Mücadele adamı
Kıbrıs denince akla gelen ilk isim olan Rauf Denktaş da her fani gibi takdir edilen ömrünü tamamlayıp vefat etti. Bu vesile ile merhum Denktaşa Allahtan rahmet niyaz ederken, ailesine ve yakınlarına da başsağlığı diliyoruz.
Merhum Denktaşın ismini çoçukluğumuzdan itiraben duyardık. İlerleyen yaşlarda gazetelerde yer alan kendisiyle ilgili haberleri ve 1980li yılların sonlarına doğru da imzasıyla yayınlanan kitapları okuduk. Türkiye ziyaretleri esnasında ve bir iki defa da Kıbrısta düzenlenen toplantılarda konuşmalarını gazeteci sıfatıyla takip edip dinledik.
Denktaşın en öne çıkan vasfı, mücadeleci olmasıydı. Zaten öyle olmasaydı, Kıbrıs ya da Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti denince onun ismi akla gelir miydi? Tabiî ki Kıbrısta çok sıkıntılar çekildi. Uzun yılların ihmali sebebiyle adada din eğitimi de zayıf kaldı. Daha önce bu konular çok tartışıldı. Türkiyede bu noktadaki sıkıntılardan haklı olarak şikâyet ediyoruz, ama Yeşil Kıbrısta yaşananlar çok daha vahimdi. Hz. Peygamberimizin (asm) ismini dahi duymayan, bilmeyen ilköğretim okulu öğrencilerine bir KKTC ziyaretimiz esnasında bizzat şahit olmuştuk. Merkezî yerlerdeki bazı eski camilerin nikâh dairesi olarak kullanıldığına da herkes şahit oldu.
Elbette bu noktadaki eksikliklerin bir sorumlusu da anavatanı yönetenler olmuştur. Yavru Vatana bu konuda ikazlar yapılmadığı kanaatindeyiz.
KKTCnin kurucu Cumhurbaşkanı merhum Rauf Denktaşın kitapları Yeni Asya imzasıyla yayınlanmıştı ve gören duyan herkes şaşırıyordu. Çünkü Denktaş, siyasetçi kimliğiyle biliniyordu ve kitaplarının ismi de ayrıca dikkat çekiciydi. Meselâ biri, Kurândan İlhamlar adını taşıyordu. Bu kitabı ve imza olarak da Rauf Denktaşı gören herkes bir bakıma şok oluyordu. Gerek TÜYAP fuarlarında ve gerekse Diyanetin düzenlediği Dini yayınlar fuarında Bu kitaplar gerçekten Denktaşa mi ait, o mu yazdı? diye soranlarla çok karşılaştık.
Merhum Denktaşın imzasıyla yayınlanan kitaplar birkaç defa büyük gazetelerde haber konusu da olmuştu. Denktaşın Gençlere Öğütler, İmtihan Dünyası gibi kitaplarını okuyanlar da onun tecrübesinden faydalanmışlardır. Denktaşın siyasî yönü bilinir de, yazarlık yönü geniş kitleler nezdinde pek bilinmez. Bilhassa Kurândan İlhamlar adlı kitabını görenler onun bu noktadaki bilgisine de şahitlik edebilir.
İfade edildiğine göre Denktaş, Perşembe günü, bazı iç organlarında başgösteren yetmezlik nedeniyle durumu ağırlaşınca eşi Aydın Denktaşa Camiye gidin duâ edin. Duâ edin, daha fazla çekmeyeyim demiş. Denktaş, bu sözlerinden bir gün sonra, 13 Ocak 2012 Cuma günü saat 22.00de vefat etti. Vefatından önce duâ talep etmesi, oğlu Serdar Denktaşın da Zayıf düştü, çünkü Allahın takdiri artık onu yanına almaktı. Şimdi o mücadeleci insan Allahına kavuşmuştur, tesellimiz budur demesi dikkat çekici.
Her insan gibi merhum Denktaşın da mutlaka siyasî ve sosyal meselelerde yaptığı hataları olmuştur. Hepimiz insanız ve hata yapabiliriz. Önemli olan imanî meselelerde hata yapmamaktır. Yapsak bile bu hatalardan bir an önce tevbe edip, Rabbimize ilticâ etmektir. Duâ ile Yaradana sığınmaktan, Ondan yardım ve destek talep etmekten başka ne yapabiliriz ki?
Her insan gibi merhum Denktaş da cesediyle Ölüm haktır hükmünü imzalamış oldu. Gün gelecek biz de o hükmü imzalayacağız. Dünya imtihanını kazanabilene ne mutlu...
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.