Abdulkadir Özkan

Abdulkadir Özkan

Çözüm üretmeyen siyaset ülkeye zarar verir

Çözüm üretmeyen siyaset ülkeye zarar verir

Bu ülkede terörden şu ya da bu şekilde çıkar sağlayanlar hariç bu toplumun tümü bir an sona ermesini/erdirilmesini istiyor. Ne var ki halkın bu hususta yapacağı sınırlı. Terörü sona erdirme görevi iktidarların işi. Bu arada elbette muhalefete de görev düşüyor. Muhalefetin çözümünü ortaya koyması, iktidarı mücadele konusundan takip etmesi gerekiyor. Ne var ki, üzülerek görüyoruz ki, TBMM'de temsil edilen muhalefet partilerden terörün sona ermesi hususunda ciddi bir teklif gelmiyor. Bir taraf atılan her adımı kendi itibarsızlaşmasına giden yol olarak görüyor, bir taraf olaya tamamen ırkçılık açısından bakıyor. Bir taraf ise bir kutsal devlet saplantısına düşmüş bir takım hak ve özgürlüklerin teminat altına alınması ve hayata geçirilmesi için atılan adımları devletin birliğini, ülkenin bütünlüğünü tehdit eden gelişmeler olarak görüyor ve "Ülkeyi böldürtmeyeceğiz, bayrağı indirtmeyeceğiz" benzeri söylemleri ile atılan her adıma karşı çıkıyor. Sanki bu ülkede bölücü terör örgütü mensubu ve yandaşları dışında ülkenin bölünmesini isteyen varmış gibi bir tavır sergileniyor. Sanırsınız ki bu ülke hainlerle dolmuş görüntüsü verilmeye çalışılıyor.

Halbuki bu tür söylemlerin yerine ne yapılması gerektiği söylense, bu yöndeki düşünceler millet ile paylaşılsa sanıyorum terörle mücadelede daha etkili olunabilecek. Çünkü, ne yapılmamasını söylemek nelerin yapılmasını istemek anlamına gelmiyor. Yapılan her şeye ve atılan her adıma karşı çıkmak bırakın teröre çözüm değil, engel oluşturuyor. Kısacası insanı merkeze almayan, devleti kutsayan anlayışla bu noktaya gelindiği nedense unutuluyor.

Partilerin TBMM'deki dünkü grup toplantılarını izlemeye çalıştım. Gördüm ki her olay siyasi çıkar malzemesi haline getiriliyor, her lider tabanını kemikleştirmek için her olayı malzeme olarak kullanıyor. Hemen belirteyim ki Başbakan Erdoğan'ın konuşmasını samimi ve inandırıcı buldum. Ancak o da konuşmasını diğerlerine cevap yetiştirmekle sınırlı tuttu. Halbuki toplumun ondan beklediği tek şey bombalama olayının, daha doğrusu yanlış hedefin bombalanmasının arkasındaki sebebin açıklanmasıydı.

Bir istihbarat hatası olduğu hususundaki görüşümü işin başından beri bu köşede dile getiriyor ve olayın arkasında bir kasıt aranmasının yanlışlığına vurgu yapıyorum. Bu kanaatimde yanıldığımı anlarsam onu da rahatlıkla dile getiririm. Ancak. Olayda bir kasıt olmaması elbette önemli. Geçmişte pek çok benzer olay yaşandı ve derin mahfiller iktidarları sıkıntıya sokmak, darbecilere zemin hazırlanması için hatırlamak bile istemediğimiz olaylara imza attılar. Bugün gelinen noktada geçmişin karanlık eylemlerine imza atanların üzerine gidiliyor oluşu sebebiyle son olayda kasıt aramanın anlamsız olduğunu düşünenlerdenim. İlgililerin yanıltılmış olması çok önemlidir.Yanıltanlar içeriden olabileceği gibi dışarıda olması da büyük ihtimal. Ancak, bunların kimler olduğu çok geçmeden topluma açıklanmadığı sürece geçmişin karanlık odaklarının üzerine gidiliyor olması bu hususta bir mesafe alındığı anlamına gelmeyecektir. Eğer Başbakan grup konuşmasında yapılan araştırma ve incelemelerde ulaştıkları sonucu toplum ile paylaşabilmiş olsaydı sanıyorum geleceğe daha bir güvenle bakmak mümkün olabilecekti. Diyelim ki şimdilik araştırmalarda henüz kesin bir sonuç elde edilemedi. Hiç olmazsa önümüzdeki günler bulguların toplum ile paylaşılması gerekiyor. Aksi halde geçmişe dönük soruşturma, tutuklama ve muhakemelere rağmen fazla bir mesafe alınamadığı gibi bir duyguya kapılmak kaçınılmaz olacaktır.Şahsen olayın arkasındaki güçlerin açıklanacağı günü iple çekiyorum. Bir açıklama olduğu takdirde karanlık odaklardın artık eskiden olduğu gibi rahat hareket edemeyeceklerine, yaptıklarının gizli kalmayacağına inancım artacak. Aksi halde, neyin değiştiğini sorma hakkım devam edecektir.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Abdulkadir Özkan Arşivi