Rutkay Aziz Süper Oyuncudur
Çok ciddiyim. Çok başarılı bir oyuncudur Rutkay Aziz. Şöyle düşünün; bu adam, faizli küresel kapitalizmin en önemli ayağı olan bankacılık sisteminin en temel meselesi olan propaganda kısmında çok önemli rol üstlenmiş midir? Bu kadar karışık söyleyince anlaması da anlatması zor oluyor. Ama sadece “Banka reklamında oynayan adam” deseydim; “ne var ki canım o da bir görsel sanat, tıpkı sinema gibi” diyebilirdiniz bana. Oysa banka reklamı ile herhangi bir sosyal sorumluluk projesinin tanıtım filmi arasında biraz fark olmasın mı? Neticede bize “komünistlik” satan Rutkay Aziz, bu sistemin bir parçasıdır. Bunu da yine şüphesiz bir para karşılığı yapmaktadır. Suçlamıyorum. Umursamıyorum bile. Sadece bir yandan kapitalist rejimin bir parçası olacaksınız, reddetmek şöyle dursun, bundan para kazanacaksınız, bir yandan da komünist nutuklar atacaksınız. Bunu ancak ve ancak, süppper bir oyuncu yapabilir. Ya da 12 Eylül ile ilgili “faşist darbe” tanımı koydu mu ortaya Rutkay Aziz. Haksız mı? Çok haklı. Katılıyorum Rutkay Aziz’in demokrasi aşığını oynadığı o karaktere. Oynadığı diyorum zira, gerçekten darbe karşıtı olsaydı, 4 yıl evvel binlerce kişinin karşısına geçip sesine şekiller vererek askeri göreve çağırmazdı. İkisinden birinde feci oynamış ama hangisinde acaba?.. Hem de hypocrite oynamış. (siz-biz bilmeyiz. Büyük üstat Aziz Rutkay bilir hypocrite ne demektir)
¥
Ne diyor? “30 yıl evvel darbeciler bana ödül vermediler” diyor değil mi? Ne zaman veriliyor ödül? Kendi ifadesiyle söylemek gerekirse; “adaletsiz bir kalkınma girişiminin hızla yol aldığı, parasız eğitim pankartı açan öğrencilerin Türkiye’de 16 ay hapis yattığı, Şili’de devrim yaptığı bir dönem”de değil mi? Biraz gazete okumuş olsaydı keşke Rutkay Aziz.. Keşke, o, içine barışın gelmesini istediği dünyaya karşı bir miktar duyarlı olsaydı, Şili’deki olayların, devrimin seksi figürü Camila Vallejo’dan ibaret olmadığını görecekti. Görecekti ki, Şili’de öğrencilerin sistemden taleplerini ilettikleri eylemleri, aylarca, son derece kanlı biçimde bastırıldı, bine yakın öğrenci tekme-tokat arabalara doluşturulup gayr-ı insani bir şekilde derdest edildi. Olaylar sırasında da iki öğrenci (en azından benim takip edebildiğim) öldü.. Türkiye’deki terör grupları tarafından desteklenen, öğrenci bile olmayanların, taleplerden bile haberdar olmayan grupların hareketleri ve sonuçları, Şili ile karşılaştırılamaz bile.. Sonra darbecileri eleştirirken kürsüye çıkıp bugün ödüle değer bulunduğunu anlatırken bile ülkenin kat etmiş olduğu mesafeden habersiz Aziz Rutkay. Arkadaş sizin savunduğunuz 28 Şubat darbe değil miydi? 28 Şubat sonrası, doydunuz mu? Doymadınız.. “Tehlikenin farkında mısınız?” diyerek televizyonları kullanıp mesaj yollamadınız mı tehlikeyi (!) fark etmesini istediğiniz çevrelere.. Sonra mitinglerde çıkmadınız mı on binlerce kişinin karşısına, darbe şakşakçılığı yapmadınız mı?
¥
Kimsenin döneklik yapacağı falan yok. Herkes durduğu yerde son derece istikrarlı duruyor. Aşağıladığınız, küçük gördüğünüz, önemsiz saydığınız bir oyumuz var bizim. Bugün oylarımız neticesinde oluşmuş bir millet iradesi var. O küfrettiğiniz, tehlike gibi gördüğünüz halde size (darbecilerden farklı olarak) ödül veren iklimin oluşmasını sağlamış bir irade. Ve o irade hep orada. Siz de hep darbelere karşı duracak mısınız? Siz istikrarlı mısınız bu hususta? 12 Eylül’e olduğu kadar, 27 Mayıs’a da karşı mısınız? 28 Şubat’a da karşı mısınız? İyi seyirler.. Kalın sağlıcakla.