M. Şevket Eygi

M. Şevket Eygi

Şeriat ve Camilere Kadın Doldurmak

Şeriat ve Camilere Kadın Doldurmak

Allah ile ezelde yapmış olduğu ahd ü misaka sâdık, Resulullaha (sallallahu aleyhi ve sellem) biat ve itaat etmiş her Müslüman, ilmi ve iktidarı nispetinde Kur'ana, Sünnete hizmet etmekle yükümlüdür.

Şeriat, Kur'andan, Sünnetten çıkartılmış İslamî hükümlerin tamamına verilen isimdir. Şeriat din mânasına gelir.

Her sadık ve uyanık Müslüman Şeriat'a var gücüyle hizmet etmelidir.

Namaz, oruç, zekât ile ilgili hükümler Şeriattır.

İnsanı ebedî saadete götüren yol Şeriat yoludur.

Şeriatın insan münasebetleri ile ilgili hükümleri dünyevî hükümleri de vardır. Bunlara muamelat, ukubat, feraiz, ahkâm-ı sultaniye denilir.

İslam'a, Kur'ana, Sünnete, Şeriata hizmet etmekle mükellef birtakım kişi ve kurumların Şeriata aykırı işler yapmalarına hoşgörü ile bakmak, dinin yıkılmak istenmesine göz yummak olur.

Şeriat-ı Garra-i Ahmediyenin kadın ve aile ile ilgili kesin ve değiştirilemez zarurî hükümleri de vardır. Bu hükümler mukaddestir.

14oo yıllık İslam tarihinde Müslüman kadınların namazlarda ve başka islamî faaliyetler için camilere doldurulması gibi bir bid'at hareketi görülmemiştir.

Müslüman kadınlar lüzum olursa, isterlerse camilere gelebilir, kendilerine ayrılan yerlerde namaz kılar, Kur'an ve vaaz dinler ama camilere kadınları doldurmak ayrı bir şeydir.

Kadınların camilere gelip namaz kılmaları, vaaz dinlemeleri bir ruhsattan ibarettir.

Bütün Ehl-i Sünnet Müslümanlarının Kur'ana, Sünnete ve Şeriata aykırı faaliyetlerden, davranışlardan, teşebbüslerden (girişimlerden) uzak durmaları ve bunlara muhalif olmaları gerekir.

Bugün ülkemizde yapılması gereken temel ve öncelikli vazifelerden birincisi halka ilmihalini (temel İslamî bilgileri) doğru şekilde öğretmek, itikadı tashih etmek ve günlük namazların dosdoğru kılınması için etkili propaganda yapmaktır.

Erkek Müslümanlar farz namazlar için camiye ve cemaate çekilmelidir.

Camileri bilhassa genç hanımlarla doldurmanın sakıncaları ve fitneleri vardır.

Çok uzaklara gitmeyelim, böyle bir bid'at teşebbüsü merhum cennetmekan Sultan Abdülhamid Han hazretleri zamanında yapılmaya kalkışılmış olsaydı ne yapardı?.. Halife-i Müslimîn ve veliyyülemr olarak izin vermez ve engellerdi.

Sen erkekleri bırak, camilere kadın doldurmaya kalk... Olacak şey midir bu!

Peygamberimiz (Salat ve selam olsun ona) böyle yapmamıştır.

Selef-i Sâlihîn böyle yapmamıştır.

1400 yıllık İslam tarihinde gelip geçmiş eimme-i müctehidîn, ulema, fukaha, sülehâ, umera böyle yapmamıştır.

Tekrar ediyorum: Camilere kadınlar elbette gelebilir ama bu onlar için farz veya sünnet değil, bir ruhsattan ibarettir. Gelmemeleri daha faziletlidir.

Camilere davet edilmeleri ve gelmeleri gerekenler erkeklerdir.

Allaha, Kur'ana, Sünnete, Şeriata sâdık Müslümanlar erkekleri camilere ve cemaate çağırmalıdır.

İslamda cami imamı, maaş ve ücret alarak namaz kıldıran memur değildir.

İmamların fakih, itikadı sahih, ahlaklı, faziletli, örnek, sâlih, muhlis, müteşerri', mu'temen ve zâmin kimseler olması gerekir.

İmamlığa ehil olmayan kimseleri imam yapmak dine hıyanet olur.

Pakistanlı Fazlurrahmanın tarihsellik ve tâtiliye mezhebi Kur'ana, Sünnete, Şeriata, Ehl-i Sünnet ve Cemaat aykırıdır.

Koyu Müslüman, sofu Müslüman, hafif Müslüman, ılımlı Müslüman olabilir ama ılımlı/light İslam olamaz.

Şeriatsız, fıkıhsız BOP İslamlığı gerçek İslam değildir.

ABD, AB, İsrail cihadsız bir İslam türetmek istiyor. Cihad Kıyamet'e kadar baki İslamî bir müessesedir. Kur'anla, Sünnetle, icmâ-i ümmetle sâbittir.

Kadınların tesettürü de Kıyamete kadar baki olacaktır.

Camilere öncelikle kadınları doldurmak isteyenler yeni bir bid'at mezhebi mi kurmak istiyor?

Ehl-i Sünnet Müslümanlarının böyle bir teşebbüse karşı çıkmaları ve yasal sınırlar içinde bununla ve diğer bid'atlerle mücadele etmeleri gerekir.

Bu yazıda anlattıklarım, camilere kadın doldurma seferberliği dünyanın çeşitli yerlerindeki fetva merkezlerine sorulsa hiçbiri bunun cevazına fetva vermeyecektir.

Mugalâta yapanlar beni kadınların camilere gelmesine karşı olmakla suçlamaya kalkmasınlar, Bu bir iftira ve yalan olur. Her zamanki gibi gelsinler, namaz kılsınlar, vaaz dinlesinler ama camilere kadın doldurmak kampanyası başka bir şeydir. Bu işin altında başka bir iş olmasından korkuyorum.

Bunu yapanlar ilhamlarını nereden alıyor?

İslam dini ve İslam Şeriatı kadına o kadar saygı gösterir, o kadar değer verir ki, Darülislam'da kadınlara ayrı nakil vasıtaları tahsis edilir. Ta ki rahat etsinler, huzur içinde seyahat yapsınlar, birtakım terbiyesizlerin sarkıntılıklarına maruz kalmasınlar.

Sultan Albdülhamid zamanında Ramazanlarda bazı camilerde sırf kadınlar için vaaz verilirdi. Bu saygıdandı.

Kadınları camilere doldurma işinin başını çekenler, tesettür için çalışsalar daha iyi ederler.

Bazı İslamcı gençler ailelerine ve çevrelerine haber vermeden gizlice mut'a nikahı (geçici nikah) yapıp birlikte yaşıyorlar. Bu ise haramdır. Camilere kadın doldurmak isteyenler bu haramı/münkeri önlemeye çalışsınlar, nasihat etsinler.

İslam kadına çok değer veriyor, o halde haydi kadınlar camiye...

Böyle gülünç mantıklar Şeriata uygun değildir.

Hak din İslam ile Feminizm sapık ideolojisi asla bağdaşmaz.

Şeriata aykırı her şey hederdir.

(Gerek merkezdeki, gerekse yurt sathındaki Ehl-i Sünnet ve Cemaat Diyanet personeline, müftü efendilere, diğer hocalara hürmetlerimi arz ederim. Hiç şüphe yok ki, onlar dinde her türlü bid'ate karşıdır.)



*(İkinci yazı)

İslam Mektebinde Kavaid-i Külliye Dersleri

AÇILMASINI istediğim İSLAM MEKTEBİ'nde Mecelle-i Ahkâm-ı Adliye'nin Kavaid-i Külliyesi ders olarak okutulacaktır. Bunlar sadece hukukun temel ve genel ilkeleri değil, doğru/sahih kültürün, bilgeliğini temel prensipleridir. Her okumuş Müslüman bunları iyi öğrenmeli ve hayata uygulamalıdır. Edebiyatçı da bilmeli, doktor ve mühendis de bilmeli, iktisatçı da, veteriner de...

Evvelce birkaç kez yazdım ama tekrarlayayım: İSLAM MEKTEBİ'ndeki bütün Müslüman talebeler, bir eksiksiz, vakit namazlarını okul camiinde, okul imamının ardında cemaatle kılacaklardır. Namazsız Müslümanlık çok eksik olur.

İslam Mektebi'nde çocuklara ve gençlere ihlas, mürüvvet, fütüvvet, âlicenablık, taqva ve bunlara benzer memduh (övülmüş) hasletler de öğretilecektir.

İslam mektebinin öğrencileri okul dışında tek başına gezmeyecekler, en az üç kişilik gruplar halinde dolaşacaklardır.

Okuldan, çok sıkı, çok zor, yazılı ve sözlü imtihan vererek diploma alan her öğrenci, Fuzulî Divanı'nı, orijinal Osmanlıca metninden kolayca okuyabilecek, manasını iyi anlayacak, metin şerhi yapabilecek ve bu kıraatten haz ve zevk alacak derecede Osmanlı edebiyatına vâkıf olacaktır.

Okulun dinî tedrisatı Ehl-i Sünnet ve Cemaat İslamlığına uygun olacaktır.

Okulda bir cemaatin, bir tarikatın, bir meşrebin hâkim olmasına, tekel kurmasına izin ve fırsat verilmeyecek, faydalı çeşitlilik ve çoğulculuk olacaktır.

İstidadı ve nasibi olan öğrencilerin çeşitli tarikatlara girmesine izin verilecektir. Biri Nakşî, biri Kadirî, biri Rufâî, biri Mevlevî ve hâkeza... Bunlar, aralarında kesinlikle çatışmayacak, tartışmayacak, rekabet etmeyecektir. Bütün hak tarikatlar tarikat-ı Muhammediyedir.

İslam Mektebi için dostların övgülerinin kıymeti olmayacak, düşmanların ve karşıtların dediklerine bakılacaktır. Şayet onların hepsi olmasa bile bir kısmı "Pes!.. Böyle mükemmel bir okul tarihte görülmemiştir. Tedrisatın, öğretmen kadrosunun, öğrencilerin mükemmeliyeti karşısında hayran kalmamak mümkün değildir" diyorlarsa işte o zaman biiznillah başarmış oluruz.

Okulda Osmanlı yazısı mükemmel şekilde öğretilecektir.

Öğrenciler rik'a yazısını iyi bilecekler ve her biri hattat gibi güzel yazı yazacaktır.

Latin harflerini de uzman, üstad, mâhir kaligraflardan öğreneceklerdir.

Öğrenciler, kendilerini kapmak ve çalmak isteyen birtakım hırsız sektlere, hizip ve fırkalara karşı uyarılacak ve onların tuzaklarına düşmekten korunacaktır.

Her hâl ü kârda hür fikirli, ahlaklı, faziletli, kültürlü, bilge, gerçekten aydın genç hür Müslümanlar olarak yetiştirileceklerdir.

İslam Mektebinin her yıl üç sayı neşr edilen dergileri olacaktır. Bunlardan biri Arap harfleriyle Osmanlıca, biri Arapça, biri İngilizce olacaktır. Ayrıca kültür ve sanatla ilgili yıllıklar da yayınlanacaktır.

Çok zor şeyler değil mi?

Bendeniz kolaycı ve başta maarif/kültür hizmetleri olmak üzere bütün hizmet dallarında ucuzcu değilim.

Önceki ve Sonraki Yazılar
M. Şevket Eygi Arşivi