Mustafa Özcan

Mustafa Özcan

Firavun evleri ve medeniyeti!

Firavun evleri ve medeniyeti!

Bugün Batı medeniyeti Firavun medeniyetinin bütün hususiyetlerini yani özelliklerini taşıyor. Firavun medeniyetini temsil eden bir üçleme var. Sistemin merkezinde Firavun bulunuyor. Bir de Firavun’un çevresi var. Kur’an buna ‘al-i Firavun’ diyor. Ve bir de gelenekleri var. Kur’an buna ‘de’bi Firavun’ diyor. Al-i Firavun’u, mimari de Haman temsil ediyor. Beni İsrail’de Haman’ı hatırlatan şahsiyet Süleyman Aleyhisselam’a yardım eden baş mimar Lübnanlı Hiram Usta’dır. Buna mukabil, Mısır’da Firavun’un başmimarı Haman’dır. Firavun medeniyetinde finans sistemini Karun temsil etmektedir. Bu sistemin putperestlik boyutunu da Samiri temsil etmiştir. Sâmirî’nin icat ettiği “Altın buzağı heykeli” hakkında bazı tefsirlerde yapılan yorumlarda; kadim Mısır toplumlarında bulunan boğa ve inek tanrıları, Hathor ve Aphis, adı verilen putlar ve bunlara ibadet biçimlerinin; Mısır’da uzun süre ikamet eden İsrail oğulları tarafından kanıksandığını ve bu yüzden İsrail oğullarında puta tapıcılığa yatkınlık oluştuğunu belirtirler.

“Küfürleri yüzünden kalplerine buzağı (sevgisi) dolduruldu ve içirildi.” (2/Bakara, 93) İsrailliler Yusuf ile Musa Aleyhisselam dönemleri arasında Mısır’da yaklaşık dört yüz otuz yıl kaldılar. Ve buradan aldıkları geleneği dünyaya taşıdılar. Nitekim daha Mısır baskısından ve bu rejime ait kültürlerden arınmadan, sıyrılmadan, başlarında iki peygamber bulunduğu halde putçuluğu talep ettiklerini görmekteyiz. “İsrail oğullarını denizden geçirdik. Putları önünde bel büküp eğilmekte olan bir topluluğa rastladılar. Musa’ya dediler ki: “Ey Musa, onların ilahları gibi, sen de bize bir ilah yap.” O: “siz gerçekten cahillik etmekte olan bir kavimsiniz” dedi. Onların içinde bulundukları şey (din) yok olucudur ve yapmakta oldukları şeyler de geçersizdir.” Musa Aleyhisselam Mikat’a (Allah ile buluşmaya veya randevuya) çıktığında geride kalan Samiri, Beni İsrail’i ayartmış ve onlardan topladığı zinet öbeklerini eriterek bir altın buzağı heykeli yapmış ve Beni İsrail’i de ona tapınmaya alıştırmıştı.

Firavun medeniyetinin putperestliğini temsil eden İnek ve Boğa tanrıları, Yahudiler üzerinden Batı finans sisteminin sembolü haline gelmiştir.

¥

Firavun medeniyeti veya Haman-Karun-Samiri üçlüsü veya bileşkesi bir biçimde Batı medeniyetine yansımıştır. Günümüzde bu üçlü Batı medeniyeti tarafından temsil etmektedir. Sözgelimi tüm Batı’nın finans merkezi olan Wall Street boğa heykeliyle remz ve sembolize edilmektedir. Neden acaba? Bu Mısır yani Firavun medeniyetinin günümüze Beni İsrail üzerinden aktarılması ve yansıtılmasıdır. Wall Street’in simgesi boğa ve ayıdır. Finansçılara malumdur ancak Main Street sakinlerine de son dört yıldır malum oldu ve iki terimi sık işitir oldu: Ayı ve Boğa. ‘Boğa’ piyasalarda yükseliş beklentisini, ayı ise düşüş trendini ifade ediyor. ‘Boğa’, boğaların boynuzlarıyla her şeyi yukarı kaldırabileceği inancından kaynaklanıyor. Daha ötesinde Samiri ile bir bağı olmalı. Çünkü Wall Street zenginleri paraya ve altın buzağıya tapınıyorlar. ‘Ayı’ ise ilk kez 1709’da Londra’da Tatler dergisinde kullanıldı.

Bu terimin İngilizcedeki ‘Ayıyı yakalamadan postunu satmak’ deyiminden türediği düşünülüyor. Bu deyim, avcılar avdayken postları satan Londra’daki simsarlara göndermede bulunuyor. Yani İslami terimle ‘bey’ü garar’ yani aldatmaca satış yapıyorlar. Elde olmayan metayı satışa çıkartıyorlar. Olmayanı satmak. Dolandırmak. Yani spekülatif ve manipülatif piyasa oluşturuyorlar. Burhaneddin Can buna Medyenlileşmek diyor. Geçmişe doğru bir tarih sondajı yapılsa Main Street’e boğa heykelinin getirilmesinde Yahudi kültürünün etkili olduğu görülecektir. Boşuna bugün Wall Street’i Rockefeller, Rothschild ve George Soros gibi spekülatör çağdaş Karunlar veya Samiriler egemen değil veya temsil etmiyor! Bunlar Musa’nın düşmanı Museviler. Ya da gerçek manada Firavunistler. Dolayasıyla Sina veya kadim Mısır modern dönemde ABD ve Wall Street’e taşınmış durumdadır. Bazı yönleriyle ABD kadim Roma’ya da benzemektedir. Yeme düşkünlüğü obazite ve oburluk gibi.

¥

Lakin bazen Roma ile Firavun medeniyeti arasında bir köprü ve izdivaç söz konusudur. Yani ortada bir halita ve karma medeniyet var. Bu medeniyetin en önemli ayaklarından birisi de mimaridir. Batı medeniyeti vahşi mimarisiyle de öne çıkmaktadır. Bu vahşi mimari de Beni İsrail-Firavun medeniyeti bileşkesinin bir ürünüdür. Nitekim, Hazreti Musa ve Rabbine meydan okumak isteyen Firavun bunu yüksek kulelerle yapmak ister. Yüksek kule ile Yaratıcıya ve fıtrata meydan okumayı dener. Zira kendisini yer tanrısı olarak görmekte ve göklerdeki tanrıyı da reddetmektedir. Nitekim, Muminun suresinde bu durum şöyle yansıtılır: “Firavun: Haman! Benim için bir kule inşa et, dedi, Umarım ki böylece yükselebilir, göklere yol bulur da Mûsâ’nın Tanrısına ulaşırım. Gerçi ben onun yalancı olduğunu zannediyorum ya, (neyse!) İşte böylece, Firavun’un kötü gidişatı kendisine cazip göründü ve yoldan çıkarıldı.

Sonuç itibariyle Firavunun hilesi ve düzeni de tamamen boşa çıktı.” Firavun gibi nadanlara Cenab-ı Hak kelam-ı kadiminde ve ezeli buyruğunda şöyle hitap etmektedir: “Yeryüzünde böbürlenerek yürüme, çünkü sen ne yeri delebilir ve ne de boyca dağlara ulaşabilirsin(İsra suresi: 37). Yani insan yeri yaramaz ve göklere de ulaşamaz.

Lakin ahmak Firavun ile onun baş mimarı Haman bunu denemiştir. Batı medeniyeti ve yüksek binalar ise bunun günümüzdeki yansımalarıdır. Peygamberimiz bu keyfiyeti ve durumu kıyamet alametleri arasında saymıştır. Zira hadislerde ifade edildiği gibi Müslümanlar da kadim milletleri karış karış takip edecek ve taklit edeceklerdir. Bu taklit neticesinde binalarımız mimari de meydan okumanın bir tezahürü olan gökdelen haline gelmiştir. Gökdelenleşme (skyspraperism) fıtratın ve tevazuun katilidir. 11 Eylül muammasından sonra Wall Street’e yönelik işgal girişimi sembolik olarak Firavun-Samiri (Yahudi veya Musevi demekten daha doğru olsa gerek) medeniyetinin sonuna gelindiğinin bir işareti ve beşaretidir.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Mustafa Özcan Arşivi