CHP'nin İzmir Milletvekili Prof. Dr. Hülya Güven, Suriye'de yaşanan olaylarla ilgili olarak konuşurken demiş ki:

"Mesela bizde PKK sorunu var. Askerlerimiz şehit oluyor. Her iki taraftan da şehitlerimiz oluyor."

Medyada “büyük gaf” olarak nitelenen bu konuşma üzerine birkaç kelam etmek gerekecek.

İsminin başında Prof. olması bu kadın vekilin her şeyi biliyor olduğunu göstermez ama Türkiye’de yaşayan herkesin şehitlikten maksadın ne olduğunu bilmesi beklenir.

***

Şehitlik kutsal bir kavram.

Kur’an ve Hadislerde bu kavramın kullanılması, kültürümüzde şehitliğin İslamla özdeşleşmesine sebep olmuştur.

Şüphesiz, her birimiz şehit denince; cenneti hak eden Allah’ın askerini hatırlarız.

Şehitlik makamının çok yüce olduğunu bilir ve şehitlerin peygamberlerle beraber olacağına inanırız.

Çünkü şehit, Allah yolunda canını feda eden kahramandır.

Bizim inancımızda, Allah yolunda ölen veya öldürülen kişi şehittir.

Bu bilgilerin hepsi doğrudur.

Ancak, şehitlik acaba kavram olarak sadece biz Müslümanlara mı hastır?

Diğer milletlerin kutsalları yok mudur?

O kutsallar uğrunda can verenlere onlar şehit demezler mi?

***

Doğrusu, akademik çalışma yaparken doktora tezim olan şehitlik kavramını incelemeden önce, ben de bunun sadece Müslümanlara has bir kavram olduğunu biliyordum..

Ancak gördüm ki, şehitlik mefhumu sadece İslamiyet’e has değil, evrensel bir kavram!..

Bizdekinin aynısı olmasa bile, diğer din ve inanç gruplarında da şehitlik var!

Her ne kadar bizler, onların batıl kutsalları için ölen veya öldürülenlerine “şehit” demiyorsak da, onlar şehit diyorlar.

Yabancı ülkeleri ziyaret edenler, oralarda da şehitlik anıtlarının bulunduğunu görürler.

Ben de, yurtdışı seyahatlerimde görmüştüm.

Avustralya ve Yeni Zelenda’lıların Çanakkale’de ölen Anzak askerlerini her yıl kendi şehitleri olarak andıklarına Avustralya’da iken bizzat şahit olmuşumdur.

Hatta, yıldönümlerinde anma törenleri için Türkiye’ye geldiklerini de biliyoruz.

Gavurun da şehidi olur muymuş demeyin!

Bize göre “şehid” değil ama, onlara göre şehid!

***

Bizde de benzer şehid nitelemeleri olmuyor mu?

Gazete arşivlerine bakınız:

Basın mensubu ölüyor; “basın şehidi” diyoruz.

Film artisti ölüyor: “sanat şehidi” diyoruz.

Anarşist ölüyor; “devrim şehidi” diyoruz.

Güvenlik görevlisi ölüyor; “görev şehidi” diyoruz.

Futbolcu sahada ölüyor; “spor şehidi” diyoruz.

Ne yani!

Spor sahaları “mabed” olur da, ölenler “şehid” olmaz mı?..

Şehitlik kavramı bu kadar sulandırılırsa, CHP Milletvekili’nin de sözüne şaşmamak gerekir.

CHP’liler alınmasın ama kendileri de dahil sol partilerin “devrim şehitleri” için yaptıkları programlar hafızalarımızdan silinmemiştir.

***

Şehitlik kutsal bir kavramdır, dedik.

Kutsal olduğuna göre, bu ismi ancak bütün kutsalların sahibi olan yüce Allah verir.

Bizim için esas ve geçerli olan da, O’nun tanımladığı şehitliktir.

İlgili on ayetten sadece üçünü aktararak gerçek şehitliği Kur’an’dan öğrenelim:

“Allah yolunda öldürülen(şehit)lere ölüler demeyin. Bilakis onlar diridirler, lâkin siz anlayamazsınız.”(Bakara,154)

“Eğer Allah yolunda öldürülür ya da ölürseniz, şunu bilin ki, Allah'ın mağfireti ve rahmeti onların topladıkları bütün şeylerden daha hayırlıdır.”(Al-i İmran,157)

“O halde geçici dünya hayatını, ebedî ahiret hayatı karşılığında satacak olanlar, Allah yolunda savaşsınlar. Her kim Allah yolunda savaşır da öldürülür veya galip gelirse, her iki durumda da biz ona yarın pek büyük bir mükafat vereceğiz.”(Nisa,74)