“2011 yılına ait aklında kalanlar nedir?” diye sorulsa “Borusan’ın başörtüsüyle imtihanı” ve Ramazan günü İETT otobüsünde dövülen “şortlu kız” olayı derim.
Bu iki olayda Necip Türk Basını sınıfta kaldı. Anlı şanlı yazarlarımızın yazılarını okuyunca daha olayı anlamadan yorum yaptıklarını görüp üzüldük.
Ben bu tür haberlere ihtiyatla bakıyorum çünkü toplumu yönlendirmeye, ticari çıkarları korumaya yönelik hareketler çıkabiliyor bazen haberlerin arkasında.
28 Şubat döneminde kendisine rakip gördüğü arkadaşlarını, çilingir sofrası müdavimleri olmasına rağmen, “dinci”, “cemaatten” diyerek elimine ettirenleri, “yeşil sermaye” ve “örgüte yardım ediyor” diye yaftalayıp rakiplerine çamur atanları gördük, yaşadık.
Hatta kendi yaşadığım bir olay var ki evlere şenlik. ‘Post Modern Darbe’ günlerinde Ankara’da çalıştığım gazeteye gelerek “ gazetenize abone olduğum için işten atıldım” diyen adamın olayını araştırırken aynı kişinin “Atatürkçü ve laik olduğum için işten attılar” diye haberi çıktı bir başka gazetede. Adam haklı sebeple işten atılmasının intikamını iftira atarak alıverdi, basınımızın “sazan muhabiri” sayesinde.
Bu tecrübelerden dolayı “Başörtülü Borusan” haberinde biraz beklemeyi tercih ettim.
Şimdi beraberce taşları yerli yerine oturtalım, sonra da birlikte karar verelim.
Olayın esas kahramanları rallici Burcu Çetinkaya ve co-pilotu Çiçek Güney, 2012 yılında yarışmak için Borusan ile sponsorluk görüşmesi yapıyor.
Borusan, yarışta kullanılacak aracın hazırlanması ve diğer masraflar dahil, 100 bin Avro bütçe ayırabileceklerini ve kendilerine bir yıl kullanmaları için de Mini Countryman vermeyi teklif ediyor.
Ancak, bu görüşmeler devam ederken ÖTV’deki artıştan dolayı firma ticari olarak sıkıntıya giriyor, iki bin adetlik araç satış kaybı yaşıyor.
Çetinkaya ve Güney, kullanmaları için verilecek araçların kendilerinin olmasını isteyince Borusan bu teklifi hesapta olmayan ÖTV artışını gerekçe göstererek kabul etmiyor. Görüşmeler askıda kalıyor.
Bütün bu olaylar yaşanırken Kanal 24’te Otomotiv Sevdası programını sunan, Yenişafak Gazetesi’nde de muhabir olarak çalışan Merve Sena Kılıç, Burcu Çetinkaya ile birlikte Borusan’ın verdiği BMW’yi test ederek yayımlıyor.
Çetinkaya ile Kılıç arasında program sunuculuğundan dolayı halef selef ilişkisi de var. Bu durumu Zaman Gazetesi hafta sonu ekinde,18 Aralık’ta, “İşte, iki kadının gözünden otomobil dünyası...” içeriği ile haber yapıyor.

20 Aralık 2011 tarihli Hürriyet Gazetesi’nin Kelebek ekinde de Burcu Çetinkaya ve co-pilotu Çiçek Güney, “Dubai Çöllerinde iki güzel sarışın” başlığı ile haber oluyor. Haberle ilişkisi olmayan, adı bile geçmeyen Merve Sefa Kılıç’ın fotosu da yer alıyor. Kılıç, “Kapalı kız: Yeni Şafak gazetesinden Merve Sena Kılıç” ifadeleriyle okuyucuya garip bir şekilde tanıtılıyor.*
VE HABER MANŞET
Yukarıda yaşanılan bu olaylara rağmen Borusan sesini çıkarmazken, olay gazete manşetine taşınıyor. Haberi beraber inceleyelim.
Haberde “BMW ve MINI Cooper marka araçların Türkiye distribütörü Borusan'ın, "Başörtülü sunucu imajımızı bozuyor" diyerek TV'deki otomobil programının sponsorluğundan çekilmesi büyük eleştirilere neden oldu.” deniliyor. Borusan programa sponsor mu? Sponsorsa ve başörtülü sunucu yüzünden iptal edilmişse TV 24 neden sessiz? Koskoca televizyon haber yapmaya korkuyor da gazete fedailik mi yapıyor?
Hani bir ara her şeye yorum yapanları haber yapmışlardı “medya maydanozları” diye. Aynen bu haberde de böyle olmuş, İddiayı duyan vermiş gazı.
Olaya tepkiler, işin aslından fazla yer alınca ve verilen gazların etkisiyle muhabir kendini kendini yalanlamış haberin sonunda. “Yeni Şafak'ın ulaştığı prensip anlaşması onay gönderisi 17 Ağustos 2011 tarihli. 'Borusan Otomotiv MINI Brand Manager Hakan Bayülgen'den gönderilen yönetim onay mesajında, "2012 sezonu için size sunabileceğim paket şu şekilde: Yarış sponsorluğu 100.000 euro - 2 adet MINI Countryman ALL4 aracın bir senelik kullanım hakkı. Bu şartlara göre yorumlarınızı bekliyorum" ifadeleri yer alıyor.” diye yazmışlar.
Yukarıdaki satırlar Borusan’ın programa sponsor olmadığını açıkça ortaya çıkarıyor.
Haberde Kılıç’ın beyanı var ama rallici Çetinkaya’nın yorumu yok. Haber “program sponsorluğu iptal edildi” üzerine kurulduğu için gerek olamayabilir ama yine de eski sunucu sıfatıyla Çetikaya’nın yorumuna yer verilmesi şık olurdu. Gerçi Çetinkaya sırra kadem basmış, arayanlara cevap bile vermiyormuş bana gelen bilgiye göre. Kılıç’ın telefonlarına çıkıyor mu bilemiyorum.
Şimdi de sonuca bakalım.
Bana göre ortada başörtüsünden kaynaklanan bir olay yok. Yenişafak’tan önce başka gazetelere de haber yapılsın diye “başörtüsü kurbanı” şeklinde mesajlar gittiği yönünde duyumlar aldım.
Borusan ise krizi iyi yönetememenin cezasını çekiyor. Kamuoyundan özür diledi, yöneticisi de farklı yorumlanabilecek tarzda açıklama yaptığı için istifa etti.
Haberi başında farklı sonunda farklı yazan, gazeteye itibar kaybettiren muhabir ve editörlerin tavrını da merakla bekliyorum.
Bütün bu yazdıklarımın ışığında ‘Borusan sporsonluk rallisi’nin şampiyonu kim oldu sizce?