Baykal’dan mı esinleniyorlar?
İslâm’da her ibadet, bariz, siyasal simge
Ağlama duvarında ağlamak yasal simge
İnsanları meslekten ve hürriyetten eder
Kartel medya mamulü insafsız masal simge
Zemberekler aynı anda boşalırsa herhalde şüpheleri çeker..
Anayasa Mahkemesi üyeleri eleştiriye dayanamadı.. Herhal demokrasi böyle olurmuş..
Siz kalkacaksınız ve hiç yetkiniz olmayan hususlara girecek, kesin kararlar vereceksiniz, hükümetin görevlerine, yani Meclis’in yetkisine müdahalede bulunacaksınız, kimse ağzını açmadan seyredecek öyle mi?
Vallahi o günler çok çok ötelerde kaldı..
Yasama-Yürütme-Yargı... İyi de hepsini bir şut çekerek yargı potasına sokacaksınız, oh ne güzel..
Eleştirenleri mahkeme ile korkutmak doğru mu acaba?
“Anayasa Mahkemesi” üyelerinin savcıları, hakimleri göreve çağırmaları büyük bir talihsizliktir..
Savcılar-hakimler boş durmuyorlar bildiğiniz gibi.. Kimi parti kapatma mücadelesi veriyor, kimi “şikayetçinin onore edilmesi için” suçsuz insanları tazminata mahkûm ediyor..
Yoksa Baykal’dan mı esinleniyorlar?
Sevgili Baykal, hükümeti her icraatından dolayı Anayasa Mahkemesi’ne, Danıştay’a şikâyet eder.. Tuhaftır, kararlar hep lehine tecelli eder..
Hukuken neyin doğru, neyin yanlış olduğunu CHP yöneticilerinden başka bilen yok mu?
Sabih Kanadoğlu’nun 367 komedisi en taze örnektir.. Anayasa Mahkemesi üyeleri şikâyet mi ediyorlar, emir mi veriyorlar belli değil..
Böyle demokrasiye çifte kurban kesilir..
İma yollu dahi olsa, yanlışlıkları, tarafgirlikleri açıkça sırıtan yargı kararları, eleştiriden münezzehtir öyle mi?
Ve son halka da benzer bir görüntüde..
Kara Kuvvetleri (KKK) Komutanımız İlker Başbuğ, İsrail’e planlı bir gezi yapıyor.. Gezi sırasında Yahudilerin meşhur AĞLAMA DUVARI’na gidip, elini duvara dayayarak dua ettiği veya ağladığı iddiasını ileri sürdü bir gazete.. Duyduğumuza göre internette fink atıyormuş bu haber..
Müslüman bir ülkenin Müslüman olması gereken bir orgenerali hayatı boyunca hiçbir camide gözükmemiştir.. Amma bir ziyaret esnasında Yahudi dinine göre amelde bulunmuş veya o iddiayı çağrıştıran görüntüler sebebiyle haber olmuştur..
Keşke dikkat etseydi paşamız..
Alışılmadık bir görüntü ve fiil medya çarşısına düşünce, TSK (Türk Silahlı Kuvvetleri) yetkilileri derhal öfkelerini izhar ederler..
üstüne üstlük bir de Anayasa Mahkemesi üyesi Osman Paksüt ile 115 dakika görüşme yapması bir yandan zihinleri karıştırdı, bir yandan öfkeleri kabarttı..
Paksüt yargıçtır, amma tarafsız olmadığına dair onlarca sağlam işaret bulunur..
çünkü o, A. Necdet Sezer’in özellikle atadığı bir bürokrat.. Şimdi de kendisine velinimetlik yapan zatı unutmuş değil.. Baksanıza, 9 üye hep blok oy veriyorlar..
Ve TSK hemen bir bildiri yayınladı.. Diyorlar ki: “Medeni dostluk ilişkileri haber konusu yapılıyor..”
Yapılmaması için herhangi bir sebep var mı?
Eleştirileri “seviyesizlikle” suçluyorlar..
Peşin peşin diyorlar ki: “Yargı önünde hesap verecekler..”
Hesap verecek olan kimdir?
Herhalde İlker Başbuğ Paşa veya Osman Paksüt değil..
Haber yapan gazeteler.. Belki haberi, haber saatinde okuyan TV kanalları..
Soruyorum:
İnternet sitelerini nasıl cezalandıracaksınız?
Malum bürokratlar uslu uslu dursalar, siyasi ve “simgesel” alanlara girmeseler Türkiye göçer miydi?
Bakıyorum da hiç kimse yaptığı hatayı görmüyor.. Hatasından dolayı serbest haber yapması gerekenlere gözdağı veriliyor..
Kutlu Doğum Haftası’nda ilahi okuyan kız çocukları irticai faaliyetle suçlanıyor.. ötede Yahudi Ağlama Duvarı önünde ellerini duvara dayayarak dua etmek irtica değil.. Eleştirmek ise, yargıyı çağırarak susturulmak isteniyor..
Demokratik, laik, sosyal, hukuk devleti böyle mi olur ki?
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.