Yavuz Bahadıroğlu

Yavuz Bahadıroğlu

On milyar lira ile neler yapılamaz?

On milyar lira ile neler yapılamaz?

Milli Piyango’nun büyük ikramiyesi dörde bölünmüş...

Dörtte biri de (diğerleri hâlâ ortada yoklar) İstanbul/ Arnavutköy’de bir gecekonduda oturan şoför emeklisi Yusuf Akoğlu’na çıkmış...

On milyonu (eski para ile on trilyon) kazandığını duyan gariban Yusuf Amca, evinin ışıklarını ve dahi kapısını bile açık bırakarak kayıplara karışmış...

Dengesini mi yitirmiş, yakınlarının hücumundan mı kaçmış, kendinden mi belli değil...

Belli olan Yusuf Amca’nın 73 yaşında, tansiyon ve kalb hastası biri olduğu (komşuları söylüyor)...

Eşini de şu yakın zamanlarda sirozdan kaybetmiş...

Milli Piyango İdaresi’nin yılbaşı çekilişinde büyük ikramiye kazanan dört “talihli”den birine ilişkin olarak gazetelere yansıyan haberin özeti böyle...

Yusuf Amca kayıplarda...

Kim bilir belki de paranın tadını çıkarmaya hazırlanıyor...

Ya da “Yetmişinden sonra gelen paranın...” diye başlayan cümleler kurup dövünüyor...

Gazeteciler ise, “Bunca parayla neler yapılır?..” sorusu eşliğinde uzmanlarla geyik çeviriyor.

Uzmanlar sayıp döküyor:

“Şu kadar yalı, şu kadar araba, şu kadar arazi, şu kadar cumhuriyet altını...”

İşin aslı-faslı başka dostlar...

• On milyon lira kazanan “talihli” Yusuf Amca, havadan kazandığı büyük para ile ya da bunun kat kat fazlasıyla, ömrünü “takdir” edilenin dışında bir saat bile uzatamaz...

• Gençleşemez, yıllar öncesine dönemez...

• Ne kadar özlerse özlesin ölen eşini dünya gözü ile bir daha göremez...

• Yakınlarından ve akraba-i taallukatından “sevgi gösterisi” satın alabilir, ama “gerçek sevgi”nin kırıntısını alamaz...

• Mutluluk satın alamaz...

• Kalbi ve şekeri olduğu için, istediği her şeyi, özellikle de tatlı türlerini doya doya yiyemez...

• Huzura eremez, tam tersine parayı ne yapacağınızı düşünmekten, ya da ikramiyeden pay isteyen yakınlarından köşe-bucak kaçmaktan dolayı huzuru iyice bozulur...

• Çok iyi bir hastaneye yatabilir, ama o yaşta sağlık ve sağlamlık satın alamaz...

• En pahalı elbiseyi alıp giyebilir, ama ötesi-berisi yaşlılıktan dolayı sarkan vücuduna uyduramaz...

• Doğru düzgün hayır işlerine yatırım yapmazsa öldükten sonra adını yaşatamaz.

Sizin anlayacağınız, yetmiş üç yaşında milyarder olmakla olmamak arasında büyük bir fark yoktur (aslında her yaş için biraz böyledir)!

Kaldı ki, havadan kazanılan paranın, “kültürü”nün oluşmaması sebebiyle birkaç sene içinde eriyip gittiğine zaman şahittir.

Üç kere büyük ikramiye kazanan birinin, Sirkeci’de ayakkabı boyacılığı yaptığı yıllardır anlatılır.

Doğrusunu isterseniz, bazı kimselerin “havadan” zengin olduğunu çok gördüm, ama zengin öldüğünü hemen hemen hiç görmedim...

Birkaç yılda saçıp savurdular ve eski hayatlarından beter bir hayata geri döndüler.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Yavuz Bahadıroğlu Arşivi