2011 yılı içerisindeki gündem kargaşası içerisinde boğuşurken, nice duymamız gereken sesleri duyamadık, nice görmemiz gereken bedenleri göremedik.

Nefilerimizin belirlediği öncelikler yüzünden ne istediğimizi bilemedik ve göremedik.

Duymamız gereken sesleri duyamadık, görmemiz gereken bedenleri göremedik. Bu eksiklik de bizi ve çevremizi bunalttı.

O zaman ne yapmak gerekir?

Evet, sözü uzatmadan ruh bakım ve onarımımız için bize yol gösteren velilerimizden Abdülkadir Geylani Hz.lerinin ilim deryasından damlalara müracaat edelim.

Abdülkadir Geylani Hz.leri buyuruyorlar ki; “İnsanlara rehberlik eden kimsede şu hasletler bulunmalı.”

-Kusurları örtücü ve bağışlayıcı olmalı.

-Şefkatli ve yumuşak olmalı.

-Doğru sözlü ve iyilik yapıcı olmalı, iyiliği emredip, kötülüklerden men edici olmalı.

-Misafirperver ve geceleri insanlar uyurken ibadet edici olmalı, âlim ve cesur olmalı.

-Şükrün esası, nimetin sahibini bilmek, bunu kalp ile itiraf etmek ve dille söylemektir.

-Kalp dünya arzularından birine bağlı kaldığı ve geçici lezzetlerden birinin peşine düştüğü müddetçe, imkanı yok ahiret sevilmez.

-Acele etme. Acele eden ya hata yapar veya hatalı duruma yakın olur. Ağır ve temkinli hareket eden, işte o kişi ya isabet kaydeder veya yaklaşır.

-Acele şeytandandır. Ağır ve temkinli hareket etmek Allah’tandır.

-Umumiyetle aceleye sebep; dünyalık toplama hırsıdır. Kanaat sahibi ol. Kanaat bitmeyen bir hazinedir.

-Halinizden şikayette bulunmayın. Sabredin, feryat etmeyin. Doğruluk üzere devam edin. İsteyin, istemekte bıkkınlık göstermeyin.

-İçinde bulunduğunuz istenmeyen hallerden dolayı ümitsizliğe düşmeyin. Daima ümitli olun. Birbirinize düşman değil, kardeş olun. Birbirinize buğz etmeyin.

-Allah rızası için yapılan sabırlar ve tahammüller, asla karşılıksız kalmaz. Onun için sabrediniz, mutlaka senelerce bu sabrın mükafatını görürsünüz.

-Ömrü boyunca kahraman lakabıyla meşhur olan, bu lakabı, bir anlık cesareti neticesinde kazanmıştır.

-Allahü Teâlâ Kur’an-ı Kerim’de mealen; “Şüphesiz ki, Allah sabredenlerle beraberdir buyuruyor. (Bakara suresi: 153)

-Hayatta olduğunuz müddetçe, ömrü fırsat biliniz. Bir müddet sonra hayat kapısı kapanacak, bu dünyadan ayrılacaksınız.

-Gücünüz yettiği müddetçe hayırlı işler yapmayı ganimet biliniz, tövbe kapısı açıkken ve elinizde bu imkan varken bunu fırsat biliniz. Tövbe ediniz.

-Dua etmeye imkanınız varken, dua ediniz. Salih kimselerle beraber olunuz.

-Mümin kimse küçük günahları da büyük görür.

Efendimiz; (s.a.v.) “Mümin kimse, günahını dağ gibi görüp, kendi üzerine düşeceğinden korkar. Münafık ise günahını burnu üzerine konup uçan sinek gibi görür” buyurdu.

-Ey zavallı! Sana fayda vermeyen şeyler hakkında konuşmayı bırak.

-Dünya ve ahirette sana fayda verecek işlerle uğraş. Boş işlerle uğraşma. Kalbinden dünya düşüncelerini çıkar.

-Çünkü yakında dünyadan alınacak, ahirete götürüleceksin. Dünyada rahat ve hoş bir hayat arama. Peygamberimiz; (s.a.v.) “Hayat, ahiret hayatıdır” buyurmuştur.