Kemalizm'i kapıdan kovup bacadan içeri almak
Müstakil Sanayici ve İşadamları Derneği (MÜSİAD) kendi Anayasa önerisini dün açıkladı.
Basın toplantısının ardından MÜSİAD Başkanı Ömer Cihad Vardan ve arkadaşlarıyla bir araya geldik. Anayasa Çalışma Komitesi kurulmuş... Gençlerle birlikte 5 bin 500'ü bulan üyelere internet aracılığıyla fikirleri sorulmuş... Akademisyenlerden yardım alınmış... Yoğun bir tartışma dönemi geçirilmiş...
Böylece Dernek, altı aylık bir çalışma sonucunda ortaya ciddiye alınması gereken bir metin çıkarmış.
MÜSİAD'ın Anayasa önerisinin önemli bir özelliği doğrudan maddelere dökülmüş olması.
Ortaya "temel ilkeler" atarak tartışma yaratmak yerine, 78 maddede metni tamamlamışlar.
***
Derneğin hazırladığı Anayasa önerisinin benim açımdan en önemli özelliği, şu anki "Başlangıç" bölümünü kaldırarak, Vesayet Rejiminin ideolojisi olan Kemalizm'i silip atması.
"Resmi ideolojisi" olmayan bir Anayasa önerisi hazırlamış MÜSİAD... Sadece bu niteliğiyle bile benden geçer not alır.
En çok ilgimi çeken nokta ise "Egemenlik kayıtsız şartsız milletindir" ibaresinin yerine "Egemenlik vazgeçilmez şekilde milletindir" yazılması oldu...
Sebebini sordum: "Türkiye, özellikle İnsan Hakları konusunda uluslararası antlaşmalarla kendisini bağlamış durumda. Örneğin 'millet', istese de işkenceyi yasal hale getiremez. Bu da egemenliğin 'kayıtsız şartsız' olmadığını gösterir" dediler.
Evrensel değerlerin sadece ekonomide değil, hukuk alanında da tanındığını gösteren bir duyarlılık bu... (Not: Ancak yerine önerilen cümle, bence daha iyi formüle edilmeli.)
***
Tabii tartışacak birçok yönü var önerinin...
Mesela, "namusum ve şerefim üzerine ant içerim" diye biten, makul bir milletvekili yemini hazırlanmış. Ancak maddeye şöyle bir fıkra eklenmiş: "İsteyen milletvekili inandığı kutsal kitap ve benzeri değerler üzerine yemin edebilir."
Bence çok yanlış! Çünkü... Böyle bir madde, hem şov yapılmasına, hem de birilerinin (örneğin Sünniler) diğerleri (örneğin Aleviler) üzerinde baskı kurmasına yol açar.
Ayrıca bazı müminler, kutsal kitaplarını siyasete karıştırmak istemeyebilir. Velhasıl Kuran'a el bastı-basmadı tartışması açmaya gerek yok; namus ve şeref yeterli...
MÜSİAD'çılar, "Haklısınız. Biz bu açıdan düşünmemiştik. Amacımız özgürlüğü genişletmekti" dedi.
***
Benim tuhafıma giden bir başka madde de şu oldu: "2) Türkiye Cumhuriyeti, insan haklarına dayanan, milli, demokratik, laik ve sosyal bir hukuk devletidir."
"Buradaki 'milli' kelimesi nereden çıktı" diye sordum. Öyle ya... Türkiye'nin en temel sorunu tam da "milli devletten" kaynaklanmıyor mu?
Milli devlet olacağız diye, herkesi Türk yapmaya çalıştık. "Kürtler, dağ Türkleridir" gibi saçmalıklar uydurduk. Sonuç: On binlerce cana mal olan isyanlar!
Anayasa önerisini kaleme alan Marmara Hukuk'tan Doç. Abdurrahman Eren, bu kavramı savundu elbette. Atatürk milliyetçiliğini kaldırınca, yerine ne koyacaklarmış?
Sanırım Kemalizm'i kapıdan kovup bacadan içeri aldığının farkında değil. (Ya da fevkalade farkında!)
Unutmadan bu maddenin 1961 Anayasa'sından transfer edildiğini de söyleyeyim.
Eski madde şöyleydi:
"Türkiye Cumhuriyeti, insan haklarına ve 'Başlangıç'ta belirtilen temel ilkelere dayanan, milli, demokratik, laik ve sosyal bir hukuk devletidir."
Neyse... MÜSİAD para, emek ve zaman harcayarak hayırlı bir iş yapmış. Eleştirilerimiz bakidir; o da ayrı konu.