Abdurrahman Dilipak

Abdurrahman Dilipak

“Kan kardeşi” olduk!

“Kan kardeşi” olduk!

Evet, bu deprem “ilahi bir ikaz”dır.. İster Tevrat’a bakın, ister İncil’e, isterseniz Kur’an-ı Kerim’e bakın.. Sizden önceki kavimlerin haline bakmaz mısınız ikazına sebeb olan ayetleri okuyun. Sahi Hz. Lut kavmi, Hz. Nuh kavmi, Hz. Salih kavminin başına gelenlerin sebebleri neydi? İsrailoğulları niye ilahi ikaza muhatap oldular?

Unutmamak gerekir ki, Allah cahil ve zalim bir topluluğa hidayet nasib etmez.. Şimdi tevbe zamanıdır. Şimdi Zilzal suresini okuma zamanıdır. Deprem bize kıyamet gününü hatırlatmalı. Çünki en büyük deprem o depremdir. Zilzal suresinde o gün şöyle anlatılır: “1,2,3. Yeryüzü kendine has bir sarsıntıya uğratıldığı, içindekileri dışarıya çıkarıp attığı ve insan, ‘Ona ne oluyor?’ dediği zaman, 4. İşte o gün, yer, kendi haberlerini anlatır. 5. Çünkü Rabbin ona (öyle) vahyetmiştir. 6. O gün insanlar amellerinin kendilerine gösterilmesi için bölük bölük kabirlerinden çıkacaklardır. 7. Artık kim zerre ağırlığınca bir hayır işlerse onun mükafatını görecektir. 8. Kim de zerre ağırlığınca bir kötülük yapıyorsa onu görecektir.”

O günki büyük depremin altında herkes çıkartılıp hayata döndürülecek de, aslolan o gün defterimizin sağ tarafımızdan mı, sol tarafımızdan mı verileceği meselesidir..

Sonuç, ders aldığımızı gösteriyor.. Biz kardeşiz.. Aslında bu kardeşliğimiz “Kan kardeşliği”nden daha önemli ve önceliklidir.. Biz Allah’tan bir ruh taşıyoruz. “Galu bela” kardeşliğidir bu.. Bu kardeşliğe ihanet eden Lanetli Şeytanın mirasçısıdır.. İkincisi gen kardeşliği. Aynı atadan geliyoruz. Adem babanın, Havva ananın çocuklarıyız. Onların bedenleri de topraktandı. Aynı dünyada yaşıyoruz.. Dahası, aynı ülkenin çocuklarıyız. Aynı zamanın çocuklarıyız. Bugün için daha da önemlisi, din kardeşiyiz. Bir sonrası ise ahret kardeşi, ahretlik olacağız inşallah.

İstiklal harbinde kanlarımız aynı havuzda göl olmuştu. Kardeşlik havuzunda birlik olduk. Bugün ise Kızılay’ın vesilesi ile Türkler ve Kürtler Van’da kan kardeşi oluyorlar..

Türkiye’nin her yerinde Türkler kan veriyor ve bu kan Kürt kardeşlerinin damarında hayata dönüşüyor. Kürt kardeşlerimizin kanları ise bölgedeki depremzedelerin damarına enjekte ediliyor..

Keşke bugün birbirimize zor zamanda gösterdiğimiz kardeşliğimizi yarın barış içinde, daha iyi bir hayat için birlikte gösterebilsek.. Bugün gelecek günlere miras bırakabilse bu kardeşliği.

Hükümet deprem sonrası üzerine düşeni yaptı. Yurdun dört bir yanından sivil toplum örgütleri de yardıma koştular.. Vanlılardan kimse, “hayır sizi istemiyoruz” demedi.. Hükümet İsrail’in yardımını reddetti. Eminim Vanlılar da, başka bir alternatif varken bu eli reddederdi.. Ama Kürt Türk’ün, Türk Kürd’ün elini bırakmaz. Bırakamaz. Bırakmamalı!

Hükümet Van’ı yeniden imar etme sözü verdi.. “Bir musibet, bin musibetten iyidir” derler. Ha bu deprem hepimize ders olsun.. Biz kardeşiz. Dostluk zor zamanda belli olur.. Van’da başardığımızı niye Hakkari’de ya da Diyarbakır’da başarmayalım. Kucaklaşmak için ille de deprem mi olması gerek.

Aslında terör depremden daha vahşi olabiliyor.. Kucaklaşması gereken insanları bir birine kırdıranlara lanet olsun.. Dilerim Van kucaklaşması, barış için yeni bir başlangıç olsun..

Bunlar bizim için bir imtihandır.. Allah bizi mallarımız, canlarımız, sevdiklerimizle, kimi zaman artırarak, kimi zaman eksilterek imtihan edecektir.. Ediyor da!

Van’da asker Kürt kardeşlerine yardım için seferber olurken, Hakkari’de asker PKK’ya karşı devriye geziyor. Operasyon düzenliyor. Bir oğlu dağda ötekisi askerdeki bir ananın yüreğindeki savaşa benziyor bu acı ve bu ateş bütün bir ülke halkının bağrını yakıyor.

BDP’liler yaşanan süreçten gerekli dersi çıkartıp durması gereken yere gelecekler mi bilmiyorum. Ama eğer adalet, barış ve özgürlük sürecini sabote edici tavırlarını sürdürecek olurlarsa, Kürt halkının sağduyusunun onları tasfiye etmesini beklemek gerekecek..

PKK’yı artık Kürdistan yönetimi de terk etti. Örgütün silah depoları, destek üsleri tek tek boşaltılıyor.. Ergenekon ile bağları da deşifre oldu. Türkiye’ye karşı hasmane tavırlar içindeki ülkelerin destekleri de deşifre oldu..

Terör, Kürt halkının temel hak ve özgürlüklerini engelleyici bir tutum için vesile olarak kabul edilmemeli.. Bugünki yanlışların darbeci zihniyetin eseri olduğunu biliyoruz ve zaten bu süreç derin devlet hesaplaşması ile tasfiye edilmeye çalışılıyor.

Ne yazık ki BDP bugüne kadar derin yapının tasfiyesi için kılını kıpırdatmadı.. Hep sonuçlarından şikayet etti. Sonuçları kavga sebebi saydı. Bir bakıma yangına körükle gitti.

“Şu şöyle olmasaydı, böyle olmazdı” gibi akıl yürütmelerle vakit geçirmek yerine önümüze bakmalı ve “efradına cami, ağyarına mani” doğru şeyler yapmamız gerek. Allah’ın takdirinden öte bir şey yok..

Selâm ve dua ile.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Abdurrahman Dilipak Arşivi