ÖNCELİKLE şunu söyleyelim. Türk Telekom Arena, Türkiye'nin belki de en yeni stadı ama zemini üst üste maçlar oynandığı için bir türlü dinlenme fırsatı bulamadı. milli maç arasını en yoğun geçiren stattı. İstanbul'da üç gündür yağan yağmur da oyuncuların işini iyice güçleştirdi.
Bu ağır zeminde iki takım oyuncuları da o kadar çok mücadele ettiler ki... Adelesi gideni oldu, kasığı çekeni oldu. Sonuçta iki takım da kazanmak için her şeyi yaptı.
Bu kıran kırana mücadelede çok gol pozisyonu olmadı. Bir tarafta 4-1- 4-1, yani beş orta sahayla oynayan Galatasaray... Diğer tarafta 4-2- 3-1, yani yine beş orta saha ile oynayan Bursaspor. Herkes birbirine yakındı. Bu tablo, belki fazla pozisyon oluşmasını engelledi ama Türkiye standartlarının üstünde bir mücadele getirdi.

FİNALDE ŞAHANE BİR GOL
Bursaspor'da Ertuğrul Sağlam'dan sonra "5 Büyük" diyebileceğimiz bir takım oluştu. Türk Telekom Arena'da da, İnönü'de de, Kadıköy'de de, Ankara'da da her yerde kazanmaya oynuyorlar. Küçük nüanslarla kazanıyor veya kaybediyorlar. İkinci yarıyı 1-1'e kadar tek kale oynadılar. Daha sonra hazırlanış olarak şahane bir gol izledik Galatasaray'dan... Önce presle topu kazandılar; sonra da kısa paslarla çok güzler bir pozisyon hazırladılar; Baros ile de golü attılar. Oyunun son bölümünde Ertuğrul Sağlam'dan klasik Ömer Erdoğan hamlesi geldi. Doldur boşaltla gol aradılar.
Öyle bir maçtı ki; çıkacak her skor doğru skordu. Kaybeden için de "Oyun olarak kazandı" diyecektik. Bunu Galatasaray için de desek doğruydu; Bursaspor için de... Bursaspor için dedik.
İlk devrede Eboue'ye yapılan hareket penaltı. İkinci yarıda Ujfalusi'nin iki pozisyonu da tartışmaya açık. Ama şunu söyleyelim. Galatasaray'ı da, Bursaspor'u da kutluyorum