DP'de eskiler dikiş tutturamaz
SIK sık Demokrat Parti hakkında yazıyorum. Nedeni kendimi bir liberal-demokrat saymam ve liberal görüşlerin kendisini en iyi ifade edeceği ortam olan merkez sağın maalesef boşlukta olmasıdır.
Bazı (eski) liberal arkadaşlar, "Yeni merkez sağ, AKP’dir" diyorlar ama ben ısrarla, zaman zaman liberal politikalar uygulasa da, "AKP özünde çok akıllı mahalle politikası yürüten milli görüşün etkisi altındadır" diyorum. Mahalle baskısı kavramı yeni çıktı. İsteyenler arşive bakarlar. 2004 yılından beri AKP’nin tabanını ve dolayısıyla mahalleyi milli görüşün tekrar teslim aldığını iddia ediyorum.
Bugün merkez sağ boşaldıysa, büyük mağlubiyetler yaşıyorsa bu onun son yıllarda çapsız yöneticiler tarafından yönetilmesi yüzündendir. Kullanılma süreleri çoktan bitmiş yöneticiler, merkez sağı kendi elleriyle AKP’ye hediye etmişlerdir.
* * *
Merkez sağı 28 Şubat ile başlayan süreçte göçerten üç isim, Süleyman Demirel, Mesut Yılmaz ve Hüsamettin Cindoruk olmuştur.
Bu üç isim, kendi ikballeri uğruna Türkiye’de rejimin "askeri vesayet altında demokrasi" grubuna girmesine yardımcı olmuşlar, en büyük şiarı "demokrasi" olan merkez sağ bu dönemde millet ile tüm bağlarını koparmıştır. Bu üç lider, askere hoş görünerek kendilerine birer sandalye kapmaya veya ellerindeki sandalyeye yapışmaya kalkışınca merkez sağ örgütleri tepetaklak baş aşağı gitmeye başlamıştır.
Hüsamettin Cindoruk, hiç ders almamış ki, bu yaz yine askere hoş görünme uğruna "367 Hüsam" olmayı hazmedebilmiş, Mehmet Ağar da askerden gelen telkinle 27 Nisan 2007 günü cumhurbaşkanını seçecek oturuma katılmayarak merkez sağın ipini bir kez de kendi elleriyle çekmiştir.
Merkez sağ ancak zamanaşımıyla Yüce Divan’dan kurtulan veya 22 Temmuz öncesi yapılan parti harcamalarını temize çıkaramayan, üstüne üstlük ayyuka çıkan "koltuk satışları" iddialarını sükuta erdiremeyen liderler sayesinde bir de kirlilik yaftası yiyince taban elálemden utanır hale bile gelmiştir.
* * *
Bilmem kaçıncı kez ertelendikten sonra tekrar 6 Ocak’ta olağanüstü kongre kararı alan DP’de şimdi de Hüsamettin Cindoruk adaylıktan vazgeçmiş. Nedenini de Mehmet Ağar’ın kendisine tersine söz verdiği halde, son anda bir kazık atarak, GİK seçimini de kongre gündemine koymasına bağlamış.
Karşılıklı cinlik yapıldığını daha 6 Aralık’ta (Bkz: "367 Hüsamettin") yazmıştım.
Hüsamettin Bey kazığı yemenin ardından bunca gün bekledikten sonra ancak şimdi tepki verirken esasında acı bir gerçeğin üzerini örtmeye çalışıyor:
Arada ne kadar uğraştıysa da tabandan yüz bulamadı!
Hatta Süleyman Abi’nin bile tabana artık söz geçiremeyeceğini gördü.
* * *
Başta Mehmet Ağar, ekibi ve tabii ki eski tüfekler de dahil olmak üzere şimdiye dek ellerine geçen fırsatları heba eden herkes artık merkez sağın üzerinden çekilmelidir.
Süleyman Demirel, Mesut Yılmaz, Hüsamettin Cindoruk ve yoldaşlarının "Asiye nasıl kurtulur" diye akıl yormaları ancak emekli memurların emekli kahvelerinde "Ne olacak bizim müdüriyetin hali!" diye akıl yormaları kadar faydalıdır!
* * *
Politbüro üyeleri bıraksınlar, artık DP’de gençler mücadele etsinler. Kronik mafsal ağrıları artık merhem sürerek de geçmeyenlerin merkez sağa katabilecekleri tek bir şey kalmıştır:
Kenara çekilmek!
6 Ocak’ta DP’de gençler yarışsın!
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.