AK PARTİ YETMEZ VAKİT’İ DE KAPATALIM!

AK PARTİ YETMEZ VAKİT’İ DE KAPATALIM!

Hz. İbrahim ateşe atıldığı zaman, bir serçe gökyüzüne yükselerek, gagasıyla denizden aldığı suyu ateşin üzerine bırakır. Bu durumu görenler, serçeye bakarak, sen kim, ateşi söndürmek kim? Senin taşıdığın suyla ateşin sönmesi ne mümkün, derler. Bunun üzerine serçe şöyle der, olsun, benim taşıdığım suyla, o ateşin sönmeyeceğini ben de biliyorum. Amaç, dostluğumuz belli olsun.

Sanırım bu hikayeyi hepiniz biliyorsunuz…

Ayrıca Anayasa mahkemesi’nin üniversitede başörtü serbestisiyle ilgili verdiği red kararını da biliyorsunuz.

Bu karar sadece Türkiye’nin değil dünyanın gündemine bomba gibi düştü.

Yazılı ve görsel medya,köşe yazarları ve sokaktaki vatandaş konu ile ilgili olumlu veya olumsuz düşüncelerini ortaya koydular.

çünkü bu ülkede;

Basın özgürlüğü vardı!
Düşünce özgürlüğü vardı!
İfade özgürlüğü vardı!

Ama olmadığını da öğrenmiş olduk!

Daha doğrusu yine çifte standartlara şahit olduk!

Neden?

çünkü ne yazılıp çizildiğinden değil kimin yazıp çizdiğine bakan bir anlayışın hala ülkemizde adalet mekanizması içinde var olduğunu bir kez daha görmüş olduk.
Bir haberi Cumhuriyet gazetesi verdiği zaman “iyi niyetli”duygularla yazılmış diye kabul eden bir zihniyet hiçbir tepki göstermezken….

Aynı haberi üstelik Cumhuriyet’ten alıntılayıp haber yapan Vakit Gazetesi olunca, “kötü niyetle”yazılmış diye yorumlanıp cezalandırılması talep edilebiliyor!

Bu çifte standart değil de nedir?

Aynı durum yeniden yaşanıyor!

Malum medya organları ve köşe yazarlarının Anayasa Mahkemesi’nin başörtü kararı ile ilgili haber ve yorumları “iyi niyet”le yaptığı…

Vakit Gazetesi’nin ise tamamen “kötü niyet”le yaptığı tespit edilerek suç duyurunda bulunmuş bizim Bakırköy Savcısı…

İddia şu:”halkı suç işlemeye teşvik etmek”, “Anayasa Mahkemesi üyelerine hakaret' ve 'yargıyı aşağılamak”…

Soruşturmanın sonucunu bekleyip göreceğiz!

Ama merak ettiğim şey şu;

Vakit’in yaptığı bu haberler ve yorumlardan sonra kaç kişi suç işlemiş?

Kime hakaret edilmiş?

Hangi yargı aşağılanmış?

Ben görmedim!
Duymadım!
Şahit olmadım!

Göreniniz var mı?

Açıkçası savcılığın bu soruşturma talebinin gerekçesi;

Vakit Gazetesi’ni baskı altında tutmak…

Kendilerince hizaya getirmek…

Göz dağı vermek…

“Ayağınızı denk alın” mesajı vermektir diye düşünüyorum.

Yoksa yapılan haber ve yorumların atfedilen suçlarla uzaktan yakından alakası yoktur.

Bunu kendileri de biliyor!

Zaten adalet de er ya da geç tecelli edecektir.

İşte bu yazı “inanaların yüz akı”olmayı gerçekten hak eden Vakit Gazetesi ve onun değerli yazarlarına “sadece dostluğumuz belli olsun” kabilinden yazılmış bir yazıdır.

Sizleri de dostluğunuzu belli etmeye çağırıyorum!

GüNüN SöZü

Tanrı’ya Ettiğim Dua Pek Kısadır;”Tanrım, Düşmanlarımı Gülünç Duruma Düşür.”

VOLTAİRE




Önceki ve Sonraki Yazılar
Arşivi