4 bin dolara yılbaşı... 701 liraya aybaşı!
Yaramız öyle taze ki, hâlâ kanıyor... Dile kolay, kasıt olmasa da, 35 vatandaşımız öldü... Yüreğimiz elbette acı dolu, elbette kan ağlıyor
Peki, sorarım size;
74 milyon acıya garkoldu desek, doğru mu söylemiş oluruz?.. Elbette yalan olur, hem de kuyruklusundan!..
Hani, atalarımız; Ağlarsa anam ağlar, gerisi yalan ağlar demişler ya; hiç şüpheniz olmasın ki; Uluderede ölen 35 kişi için ağlayan da, analardır, babalardır, evlâtlardır... Gerisi yalan!..
Hele BDPlilerin gözyaşları!..
Hepten sahte, hepten palavra!..
Onlar bu meseleyi köpürtüyorlar ki, dertleri, amaçları ve hedefleri başka!..
Öyle ya;
Onlara, artık özerklik de yetmiyor...
Leyla Zananın dediği gibi, hedeflerinde bağımsızlık var!..
Son olay da;
Bunun tuzu-biberi oldu!..
Üzüldüklerini, hele hele kan ağladıklarını hiç sanmıyorum...
Tam aksine; zil takıp oynuyorlardır!.. Bundan iyi istismar malzemesi mi bulacaklar?.. Ki, giriştikleri provokatif eylemler de bunun göstergesidir.
Dediğim gibi, BDPliler, bu işin istismarıyla meşguller...
Ama, nihayetinde görevlerini yapıyorlar... Yukarının talimatı öyle!..
VUR PATLASIN, ÇAL OYNASIN!
Peki, milletçe üzüntülüyüz palavralarına ne demeli?..
Tamam, elbette ciddi ciddi üzüntü duyanlar vardır ama dün gece vur patlasın, çal oynasın diyerek yılbaşı kutlayanlar da üzüntülü müydü acaba?..
Ne üzüntüsü?!?.. Olayı duyduklarından bile şüpheliyim...
Çünkü onlar;
35 kişinin toprağa verildiği günün ertesinde şampanyalar patlatıp, yılbaşı kutladılar!..
Peki, kim ve nerede kutladı yılbaşını!..
Elbette mutlu azınlık kutladı...
Hem de, bir asgari ücretlinin 750 günlük çalışmasına bedel bir parayla 1 gece geçirdi!..
Nasıl mı?..
Buyrun, manzaraya bir bakalım:
Bugün, İstanbul yolları ıssız ve sakin olacak...
Evet, o kadar bomboş olacak ki, nüfus sayımı yapılan günler kadar sessiz ve ıssız göreceksiniz yolları!..
Peki nereye gitmiş olabilir bu insanlar?..
Romaya mı, Parise mi?..
Yoksa Çin efsanesini veya Kristal Kızıldenizi yaşamaya mı?..
Mistik Uzakdoğu turlarına mı katılmıştı insanlar, Çölde bir vaha: Ummana mı uçmuştu?
Yoksa, yoksa; Maldiv Adalarına, ya da İtalyan Konçertosu dinlemek için Venedik veya Floransaya filan mı gitmişlerdi?..
Çünkü efendim; alt tarafı 750 Dolardan başlayıp, 2 bin 140 Dolara kadar seçenek sunuyordu oteller ve tur şirketleri!
Kimbilir, belki de; Boğazın ve Haliçin muhteşem manzarasına sahip, The Ritz-Carlton Suitinde bir Noel gecesi geçirmeye gitmişlerdi!..
Dedim ya; hayli ıssız olacak yollar, trafik olmadığı için de, bir o kadar sessiz!..
Yollar, insansız!..
Ya sabaha kadar eğlendikleri için hâlâ uyuyorlar, ya da içip içip sızmışlar!..
Ya da, ne bileyim;
Noel Babanın, gelip de; çama astıkları çorabın içini altınla doldurmasını bekliyorlar!.. Ama, seçkinler, Beyrut veya Romada...
SEÇ, BEĞEN, EĞLEN!
Sonuç itibariyle, bir yerlere gitmişlerdi işte... Sanki yer yarılmıştı da, yerin içine girmişlerdi.
Öyle ya; reklâmlar çok cazipti... Öyle bir davet ediyorlar, öyle imkânlar sunuyorlardı ki, hayır demek ne mümkün!
Suitlerde, sana özel bornozlar olacak!.. Şampanya, odanda seni bekleyecek!.. Kahvaltını suitte veya Çimtemani Restaurantta yapabileceksin!..
Güzellik merkezi Laveda Spaya ücretsiz girecek, 3 terapistin vücudunda sergileyeceği Sultanın Altı El Masajıyla mest olup, kendinden geçeceksin!..
Peki, ücret mi?
Alt tarafı 4002 dolar!..
Evet, evet; Yeni Yıl Rüyası denilen bu 1 gece için, sadece ve sadece Dört bin iki dolar ödeyeceksin!..
Bu kadar hizmete, çok para diyorsan, seçenek çok... Seç, beğen al!..
Meselâ, Cevahir Otelde Kenan Doğuluyu dinlemek için 10 kişilik masa ayırtırsan, 7 bin 650 lira ödersin!..
Bu da mı çok?..
O zaman, The Green Park Resort Hotele gidecek, Hande Yeneri dinlemek için ayırttığın 4 kişilik masaya 2 bin 100 lira ödeyeceksin!..
Ya da, aynı otelde Volkan Konakı dinlemek için 10 kişilik masa ayırtacak ve 7 bin 600 lira ödeyeceksin!..
Daha ucuzunu arıyorsan Wow Hotelde Seda Sayan ve Fatih Ürek var...
Kişi başı, sadece 499 lira!..
VAN VE 33 CAN DA NE?
Bakmayın ödeyeceksin dediğime... Dün gece oralara gidenler bu paraları tıkır tıkır ödediler!..
Bir aylık asgari ücretin 701 lira olduğu ülkemizde, kaymak tabakanın sadece 1 gece için ödediği para, 499 liradan 4 bin dolara kadar çıktı!..
Söyleyin Allah aşkına;
Otellerde eğlenen veya tur şirketleriyle yurt dışına giden insanlar, hiç Vanı veya ölen 35 canı düşünür mü?..
Dediğim gibi, bu para; bir asgari ücretlinin 25 aylık çalışmasına, bir diğer ifadesiyle 750 gün ter dökmesine denk bir para!..
Biliyorum, asgari ücretliler itiraz edip, Kafayı mı yedin sen? diyecekler; Yılbaşı da neymiş!.. Ben ay başını zor getiriyorum!..
Haklılar!..
Karınlarını doyurabilmek, ayakta kalabilmek ve hayatını devam ettirebilmek için milyonlarca insanın pazarlardan atık, çöplerden ekmek topladığı bir Türkiyede, bir avuç mutlu azınlık da, kuş tüyü yastıklarda yatmak için binlerce doları gözden çıkarıyor işte!..
Bunu yapanların kimler olduğunu biliyorsunuz... Mutlu ve putlu azınlık dediğimiz bu güruh, aynı zamanda mahalle baskısından şikâyet eden güruhtur!..
Onlar, dün mahallede yoktu!..
Yurt dışındaydı, otellerdeydi, bar ve pavyon gibi eğlence mekânlarındaydı!..
Kısacası; Vur patlasın, çal oynasın eğlendiler!..
Yediler!.. İçtiler!.. Kustular!..
Depremde yıkılan Vanı veya Şırnakta ölen 35 canı hiç düşünmeden!..
Merak ediyorum;
Biz, hâlâ millet miyiz?..
Eksi 10 derecede namaz!
Eğer sen, 2-3 kişilik bir mescid yeri ayırmazsan, insanlar titreye titreye ve hatta çeneleri birbirine vura vura, eksi 10 derecede namaz kılmak zorunda kalır.
Malatyadan söz ediyorum... Kayısısı kadar soğuğu da meşhur Malatyadan...
Efendim, Malatyada bir Araç Muayene İstasyonu varmış...
Öyle, şehir içinde filan değil ha; şehrin 10 kilometre dışında!
İnsanlar buraya geliyorlar, araçlarını muayene ettirmek için zaman zaman 5-6 saat orada beklemek zorunda kalıyorlarmış!..
Bu süre zarfında, elbette öğle ve ikindi, hatta akşam vakti giriyormuş... Elbette namazlarını kılacaklar!..
Peki, nerede?.. Mescid olmadığına göre, vatandaş nerede kılacak namazlarını?..
Araç Muayene İstasyonunda çalışan bir işçiye sormuşlar; Nerede namaz kılacağız?.. Bu koskoca tesiste 2-3 kişinin aynı anda namaz kılabileceği küçücük bir oda da mı yok?
Garibim işçi, alın demiş, Alın şu tahtayı, onun üzerinde kılın namazınızı!.. Ama açıkta!.. Çünkü, ben de öyle kılıyorum namazımı!
Dediğim gibi, vatandaşlar, meydanda kılmışlar namazlarını... Titreye titreye, çeneleri birbirine vura vura!.. Bugünlerde havalar iyiydi de kıldık deyip, ekliyorlar; Peki, eksi 10 derecede nasıl namaz kılacak insanlar?
Durumun aciliyetini Ulaştırma Bakanı sayın Binali Yıldırıma iletiyor ve gereğini yapmasını istirham ediyorum... Zira, epeyce şikâyet var!..