Mustafa Özcan

Mustafa Özcan

Yerli oryantalizm çizgisi

Yerli oryantalizm çizgisi

İslami kesimler liberallerin fikri rehberliğinden kurtulmadıkça vizyonlarını ve bakışlarını netleştiremezler. İlginçtir, liberaller hem Kürt kesimleri güdüyorlar hem de tabir caizse İslami kesimleri. Ama son günlerde misyonları biraz çatallaşır gibi oldu. Liberallerin fikri ve kütlesel ağırlığı nedir ki? Bir hiç. Hatta kimi Arap yazarlar liberallerle İslami kesimlerin ilişkisini kavilerle Yahudilerin ilişkisine benzetir. Devin başına tünemiş bir cüce. Yahudilerin güçlülerle ilişkisi devin üzerine pineklemiş, çöreklenmiş cüceye benzetilir. Cüce devin beynini işgal etmiş ve onu mefluç hale getirmiştir. Sürekli olarak Kürt meselesinin çözümümün ancak Kürtlerle PKK arasında ayrışma sağlanırsa mümkün olabileceğini yazıyoruz. Liberaller ise ‘Kürt meselesi PKK tekeli altına alınırsa çözülebilir’ tezinde ısrar ediyorlar. Dolayasıyla denklemin doğrusu şu: Kürtler PKK’dan kurtulurlarsa millet olarak yeniden sağlıklarına kavuşurlar. İslami kesimler de liberallerle yollarını ne zaman ayırır ve fikri referanslarını ve rehberliklerini reddederlerse afiyetlerini kazanırlar. Kürt halkı PKK’dan ayrışırken İslami kesimler de liberallerden ayrışacaklar. Maalesef liberal kesimlerin tarassut kulesi haline gelen Taraf gazetesi İslami kesimlerin fikri rehberliğine soyunmuştur. Bundan daha sakat bir tutum olamaz. Genel olarak ‘Nurcuların’ ve ‘İslamcıların’ buluştukları bir köprü ve platform haline gelmiştir. Halbuki, liberal kesimler koro halinde İslami kesimlerin öteden beri savundukları kardeşlik hattını kesmekle ve berheva etmekle meşguller. PKK mantığıyla onlar kardeşliği ayrılıkta görüyorlar. Barış dedikleri ve eşitlik dedikleri şey, kimyası bozulmuş bir illüzyondan ibaret. İslamcıları ve Kürtleri kompleksle güdüyorlar.
¥
Bu toprakları son anlayacak kesim liberallerdir. Zira bölgeye ve insana başkalarının gözlüğüyle bakıyorlar. Tefrika çizgisini ana çizgi haline getirmek istiyorlar. Kürt meselesinin merkezine PKK’yı yerleştirmek bir oryantalizm projesidir. Ve bu anlamda siyaseten yerli oryantalizmi liberaller temsil etmektedir. Dini oryantalizm konusunda da liberallerin hayli behresi var. Ayşe Hür adındaki ‘yerli oryantalist’in Bediüzzaman hakkında epey karalamaları vardı. Üzerine fazla yoğunlaşamadım. Ama iki Ali ile (Bulaç ve Ünal) polemiklerini hasbelkader takip etmeye çalıştım. Bu yöndeki cevabi yazısı; ‘Fitne, Jakobenlik, bilimsel şüphecilik’ yazısını okuyunca adeta kan beynime sıçradı ve başıma kaynar sular döküldü. Liberalizm adına CHP’nin ötesine geçiyor ve gerçekten de Jakobenliği savunuyordu. Dediğim gibi PKK üzerinden liberaller totalitarizmin hizmetine girmişlerdir. CHP ezanın formuna ve suretine dokunmuştu. Ayşe Hür ise bir liberal olarak varlığına dayanamıyor. Onun yerine çan çalsaydı belki bir sıkıntısı veya takıntısı olmayacaktı. Yazısını okuyunca liberal cahiliyetle karşı karşıya kaldığımı anladım. Ayşe Hür adındaki söz konusu amatör tarihçi İslam’ın en temel meselelerine aşina değil ama vahiy gibi İslam’ın en temel meseleleri hakkında yazıyor, kalem oynatıyor. İki Ali’nin karşı çıktığı husus şu. Ayşe Hür isimli yazar Batılıların baştan beri savundukları İslam’ın Hıristiyan kaynakları veya Yahudi kaynakları iddiasıyla vahiy katiplerini birbirine karıştırmış. Gayrimüslimlerin İslam’ın orjinalitesini, asaletini karalamak için onu başka bir kazığa bağlama meraklısıdırlar. Demek istedikleri İslam’ın başkalarından apartma olduğudur. Bundan dolayı Hazreti Hatice’nin amcazadesi Varaka İbni Nevfel, Addas ve Rahip Bahire kimilerince İslam’ın Hıristiyan kökenlerine işaret eder. Hatta kimi Yunanlılar Osmanlı’nın da bir Rum imparatorluğu olduğunu aynı nedenden dolayı savunurlar. Onlara göre, Hazreti Muhammed(S.A.V.) Rahip Bahira’dan öğrendiklerinin üzerine tamamlayarak İslam’ı sistemleştirmiştir. Rahip Bahire Ortodoks olduğuna göre (onlara göre) Fatih Sultan Mehmet de bir Müslüman olarak Bahira’nın çömezliğini temsil eder ve bundan dolayı kurduğu imparatorluk da bir Rum İmparatorluğudur. Ayşe Hür’ün çığırından giderek Rumlara da hak verebilirsiniz. Ayşe Hür Ali’lerin Addas’ı bilmediğini savunmaktadır. Addas, Taha Hüseyin’in de hikayesini edebi bir metinle taçlandırdığı gibi Taif bahçelerinde ve bağlarında çalışan Ninovalı bir Hıristiyandır. Hazreti Peygamber onunla Ninovalı Yunus Aleyhisselam’dan bahseder. Karşılıklı sohbet ederler. Hazreti Peygamber’in Taif’teki tek tesellisi Addas olmuştur. Hatta ilginçtir, Şam’da ikamet ettiğim caminin adı da Addas Camisidir. Habeş Kralı Necaşi gibi İslam dostu Hıristiyanlardan birisidir. Dolayısıyla Addas kimsenin meçhulü değil ama vahiy katibi olmadığı Ayşe Hür’ün meçhulüdür. Vahiy katipliği ile kimi Hıristiyanların ona atfettiği İslam kaynaklığını birbirine karıştırmıştır. Skandal Rahip Bahira gibilerini vahiy katibi yapmaktır. Ayşe Hür neden elinin hamuruyla böyle işlere karışır?
¥
Bilindiği gibi, İmam Şihabüddin Zühri hadisi derleyen ve cem eden kişidir. Kimi oryantalistler onun Emeviler adına hadis uydurduğunu ve derleme işi yaptığını söylerler. Halbuki, Ömer Bin Abdulaziz’in emriyle ve görevlendirmesiyle hadis tedvini ve toplama işine resmen soyunmuştur. Bilindiği gibi Ömer Bin Abdulaziz hicri 102 yılında vefat etmiştir ve bu projeyi tamamlamaya ömrü kifayet etmemiştir. Goldziher onun Mescid-i Aksa ve Kudüs’ün fazileti için hadis uydurduğunu ileri sürer ve bu iftirayı Mustafa Sibai, Es Sünne kitabında detaylıca ele alır, inceler. Şimdi de Ayşe Hür, Zühri’nin Peygamber’e vahiy geldiğini ilk nakleden kişi olduğunu yazar. Zühri’den önce Kur’an ve Hazreti Peygambere gelen vahye acaba ne ad veriliyormuş? Merak ettim doğrusu. Buradan teklif ediyorum: En büyük oryantalistlik beratı ve ödülü Ayşe Hür’e verilmeli! Zira bu alanda kimse onun eline su bile dökemez. Zira en büyük iddiaları fütursuzca gündeme getiren kendisi. En azından cesaret ödülünü hak diyor! İslamcılar ya İslam’ı doğru öğrenin ve Ayşe Hür gibilerle yollarınızı ayırın. Ya da Ayşe Hür ve çevresiyle yolunuza devam edin İslam’la ilişkinizi gözden geçirin... Vema bade’l hakki illa’d dalal.... Akif’in dediği gibi herhalde size doğru söz odun gibi geliyordur. Bir filozofa atfen de şöyle söylenmişti: Ya Resulallah senin şeriatın başımın üzerine ama bana kalın geliyor. İncelte incelte buharlaştı ve Ayşe Hür’lerin yanına düştük. Üstümüze başımıza iyilik! Ey liberaller! Haddinizi bilin...

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Mustafa Özcan Arşivi