Bürokrasinin koalisyon sevgisi
Türkiye'nin bilhassa 1990'lı yıllarda nasıl rezilce yönetildiğini... MİT'in eski daire başkanlarından Mehmet Eymür'ün faili meçhul cinayetler hakkında savcıya verdiği ifadenin medyaya yansıyan bölümünden izlemek mümkün.
Eymür'ün verdiği bilgiler, devlet- hükümet yönetiminde neler yapılmaması gerektiği konusunda bize ışık tutuyor.
Kaçakçılık Daire Başkanı'yken hazırladığı "MİT Raporu" medyaya sızdırılınca zor durumda kalan Mehmet Eymür görevinden istifa eder.
Aradan yıllar geçer. Günün birinde Ankara'dan haber gelir. Tecrübeli MİT'çi Antalya'dan başkente çağrılır. Gerisini onun ağzından dinleyelim:
***
Başbakan Tansu Çiller'in eşi Özer Çiller bana "Size MİT'te görev vermeyi düşünüyoruz" dedi. Hiçbir resmi sıfatı olmayan birinin bana bunları söylemesi garibime gitmişti.
Yanlışlık şurada: Eğer Özer Çiller'in Hükümete katkısı gerekiyorsa... Kanunlara uygun bir resmi görev verilir. O da bu görüşmeleri yapar. Böylece "yetkiyle" birlikte "sorumlu" da olur. Sevaplarla birlikte günahları da yüklenir. Sorumsuz yetkililer modern bir devlette kabul edilemez.
***
İfadelerdeki bir başka tanıdık isim, OdaTV soruşturması kapsamında Silivri cezaevinde tutukluyken ölen Kaşif Kozinoğlu...
Mehmet Eymür şöyle anlatıyor:
Özel Harp Dairesi'nde görev yapmış bazı askeri şahısların MİT bünyesine alınması kararı çıktı. Bu kapsamda Albay Orhan Çoban başkanlığında beş, altı kişilik bir ekibi MİT Başkanlığı'na aldık. Ancak ben bunlardan Kaşif Kozanoğlu'nun MİT'e alınmasına karşı çıktım. Çünkü Kozinoğlu'nun, Özel Harp'te de birçok yasal olmayan işe karıştığını duymuştum.
Eymür'ün uyarısına rağmen teşkilata alınan Kozinoğlu, emrindeki bir subayla birlikte, kendi kendine İnsan Hakları Derneği Başkanı Akın Birdal'ı öldürmek üzere plan yapar.
Olayı haber alan Eymür, soruşturma açar, ifadesini alır ve neticede Kozinoğlu'nu cezalandırır.
Bu olayları bilmediğiniz zaman, "Bidon Kafa" lakaplı Hürriyet yazarının Kozinoğlu'nun ardından döktürdüğü güzelleme aklınızı çelebilir.
***
Benzeri bir alengirli durum "muhalefet edenler susturuluyor" yaygarası eşliğinde cezaevine gönderilen Hanefi Avcı'yla ilgili... Eymür onu şöyle anlatıyor:
Hanefi Avcı'nın karanlık işler yaptığını biliyorum. Pişmanlık Yasası'ndan yararlanan PKK'lıları İstanbul'a getirdiğini ve bu şahısları kullandığını biliyorum.
Eymür'e göre devlet içinde, "Terörle mücadele ediyoruz" maskesinin ardına gizlenerek, hem kendi cebini dolduran, hem de makam mevki kapan bir oluşum, bir çete vardır.
Bu çetenin en önemli simalarından biri, Emniyet Genel Müdürlüğü ve İçişleri Bakanlığı da yapan Mehmet Ağar'dır.
Kamuoyuna "Dürüst polis" diye sunulan Hanefi Avcı ise, Eymür'e göre, Ağar takımının bir parçasıdır.
***
Hanefi Avcı, Susurluk Komisyonu'ndaki ifadesinde söz konusu oluşumu deşifre eden açıklamalar yapmış olsa da, ifadeler ayrıntılı incelendiğinde, Avcı'nın Ağar'dan bir kez bahsettiği, Yeşil'i olayın tek sorumlusu gibi gösterdiği ama bu olayı asıl yapan ve yaptıranları sakladığı görülecektir.
Yukarıda anlatılan olayların hepsi, koalisyon hükümetleri döneminde meydana gelmişti. Hükümet güçlü olmadı mı, bürokrasi kafasının estiği gibi davranmaya başlıyor.
Bu açıdan baktığınızda, 9 yıldır tek başına Hükümet olan AK Parti iktidarına niye o kadar saldırıldığını da anlıyorsunuz:
Çünkü güçlü irade, devlette yuvalanmış çetelerin çanına ot tıkıyor, avanta lavanta çarkına son veriyor.