri bir örgüte dünyanın hiçbir ülkesinde müsamaha edilmez.
Kürt sorunun çözümü için KCK yapılanmasına göz yummak açıkça bölünmeye destek vermek anlamına gelir ve bunun demokratik açılımla uzaktan yakından alakası olamaz.
BDP, mensuplarına 'KCK'ya üye olmayın demeli' diye tavsiyede bulunmak da olmayacak duaya amin demekten farksızdır.
KCK yapılanmasını savunmak BDP'nin meşruiyetini, savunmamak tabanını elinden alacağı için BDP'nin işi gerçekten zordur.
Ama kamuoyunun bilmesinde fayda vardır ki KCK, terör örgütünün alternatif devlet projesidir ve lideri de Abdullah Öcalan'dır.
Terör örgütü silah bırakmadan ve KCK yapılanmasından vazgeçmeden Kürt sorunun çözümü istikametinde mesafe alınacağını düşünmek imkansızı hayal etmek gibi bir şey.
Hayali birilerine tatlı gelebilir amma realite maalesef çok acı.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.