HÜLYA AVŞAR VE BAŞBAKANIN ANLATTIĞI FIKRA
Beş parmağında beş maharet denilen insanlar vardır ya…
İşte Hülya Avşar bunlardan…
Film çekiyor…
Şarkı okuyor…
Talk Show yapıyor…
Tenis oynuyor…
Ticaretle uğraşıyor…
Türkiye gündeminin bir numaralı ismi sayın Recep Tayyip Erdoğan ile bütün usta gazeteciler ve televizyoncular mülakat yapmak için sıraya girmişken bir de baktık ki Hülya Avşar kendi programına konuk etmiş.
Asıl gazetecilik ve televizyonculuk bu!
Hülya Avşarı tebrik ediyorum.
Program iki bölüm halinde yayınlanacak.
İlk bölüm yayınlandı…
Başbakanın özel hayatının görünmeyen kısmını bizlere aktardı.
İşte onlardan kısa bir alıntı;
H.A.: Peki saçını açmaya kalkarsa gelininiz, kızar mısınız?
R.T.E.: Az önce de ifade ettiğim gibi bizler daha çok gerçekler üzerinden hareket edeceğiz. Sizler bir yere bir insanı teşvik ederseniz onun özgürlük alanınıza girersiniz.
H.A.: Bir soru var. Bu soruyu isterseniz daha hafif sorabilirim. Ya da tek kelimeyle sorabilirim. Sizi üzecek bir soru değil. Herkesin konuştuğu... Şeriat gelecek mi?
R.T.E.: Şimdi bakın Türkiye bir defa sistemini belirlemiştir. Ve bu sistem üzerinde birilerinin bu yapmış olduğu dedikodular bugünün dedikodusu değildir. Cumhuriyet öncesinde de, sonrasında da hep bu Türkiye’de konuşulur. Onun bir ikiz kardeşi vardır. İrticadır. Bunlardan hakikaten bıkmışızdır. Şimdi biz bir defa Türkiye Cumhuriyeti’nin demokratik, laik, sosyal bir hukuk devleti olduğunu kabul etmişiz. Şeriat getirmek diye bir şey yok ki. Böyle bir hedefim
R.T.E.: Türkiye Cumhuriyeti Devleti nedir? O değiştirilemez maddelerde sayıyor ya. Demokratiktir diyor, laiktir diyor, sosyaldir diyor, hukuk devletidir diyor. Şimdi dört tane niteliği var devletimizin. Anlatabiliyor muyum? İnsanın dini vardır. Müslümandır veya başka bir dindendir. Anlatabiliyor muyum? Ama ben bir Müslüman olarak, bir dindar olarak laikliği ne yaparım? Laikliği savunurum. Laik devleti savunurum. Şu anda da laik devletin Başbakanıyım ve bunu da savunuyorum. Bununla ne yapıyorum? Bütün inanç gruplarına, hangi inançtan olursa olsun, laik devletin bir yöneticisi olarak eşit mesafedeyim. Ve bu anlamda dört dörtlük bir laikim.iz, böyle bir anlayışımız yok ki. Bu nereden çıkıyor?
R.T.E:Tabii siz Karadenizli olduğunuz için herhalde bir Karadeniz fıkrası anlatırsınız. Anlatır mısınız günlük hayatta böyle arkadaşlarınızla sohbet eder misiniz?
R.T.E.: Bizim özellikle Bayındırlık ve İskan Bakanımız Faruk Bey’in fıkra hazinesi çok zengindir. Buralardan esinlendiğimiz bazı şeyler oluyor. Şimdi Temel’le Dursun, idama mahkum olmuşlar. Şimdi tabii gelmiş artık son sözleri soruluyor. Son isteğin nedir, son sözün nedir filan diye. Dursun demiş ki son isteğim bir anamı göreyim demiş. Ondan sonra dönmüşler Temel’e de sormuşlar. Temel’in arzusu çok enteresandır. Dursun anasını görmesin demiş.
Şimdi bizim kartel medyasının hasedinden çatladığını görüyorum.
Kendileri yapamadılar ya!
Bir Hülya Avşar kadar olamadınız!
Yazık! Bir de gazeteci ve televizyoncu diye ortalıkta dolaşıyorsunuz!
Laiklkiği savunan,şeriatın günümüz toplumunda kabul görmesinin mümkün olmadığını ortaya koyan ve özgürlüğü esas kabul eden bir anlayış sizin işinize gelmez.
İşinize gelen oturduğunuz masalardan çamur atmak,iftira atmak ve ortalığı bulandırmak…
Bildiğiniz tek şey bu!
Hülya Avşar’dan biraz ders alın!
GüNüN SöZü
En Büyük Cezaevi Taş Duvarların, Demir Parmaklıkların Değil, İnsan Kafasının İçidir.
LOVELACE