Kardeş kardeşe bu gün gerek
Van’daki deprem, gerçeklerle yeniden yüzleşmemize de sebep oldu. ‘Sistem’ enkaz altında kalırken, kardeşlik, yardımlaşma ve başkasının acısını paylaşma noktasında iyi puan aldık. Bölgeden gelen son haberler, depremzedelere yeterli miktarda ve hatta depolara sığmayacak kadar yardım yapıldığını gösteriyor.
Bu ifadelerden, “Yeterli maddî yardım yapıldı, depremzedelerin sıkıntısı bitti” anlamı çıkmasın. Bu yardımlar, kanamayı durdurmaya yarayan, acıl yardımlardır. Kış mevsimindeyiz ve depremzedelerin mümkün olan en kısa zamanda kışa dayanıklı mekânlara taşınabilmesi lâzım. Zor olan da budur. Yiyecek ve giysi gibi ihtiyaçları kısa bir anda karşılamak mümkün, ama bazı ihtiyaçları karşılamak zaman alır. Prefabrik ev ve kalıcı konutlar gibi...
Bu arada, başka bir nokta daha dikkat çekti. Deprem uzmanları, Van’daki depremi açıklarken neredeyse “Burada depreme sebep olacak bir ‘fay’ yok. Nasıl oldu da deprem meydana geldi” diyecekler... Çanakkale Onsekiz Mart Üniversitesi Mühendislik Mimarlık Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Orhan Tatar, Van depremini oluşturan fayın, sıkışma etkisi altında oluşan bir ters faydan kaynaklandığını belirterek, “MTA’nın ürettiği, şu anda kullanılmakta olan Türkiye aktif fay haritası üzerinde bu depremi meydana getiren fay görünmüyor. Bu, sürpriz bir deprem” demiş. Elbette bu açıklamaya itiraz ediyor değiliz. Ancak ‘bilinmeyen, uyuyan bir fay’ın harekete geçmesinin tesadüfle açıklanamayacak kadar önemli olduğunu hatırlatmak istiyoruz.
İstanbul’da yaşayan Vanlılar da, deprem sonrası harekete geçip aralarında topladıkları yardımları hemşehrilerine göndermiş. Van Dernekleri Federasyonu Başkanı Seyithan İzsiz, siyasetçisinden ev hanımına, çocuklara kadar yardımlaşma ve dayanışma konusunda örnek davranışlar gösterildiğini belirterek, “Yurdun dört bir yanından yapılan yardımları makul, sevgi, şefkat ve muhabbet dolu görüyoruz. Bizi son derece mutlu ediyor. Bir takım çatlak sesleri dikkate almıyoruz. Türkiyenin dört bir yanında kardeşlik var” demiş.
Van Gölü ve Çevresi Derneği Başkanı Yusuf Öncül de “Bütün Türkiye’nin kardeşliğine dayanan bu çalışmaları biz takdir ediyoruz. Vanlı, bu kardeşliği hiç unutmayacaktır. İnanıyorum ki bu dayanışma ülke barışına katkı sağlayacaktır. Biz acılarımızla uğraşırken onlar bizim dertlerimizle bizden fazla uğraştı. Mutlaka bu yaralar sarılır ama bu kardeşlik bütün Anadolu’yu kaplar” şeklinde konuşmuş.
Bu gelişmeler, ‘ifsat şebekeleri’nin umduğunu bulamadığını ve inşaallah bundan sonra da bulamayacağını gösteriyor. Çünkü bu tablo, apaçık kardeşliğin, yardımlaşmanın ve düşene sahip çıkmanın görüntüsüdür. Ve yine bu tablo, milleti canından bezdiren ‘sistem’e rağmen; milletimizin kurulan tuzaklara düşmemesinin neticesidir. Millet, ‘sistem’in tuzağına düşmüş olsa bu kardeşlik görüntüleri ortaya çıkmayabilirdi. Ki, asıl o zaman deprem bizi vurmuş, millet olarak o enkazın altında kalmış olurduk.
Allah’a şükürler olsun ki, Türkiye’nin maddî imkânları bu enkazı kaldırmaya yeter. Önemli olan sahip olduğumuz bu imkânları iyi şekilde seferber edebilmektir. Bu noktada sivil toplum kuruluşlarının öncü olması da çok önemli. Meselâ, Kocaeli ve Sakarya’da açıklama yapan sivil toplum kuruluşları “Bu acıyı biliyoruz. Yalnız değilsin Van” ve “Van depremi, Kocaeli’nde de hissedildi. Van için kardeşlik zamanı” afişleri taşımış...
Maddî ve manevî depremleri içimizde de hissedebildiğimiz ölçüde “enkaz” altında kalmayız vesselâm...
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.