Uzayda Yaşamıyoruz
Biz uzayda yaşamıyoruz. Bu ülkede ve bu sistemde yaşıyoruz. Bunu iyi bilmeliyiz. Bir şeyler isterken de isteklerimizin ayağı yere basan istekler olması gerekir. Yoksa gülünç duruma düşebiliriz.
Ben siyasetçi değilim ve de olmayacağım. Bu alanda bir beklentim de yok. İsteseydim bir zamanlar milletvekili olabilirdim. Bunun için çok cazip teklifler de oldu, fırsat ve imkanlar da vardı. Ama hizmet alanım tebliğ, irşat, eğitim, öğretim olunca ben orada kalmayı tercih ettim. Şimdi ise istesem de olamam, laf atmanın gereği yok. Bunu benim gibilere yedirmezler artık bu alanda çalışanlar. Bizim gibiler siyasette ancak zor zamanlarda geçici olarak aranırlar. O da bizim için değil, yine kendileri geçiş içindir. Dedik ya, uzayda yaşamıyoruz.
Bunları niye yazdım?
Bazıları peşinen “partici” diye defterden silmeden önce bir daha düşünsün diye. Dinlesin ve anlamaya çalışsın diye. “Ak Partiden kaç lira aldın” diyecek kadar basitleşenlere zaten bir sözümüz yok.
Ben partici değilim. Benim biricik amacım İslam’ın bu ülkeye bütünüyle hakim olmasıdır, o kadar. Bunun için siyaset alanında, belki yarın değişebilir ama şu anda, evet, bugünde en uygun pozisyonun bu iktidar olduğunu düşünüyorum. Yer yer de yakınımda olan Ak Partili siyasetçilere “ne olur, dişinizi tırnağınıza takın, biraz çıkarlarınızdan fedakarlık yapın, şu millete hizmet imkanı yakaladınız, bunu hayırlısı ile hitama erdirin, yaptıklarınızı yasalaştırarak sağlam kazığa bağlayın. Dünyalığınızı nasıl olsa şöyle böyle halledersiniz. Aman size bağlanan ümitleri kırmayın” diyorum. Onlar da bazen iyi işler yapıyorlar, bazen de en olmayacak işler…
Ne yapalım, herkes imtihanda. Sanki biz dört dörtlük iyi miyiz? Kime ne söylemeye hakkımız var ki! Fakat bu fırsat her zaman ele geçmez, keşke kıymetini bilseler…
Ben bu iktidarı anlayışla karşılamaya çalışıyorum. Yaptıkları çok şey var. Yapabilecekleri çok şeyler de var daha. Ama yapamayacakları da var. Bunu ondan istememiz, yapamayacaklarından ötürü onu kınamamız gereksiz diye düşünüyorum. Bunun için gelen tenkitlere aldırmıyorum.
Bunlara bir iki örnek vereyim. Mesela bana e-postadan yazıyorlar, “Tayyip Bey Anıtkabire gitmiş. Böyle Müslüman mı olur? Sen hala buna oy verecek misin?”
“İlk ve orta eğitimde büluğa ermiş kız çocuklarının başı açılıyor. İktidarda AKP var. Bunlar nasıl Müslüman?”
“Bu adam niye ABD ve AB diye çabalıyor?”
“Memlekete şeriat mı getirdi?”
Bunlara ne cevap vereceğiz?
Bence cevaba gerek yok, son iki yazıda yazdıklarım yeter. Yok yetmez denilirse, azıcık daha yazalım isterseniz. Ama gelecek yazıda inşallah.