Erciş'te
Üç arkadaş, depremzedelerin yaralarını sarmaya çalışan İHH ekipleriyle teşrik-i mesaide bulunmak için Erciş'e gittik.
Can pazarı.
Günlerdir gecelerdir uyumadan dinlenmeden çalışan arama-kurtarma ekipleri, ölesiye yorgunluklarına rağmen müthiş bir enerjiyle enkazlarda can aramaya devam ediyorlar.
Zaman geçiyor, bilimin tayin ettiği kırmızı çizgi geride kalıyor, fakat onlar 'bir ümit' diyerek, 'belki aşağıda bir kalp her şeye rağmen atmaya devam ediyor' diyerek, 'bir can bir candır' diyerek, 'ha gayret' diyerek, 'Yâ Allah' diyerek sürdürüyorlar kutlu çabalarını. "Bir insanı kurtaran bütün insanlığı kurtarmış gibidir"; bütün insanlığı kurtarmak için kendilerinden geçiyorlar.
Zonguldak'tan gelen TTK ekibinin kurtardığı canlar dillere destan. AKUT her zaman olduğu gibi yine can simidi. Çok bilinmez, ama İHH İnsani Yardım Vakfı da arama-kurtarma konusunda ihtisas sahibi olmuş; Erciş'te biri kız çocuğu biri hamile kadın dokuz depremzedeyi enkazdan canlı olarak çıkarabilmiş. İhtiyacı olan başka arama-kurtarma ekiplerine teknik destek de sağlıyormuş İHH.
* * *
Kaymakamlık binasının yanında İHH'nın aşevi. Deprem mağduru Ercişlilere ve onların yardımına koşanlara, arama-kurtarma ekiplerine, bütün kuruluşlardan insani yardım gönüllülerine, polislere ve askerlere, her gün binlerce insana sıcak yemek yetiştiren, yetiştirebilmek için gerektiğinde kendi açlıklarını bastıran güzel adamlar...
Önemli bir ayrıntı: 'Muhtaçtır, ne yedirsek yeridir' demiyorlar. İyi malzemeler kullanıyorlar, güzel yemekler pişiriyorlar ve yemekleri güzel pişiriyorlar.
* * *
Erciş Köy Hizmetleri binasının bahçesinde İHH'nın depo çadırı. Kayseri plakalı bir tırdan yardım malzemesi indirip depoya yerleştiren İHH elemanları ve gönüllüleri. Bugün sekiz tır boşaltmışlar, bu dokuzuncusu. Hava soğuk, yağmur yağıyor, eşyalar ağır, ama vazife şuuru daha ağır. İş bir an bile aksamıyor, aksatılmıyor.
Tır boşaltılırken, beri tarafta da Erciş'in mahallelerine ve köylerine yardım taşıyan minibüsler dolduruluyor.
Ekipte Ağrı'dan gelmiş üç genç kız da var. "Yoruldunuz, biraz dinlenin" denildiğinde kızıyorlar: "Biz buraya zaten yorulmaya geldik!"
* * *
Erciş'e, Van'a Türkiye'nin dört bir yanından -ve dünyanın birçok yerinden- yardımlar yağıyor.
Kızılay başta olmak üzere bütün yardım kuruluşlarımız, halkın muazzam desteğiyle Erciş ve Van için seferber olmuş vaziyetteler.
Depolar battaniyelerle, elbiselerle, su ve yiyeceklerle dolup taşıyor ve yardım dağıtımı aralıksız devam ediyor.
Yine de...
Depremzedelerin kahir ekseriyeti şu aşamada durumdan şikâyetçiler.
Şikâyetçiler, çünkü her şeyden evvel çadıra ihtiyaçları var ve fakat dağıtılan çadır sayısı ihtiyacın ancak altıda birine cevap veriyor.
Soğuk ve yağmurlu gecelerde başlarını sokabilecekleri bir çadır bulamayan insanlara başka ne yardımda bulunursanız bulunun, tam olarak ikrama geçmiyor.
Kardeşlik ve birlik mesajları da bu durumda yeterince makes bulamıyor.
* * *
Şimdiye kadar 30 bin civarında çadır dağıtılmış (Bir kısmı 'fay hattı pay hattı' diyen vicdansızlar tarafından talan edildi).
Daha 125 bin çadıra ihtiyaç varmış.
Bu ihtiyacı ivedilikle karşılamak ve sonrasında depremzedelere daha muhkem barınaklar sağlamak için akla karayı seçen devlet yetkililerine Cenâb-ı Hakk'tan kolaylıklar diliyoruz.
Onları eleştirelim, ama eleştirirken insafı elden bırakmayalım.
İşleri hiç kolay değil.