Abdurrahim Karakoç

Abdurrahim Karakoç

Düşünecek geçmişiniz var mı?

Düşünecek geçmişiniz var mı?

Her şey bitti de geçmişi düşünmek mi kaldı, demeyiniz sakın..

Geçmişler gelecek içindir..

Geçmişine sahip olamayan milletlerin gelecekleri hüsrandır.

Eğer siz, dedeleriniz, babalarınız gibi bir torba hamaset, bir heybe siyaset için yola çıkmışsanız, Allah belanızı vermiştir..

Kula kul olma devrinin zirve yaptığı zamanları unutmak mümkün mü?

Şimdi daha iyi bir noktadayız amma, tamamen salaha erdiğimizi söylemek imkansız..

Bundan 20/30 yıl önce de yazardım.. Biraz aykırı, biraz gerçeklerin ta kendisi yazılar..

İran’da hüküm süren Zerdüşt dini mensuplarının güneş Hamel burcuna girmesinden ötürü BAHAR BAYRAMI saydıkları 21 Mart NEVRUZ şenliklerine siyasi irilerimiz TÜRK BAYRAMI sahipliği yaparlardı..

Ben itiraz ederdim ve “Nevruz Türk Bayramı ise, ben TÜRK DEĞİLİM” diye manşetten rest çekerdim..

Bir üniversitemizdeki tarih hocaları: “Yazı yazdığın gazete Nevruz Türk Bayramı diyor.. Sen gazetene, parti liderlerine aldırmadan aksini söylüyorsun.. Nedir bunun hikmeti” sorusunu sormuşlardı..

Cevaben:

Ben tarihçi değilim.. Eğer elinizde tarihi belgeler varsa, gösterin ben özür dileyeyim..

Ve söyledikleri:

“Nevruz bir Ortadoğu’ya mahsus bahar şenlikleridir.. Bayramla, Türklükle alakası yoktur.. Devlet bazı yanlışlara sahip çıkarak, istismarcıların elinden kozlarını almak istiyor.. Senin yazıdan sonra 2 Türkçü profesörü görevlendirmişler, buralara kadar geldiler ve üniversite olarak yazılarla, toplantılarla “BİZİM” olduğunu isbatlamamızı istediler. Hangi belgelerle dediğimiz zaman, belge yok, fakat lüzumlu görülmüş, gereği yapılsın dediler.”

Neler yapılmadı ki?

Parti liderlerine, hele de garibim Erdal İnönü’ye örs üstünde demir dövdürmediler mi?

Zerdüştlerde ateş motifi önemlidir..

SİNSİN folklorik bir şenliktir, içinde en önemli hususiyet ATEŞ’tir..

Ateşe tapanlardan günümüze kadar gelen bir alışkanlık..

Dahası yoktur..

Amma ne yazık ki, yaşını başını almış Bakanlar, vekiller, bürokratlar haddinden fazla gelişmiş göbeklerine bakmadan SİNSİN ateşi üzerinden atlarlardı..

Gülünç duruma düşerlerdi.. Amma ne gam.. Çünkü emir yukardan gelirdi.

Dikkatinizi çeker mi bilmiyorum.. Bir kesim İSLAM dinini dahi yozlaştırmak için, aslında maksatlı olarak servise soktukları faaliyetler eleştirilince, “Bizim inancımız folklorik temellere dayalı, bunda hatalı unsurlar aranmamalı” türünden savunmalar yapıldı..

Doğru mu?

Vallahi ben yoruldum..

Doğruluğuna, yanlışlığına kimseyi inandıramam.. Boş yere kendimi yorarım..

Vesveseli birisi değilim..

Ne öküzün altında buzağı ararım, ne de buzağının altında öküz oğlu öküzü..

Görüyorsunuz değil mi?

Bir partili vekil hayatı boyunca yaptığı yanlışlara mukabil tek bir doğruyu dile getirince nasıl susturuluyor?

Sıkıysa yalamasın tükürdüğünü.

Ağzını yırtarlar alimallah.. Adını ak kağıtlardan kazıtır, sildirirler.. Olmazsa iskeletini çarpıtırlar..

Elhamdülillah korkmadan bugüne kadar..

Mahkeme salonlarını bekleme salonu yaptım.. Bübük büyük büyükleri hep kendime hasım eyledim.. Hesap vereceğim esas makam inşallah benden razı olur..

Kimsenin yanlışlarında hissem yoktur..

Ve fiziki olarak yolun sonuna yaklaştım..

Ülkem ve ülkemin aldatılmış insanları için üzülmekteyim..



Kar yağardı geceleri lapa lapa
Keklik avına çıkardık dere tepe
Bir çığ düşmesinden bir kurttan korkardık
Cebimizde azık, elimizde sopa..

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Abdurrahim Karakoç Arşivi