Dünkü yazımızda “katsayı zulmünü” sona erdirmesinden dolayı YÖK Başkanı Sayın Yusuf Ziya Özcan’a yüzbinlerce okuyucumuz adına teşekkür etmiştik...

Bugün de bir başka borcu ödemek gerek:


Sayın Ahmet Gündoğdu, size de teşekkürler.


¥


Doğrusu, geçtiğimiz kritik süreçlerde Memur Sen ve Eğitim Bir Sen’in Genel Başkanı Ahmet Gündoğdu’nun verdiği destek son derece etkili oldu.


Ahmet Gündoğdu, gerektiğinde risk almasını bilen bir lider.


Çoğu sivil toplum önderi, özellikle AK Parti iktidarının ilk dönemlerinde “Bekle gör!” politikası uygular, etliye sütlüye ancak “ayıp olmasın” kabilinden karışırken, Ahmet Gündoğdu risk aldı.


Zamanın “milletle resmen çekişme halinde olan” yargı zihniyetini, darbe planları yapan dünün güçlü, bugünün sanık-tutuklu militerlerini, o günlerde cepheden saldıran malum medya çetelerini, patronlar kulübünü karşısına almaktan çekinmedi.


Ahmet Gündoğdu, yiğidin harman olduğu değil zor bulunduğu dönemde...


Sadece salonlarda değil, caddelerde, meydanlarda savundu bu aziz milletin haklarını...


Danıştay önünde, Sıhhiye’de, Kızılay’da, Taksim’de, Kızılcahamam’da, Anadolu’nun her tarafında “derin güçlere karşı millet örgütlenmesi” için gayret gösterdi.


Milli Eğitim şuralarında, AK Parti’nin iktidarda olmasına rağmen “millet düşmanlığı” yapan bir kısım takoz bürokratlar, karşılarında hep Ahmet Gündoğdu’yu buldu...


Bir Milli Eğitim Şurası hatırlarım; Eğitim’in tepe makamlarından birini işgal eden bürokrat, çıkıp katsayı adaletsizliğini savununca Ahmet Gündoğdu’dan bir azar işitti ki...


O kadar olur!..


¥


Milletle çatışmayan muhalefet partilerinin son derece zayıf ve etkisiz kaldığı bu dönemde, AK Parti iktidarına “taban baskısını” hissettirecek bir güce ihtiyaç vardı.


O da Ahmet Gündoğdu’nun liderliğindeki Memur Sen/Eğitim Bir Sen oldu.


Kızılay mitingleri, “eğitim alanındaki” en geniş katılımlı eylem olarak tarihe geçti.


Yüzbinlerce vatandaşın katılımını sağladığı imza kampanyası büyük etki meydana getirdi.


Her Milli Eğitim şurasında, millet adına bastıran sivil toplum örgütü, çoğu zaman yalnızca Eğitim Bir Sen oldu...


Katsayı adaletsizliğinin ortadan kaldırılmasında, Ahmet Gündoğdu ve ekibinin bitmez tükenmez enerjileriyle yaptıkları presin çok büyük etkisi var.


Yine, kesintisiz eğitime son verilmesi yönündeki Milli Eğitim Şura kararı da Ahmet Gündoğdu’nun teklifi ile alındı.


Devlet, Kızılcahamam’daki son şurada “Kesintisiz Eğitim”in ne vahim bir hata olduğunu resmen kabullendi.


Ahmet Gündoğdu’nun sunduğu teklif, 1 artı 4 artı 4...


Bir yıl anaokulu, 4 yıl ilkokul, 4 yıl da ortaokul esasına dayanıyordu. Lise öğrenimi ise mecburiyetin olmadığı, kuvvetli teşviklerle desteklenmiş bir modeli öngörüyordu.


Devlet buna “Tamam” dedi.


Şimdi beklenen “sözün” yerine gelmesi.


Ve 28 Şubat ürünü çağdışı uygulamalardan birinin daha tarihin tozlu raflarındaki yerini alması...


¥


Bunlar, sadece hükümetin sırtına yüklenerek halledilebilecek meseleler değil.


Sivil toplum örgütleri, medya bastıracak...


Ortalık inleyecek, hükümet de kamuoyundan gelen güçlü talep doğrultusunda adımlar atacak... Evet, gündemimizde “kesintisiz eğitime son” var.


“Katsayı uygulaması”na, Memur Sen/Eğitim Bir Sen’le birlikte karşı çıkan TOBB, HAK-İŞ, MÜSİAD, TUSKON, ASKON, Mazlumder ve diğer sivil toplum örgütlerimiz de bu işe asılır, medyamız da bastırırsa...


“Çağdışı kesintisiz eğitim uygulaması” da ortadan kalkar


¥


Kurtaralım eğitimimizi ve çağdışı eğitim sisteminde harcanıp giden evlatlarımızı!..