Bir yasanın öyküsü
Son Ankara yolculuklarının birinde Galatasaray Kulübü eski Başkanı Adnan Polat'la uçakta yan yana düştüm.
En son Galatasaray'ın yeni stadı Türk Telekom Arena'ya -açılışından önce- SABAH ekibi olarak yaptığımız ziyarette görüşmüştük.
Sarılıp öpüştük. 50 dakikalık yolculuk boyunca sohbet ettik. Elbette futbol üstüne.
Polat kısa bir süre önce (Not: 7 Eylül'de) Fenerbahçe'nin tutuklu Başkanı Aziz Yıldırım'la Metris Cezaevi'nde yaptığı görüşmeyi aktardı.
"Aziz Bey'in morali son derece yüksekti. Bana 'Başkan bizim Kulüpler Birliği olarak Futbol Federasyonu ile birlikte hazırladığımız Sporda Şiddet ve Düzensizliğin Önlenmesine Dair Kanun Teklifi'nde şike iddiaları için bu kadar ağır bir hapis cezası öngörülüyor muydu?' diye sordu."
- Ne cevap verdiniz?
- "Hayır", dedim. Teklifte şike yapanların 1 yıla kadar hapse mahkûm edilmeleri, bu cezanın da paraya çevrilmesi öngörülüyordu. Suç örgütlü işlenirse yarı yarıya artacak, yani 1.5 yıla çıkacak, sonra o da paraya çevrilecekti.
- Peki, teklif nasıl değişti? Ve kim değiştirdi?
Adnan Polat, "Biraz geriye gitmek gerekiyor" dedi ve anlatmaya başladı.
***
"Kulüpler Birliği'nin ve Futbol Federasyonu'nun hukukçuları yasa teklifini hazırladıktan sonra biz, yani Aziz Yıldırım, ben, Yıldırım Demirören, Başbakan Erdoğan'la Dolmabahçe'deki ofisinde bir araya geldik. Başbakan, 'Beyler kanun teklifini iyi okudunuz mu? Emin misiniz?' diye sordu. Hepimiz onayladık. Erdoğan ısrar etti: 'Gelin bu yıl ligi kazasız- belasız bitirelim. Bu teklifi gelecek yasama dönemine, seçimden sonra oluşacak Meclis'e bırakalım...' Başbakan doğru söylüyordu, ligi bitirmek, kanunu yeni sezonda uygulanmak üzere yeni Meclis'ten geçirtmek daha doğru olacaktı..."
***
Sorumu tekrarladım: "Peki, ne oldu da teklif Meclis'e indi ve çabucak yasalaştı?"
- Başbakan'ın önerisinden sonra biz Kulüpler Birliği olarak kenara çekildik. Ama bazı maçlarla ilgili iddialar, şaibeler ortaya atılmaya başladı. Hava kötüleşiyordu.
Bu iddiaların da etkisiyle bir anda teklifin Meclis'e indirildiğini gördük. Hem de değiştirilmiş, cezalar işleneceği varsayılan suça göre orantısız biçimde artırılmış olarak.
- Teklifteki değişiklikleri kim yaptı?
- Onu bilemem. Ama sorumluluk büyük ölçüde Futbol Federasyonu'nda. Eski Federasyon Başkanı Mahmut Özgener'in dönemini kastediyorum. Çünkü Kulüpler Birliği kenara çekildiği için hem teklifle, hem de Meclis'teki girişimlerle ilgili çalışmaları Futbol Federasyonu'nun hukukçuları yürütüyordu.
***
İşte öyle bir kargaşada, biraz da linç havasında "Sporda Şiddet ve Düzensizliğin Önlenmesine Dair Kanun" Meclis'ten geçiverdi.
Hemen ertesinde Bursaspor- Beşiktaş maçı öncesinde karşılaşmanın iptaline yol açan vahim olaylar patlak verince, futbol camiasından kimse de yasaya karşı ağzını açamadı.
Gerisi malum. Açılan dosyalar, operasyon üstüne operasyonlar, sabaha karşı evlere dayanıp emniyete götürmeler, tutuklamalar... Vur deyince öldürmeler...
Şimdi 7.5 ay sonra yanlıştan dönülüyor. Kulüpler Birliği'nin hazırladığı, Meclis'te grubu bulunan dört siyasi partinin imza koyduğu yasada değişiklik önerisiyle, şike yapan veya teşvik primi verenler hakkındaki hapis cezası 5-12 yıldan 1-3 yıla çekiliyor.
Gençlik ve Spor Bakanı Suat Kılıç da değişikliğe destek veriyor: "Kanunda yer alan 5-12 yıl hapis cezasının, genel hukuk normları, Türk ceza sistemi ve Avrupa ülkelerindeki benzer cezai yaptırımlarla bağdaşmadığı, onlara göre çok ileri derece de bir yaptırım olduğu pek çok kişi ve kurum tarafından dile getirildi. Yapılacak değişiklikle Türk ceza sisteminin genel normlarına ve AB normlarına paralellik sağlanırsa, fazla itiraza uğramaz."
***
Adnan Polat, Fenerbahçeli olduğumu biliyordu. "Seni keyifsiz gördüm" dedi.
"Öyle" dedim, "Hiçbir maça gitmiyorum, TV'de izlemiyorum, Lig TV'yi iptal ettirmeyi bile düşünüyorum..."
"Neden" diye sordu. Derin mi derin bir iç çektim; "Kristal küre parçalandı..."
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.