2012'de Neler Olabilir, Neler Olmaz, Kimler Kurtulur?
1. Ortadoğuda savaş başlayabilir. Nükleer silahlar kullanılabilir.
2. Bu savaşa Türkiye karışabilir.
3. İktisadî ve mâlî büyük bir kriz olabilir.
4. Türkiye dinî bir sekt tarafından ele geçirilebilir.
5. İsrail saldırabilir. Sonunda yıkılabilir.
6. Türkiye ile İran karşı karşıya gelebilir.
7. Irak kesin şekilde parçalanabilir.
8. Sünnî Müslümanlar gaflet ve rehavetlerinin cezasını çok acı ve feci şekilde çekebilir.
9. Büyük, yıkıcı, öldürücü, yere serici depremler olabilir.
10. Dışarıdan satın alınan doğalgazlar kesilebilir.
11. Ekmek, yiyecek, su, diğer zarurî ihtiyaç maddeleri sıkıntısı çekilebilir.
12. Emr-i mâruf ve nehy-i münker yapılmadığı için genel musibetler ve azaplar gelebilir.
13. Suikastlar yapılabilir.
14. Siyaset sahnesinde kopukluklar yaşanabilir.
15. Avrupa'da ve Amerika'da büyük sarsıntılar, krizler, çöküşler görülebilir.
Bunlar olabilecek şeyler... Bir de kesintisiz devam edecek şeyler neler olabilir, onun da eksik bir listesini yapayım:
(1) Cahillik devam eder.
(2) Para ve mal hırsız ve çılgınlığı sürer.
(3) Fitne fesat, nifak şikak, yalan dolan, aldatma, fısk fücur, tefrika bitmez.
(4) Yıkılan binalardan ibret alınmaz, onların yerine daha yüksekleri, şeddadîleri yapılır.
(5) Şehvetler ve azgınlıklar sona ermez.
(6) Hırsızlık, soygun ve yağmacılık berdevam.
(7) Rüşvet, haram yeme, riba, mal ve para iddiharı, kokuşma devam eder.
(8) Yağcılık, yalakalık, dalkavukluk eskisi gibi... Sadece övülenler değişir.
(9) Gıybet, nemime, iftira, yalan, tecessüs...
(10) Parçalanmışlık, bölünmüşlük, kopukluk sürer de sürer.
Peki bunca kötülük, âfet, musibet, münkerat, fuhşiyat, şehevat içinde kimler paçasını biiznillah kurtarır?
Onları da arz edeyim:
* Sahih bir itikatla dosdoğru iman edenler.
* Başta namaz olmak üzere farz ibadetleri dosdoğru eda edenler.
* Allah'ın temel emirlerinden ve farzlarından olan doğruluk ve dürüstlük yolunda sâbit-kadem olanlar.
* Allah ile olan bütün işlerinde muhlis (ihlaslı) olanlar.
* Resulullah Efendimizin (Salat ve selam olsun ona) Sünnetini hayata uygulayanlar.
* İnsanlara sabrı, hakkı, doğruyu, şer'î olanı tavsiye edip; münker, bid'at, kötü şeylerden uzak duranlar.
* Emr-i maruf ve nehy-i münker yapanlar.
* Allah rızası için bol bol sadaka verip hayır hasenat yapanlar.
* Nefs-i emmaresiyle büyük cihad yapanlar.
* Zamanın imamına biat edenler.
* Dünya malları ve para konusunda hafifü'l-haz olanlar.
* Dünyayı bir sınav yeri, bir köprü, kendisini garip bir yolcu bilenler.
* Seher vakitlerinde Yaratana ibadet edenler, tevbe ve istiğfar edenler, tesbihat yapanlar ve sessizce ağlayanlar.
* Bir Müslüman kardeşi bilmeyerek veya cahilliğinden kendisine kötülük ederse onu affedip karşılığında iyilik edenler.
* Tevazu sahipleri, kanaatkarlar, gözü yaşlılar, nefislerini suçlayan ve kınayanlar, akıbetinden korkanlar, muhlisler, sâcidler, sâdıklar, mürüvvet ve fütüvvet sahipleri, Bezm-i Elest'teki ahd ü misaklarını hatırlayıp ona göre dav ranıp yaşayanlar, tek kelimeyle muttaqiler.
Böylelerinin makbul dualarına çok ihtiyacım var, ne olur bu fakir için de dua buyursunlar.
* (İkinci yazı)
Tepkisiz Toplum
Vesayet rejimi, resmî ideoloji, kötü medya, bozuk eğitim; hâfızasız, tepkisiz, dikkatsiz, yeterli kültürden mahrum şifahî bir toplum oluşturmuştur.
Hiç tepkisiz değil... Milletvekilleri maaşlarına zam yapınca protesto ediyorlar ama çok lüzumlu, hattâ zarurî yeni bir anayasanın geciktirilmesini protesto etmiyorlar.
Memleketin bir kısmı elden gidiyor, yeterli tepki yok. Hattâ nicelerine sorsanız, "Aaaa memleket elden mi gidiyormuş, benim haberim yok!..." cevabını verir.
Devleti, ülkeyi, halkı temsil eden kaymakam linç edileyazdı, yine yeterli tepki yok.
Ahlaksızlık, faziletsizlik, adaletsizlik, güvensizlik, fuhuş, zina, uyuşturucu ticareti almış yürümüş, yine yeterli tepkiler yok.
Staj yapan hanım avukatlar baronun eğitim faaliyetlerine, mekanlarına sokulmuyor, alınmıyor, cılız birkaç tepki ve kınama dışında bir şey yapılmadı.
Medenî toplumlar, yasal sınırlar içinde tepki veren toplumlardır.
ABD'nin Irak'a saldırmasından önce bazı Avrupa başkentlerinde 750 bin kişilik protesto mitingleri yapılmıştı.
Biz, Müslüman bir ülke olarak böyle tepkiler verebilmiş miydik?
Halka büyük miktarda evcil domuz, yaban domuzu, eşek eti yediriliyor, zaman zaman medya bu konuda haberler veriyor. Müslüman halk gerekli tepkiyi gösteriyor, hükümeti ve belediyeleri vazifeye çağırıyor mu?
İstanbul'da günün bazı saatlerinde trafik sıkışıklığı bir azap ve işkence haline geldi. Hâlâ cayır cayır yüksek katlı meskenler ve işyerleri inşa ediliyor, trafiğe ayda binlerce yeni araba ekleniyor. Bunun bir çaresi ve çözümü bulunsun diye kütleler tepki gösteriyor mu? Evden işe iki saatte, işten eve iki saatte gidiyor, biraz sövüp sayıyor, o kadar.
Ülke sathında uyuşturucu ticareti yapılıyor, uyuşturucu okullara kadar girdi. Yüz binlerce çocuk ve genç zehirleniyor. Nerede tepkiler?
Kötülüklere tepki göstermeyen bir toplum medenî değildir, reşid (ergin) değildir, kâmil (olgun) değildir.
Tepkisiz bir toplum, yararına ve zararına olan şeyleri bilmiyor demektir.
Büyük çapta bir yolsuzluk skandalı patlak verince şu yetmiş küsur milyon Türkiye'de en az on milyon vatandaş ayağa kalkmalı, milyonluk mitingler, yürüyüşler yapılmalı, protesto ve tel'in (lanetleme) davulları gümbür gümbür çalmalıdır. Ta ki, suçlular cezalandırılsın, memlekette temizlik ve şeffaflık olsun.