Van-Erciş’ten geliyorum
TOBB Başkanı Rifat Hisarcıklıoğlu’nun büyük hamlesini biliyorsunuz; en baba sivil toplum örgütlerinin 78’ini bir araya getirerek, “Birliği Çağrı Platformu”nu oluşturdu.
“Kutuplaştırma” çabalarının yoğunlaştığı bir dönemde, sağcı, solcu, laik, dindar bir çatı altında, işi “teröre tepki” ile başlattılar, Van depremi ile iyice hız kazandılar.
Ekip önceki gün deprem felaketinin pençesindeki Van’daydı...
Biz de, ekiple birlikte... Katılımcı listesindeki isimlerden bazılarına baktığınızda, dahası ayrıntılarına girdiğinizde Sayın Hisarcıklıoğlu’nun ulaştığı mutabakat çerçevesinin genişliğini fark edeceksiniz...
Canınızı sıkmayacaksa eğer, listeyi vermiş olalım:
“İşçi Sendikaları Konfederasyonu (Türk-İş), İşveren Sendikaları Konfederasyonu (TİSK), Esnaf ve Sanatkarları Konfederasyonu (TESK), Ziraat Odaları Birliği (TZOB), Hak-İş Konfederasyonu, Memur Sendikaları Konfederasyonu (MEMUR-SEN), Kamu Çalışanları Sendikaları Konfederasyonu (Türkiye KAMU-SEN), Barolar Birliği (TBB), Noterler Birliği (TNB), Serbest Muhasebeci Mali Müşavirler ve Yeminli Mali Müşavirler Odaları Birliği (TÜRMOB), Veteriner Hekimleri Birliği (TVHB), Seyahat Acenteleri Birliği (TÜRSAB), Türk Eczacıları Birliği (TEB), Türk Sanayici ve İşadamları Derneği (TÜSİAD), Müstakil Sanayici ve İşadamları Derneği (MÜSİAD), İşadamları ve Sanayiciler Konfederasyonu (TUSKON), Tüm Sanayici ve İşadamları Derneği (TÜMSİAD), İhracatçılar Meclisi (TİM), Anadolu Aslanları İşadamları Derneği (ASKON), Türk Girişim ve İş Dünyası Konfederasyonu (TÜRKONFED), Doğu ve Güneydoğu Sanayici ve İşadamları Dernekleri Federasyonu (DOGÜNSİFED), İşçi Emeklileri Derneği (TİED)... Ve tabii (TOBB).
Bu ekiple birlikte, VAN’a gittik ya...
Hep birlikte şunu gördük:
“Bu topraklarda terör oyunu tutmaz!..”
•
Van’da hem de depremin en fazla zarar verdiği Erciş’te, yıkılmış dükkanlar var...
Pencereleri dağılmış, elini uzatsan istediğini alıyorsun...
Muzlar, elmalar vesaire dışarıda...
Kılık kıyafetler de öyle...
Dükkanların önlerinden sel misali akarken, bir tanesi de dönüp bu “nevalelere” bakmıyordu.
Gidip yemek kuyruğuna giriyordu, helal olan için... Ama harama el uzatmıyordu...
Medya soytarıları istedikleri kadar provoke etmeye çalışsın, “PKK’nın Partisi” istediği kadar sokaklara “militanlarını” salsın...
İstediği kadar yardım ekiplerine zorluk çıkarsın...
Tablo ortada; taaa Tekirdağ’dan gelmiş kardeşlerim vardı, Çorum’dan, Kastamonu’dan...
Türkoğlu Türk, Kürtoğlu Kürt’ün yardımına koşmuştu...
Deniz Feneri oradaydı, İHH oradaydı, Vuslat ekibi oradaydı, hepsi oradaydı; Kimse Yok mu, Can Suyu, atladıklarım affetsin hepsi oradaydı...
•
Bu birinci nokta; bizi kimse tüketemez!..
İkincisi, en çok merak edilen:
Yardımlar, diğer çalışmalar yetersiz mi?..
Şöyle ifade edelim:
Koordinasyon iyi değil.
Kurtarma faaliyetleri müthiş...
Kızılay, iyi.
TOKİ konutları sapasağlam; evlerin içinin kalitesi tartışılır ama güvenlik bakımından tam not aldı konutlar.
Van büyük ölçüde yoluna girmiş, depremin esas vurduğu Erciş’te evi sağlam durumda olan vatandaşların da, haklı olarak dışarıda kalmak istemesinden kaynaklanan bir sıkıntı var.
Köylerdeki sıkıntı giderilmek üzere; Vali Münir Karaloğlu ile AK Parti kurmayı Hüseyin Çelik’in köyleri dolaşıp eksikleri bizzat mahallinde tespit etmesi, çalışmaları iyice hızlandırdı.
Biz vardığımızda karla karışık yağmur atıştırmaya başlamıştı, döndüğümüzde öğrendik ki yoğun kar yağışı başlamış...
Vatandaşlar şimdilerde mecburen evlerine sığınıyormuş, özellikle tek katlılarda yaşayanların ya da çok katlı da yaşayıp da evleri neredeyse hiç hasar görmemişlerin çekilmesi alanı rahatlatır.
•
Koordinasyon eksikliği biraz can sıkmış olabilir ama devletin işi 72 saatte yoluna koymuş olması önemli.
İşler hızla düzeliyor; alana gönderilen provokatörlere kulak asmadan, çalışmaya devam etmek lazım.
Bakın bir sahne...
Rifat Bey’le birlikte geçmiş olsun dileğinde bulunduğumuz bir yaşlı depremzede...
Aynen şunları söylemekte:
“Bakın bir binada 3 günde 27 insanı çıkardılar bu insanlar. Bütün Türkiye burada. Bu insanlar gelmeseydi benim 27 tane cenazem olacaktı. Şimdi 14 tane sağlam insanım var. Devlet her şeyi gönderiyor. Devlet her kademesiyle burada. Gelmiyor diyen varsa yalan söylüyor. Ben 3 gündür hiçbir şekilde yardım merkezine gitmedim. Burada çalışan her insana yemeği geldi, suyu geldi. Battaniyesine kadar getirdiler. Ben bazı şeyler duydum üzüldüm. Buranın insanını kötülüyorlar. Biz böyle değiliz, geldiniz gördünüz!..”
•
İnsanımız!..