Bir süredir televizyon kanallarını yarışmalar götürüyor...

“Yetenek Yarışması”, “Dans Yarışması”, “Şans Yarışması”, “Ses Yarışması”, “Bilgi Yarışması”, “Güzellik Yarışması”, “Kıyafet Yarışması” vesaire...

Envai çeşit yarışma...

Envai çeşit evlilik programı...

Kimi servet vadediyor, kimi şöhret, kimi başarı, kimi iş, kimi eş...

Katılanı çok, izleyicisi bol...

Ama bunlardan geriye kalan hiçbir şey yok: Ne şöhret olan var, ne zengin olan! Ekran evlilikleri de kısa sürede hüsranla sonuçlanıyor.

Kimsenin umurunda değil, canı yanan yandığıyla kalıyor!

Neyse, mademki televizyon kanallarımız yarışma yapma konusunda bu kadar istekli, ben değişik bir yarışma önereceğim: Bir tane de, “İç Güzellik Yarışması” yapsınlar...

Ayrıntılarını da kabaca verebilirim...

Yarışmacıları jüri önünde, çapraz sorgulamaya tabi tutuyorsunuz...

İzleyiciler de sorularıyla katılabiliyorlar...

Çeşitli sorularla iç güzelliğini test ediyorsunuz...

İçten mi, zoraki mi?..

Samimi mi, yapay mı?..

Kalbi temiz mi, kirlenmiş mi?..

Yardımsever mi, egoist mi?..

Fedakâr mı, bencil mi?..

Kindar mı, affedici mi?..

Doğrucu mu, yalancı mı?..

Mert mi, düzenbaz mı?..

Dobra mı, içten pazarlıklı mı?..

Gözü nasıl, burnu nasıl, boyu-bosu nasıl, eli-ayağı nasıl değil...

Asıl yüreği nasıl, yüreği?

Yüreğinde sevgi var mı?..

Saygı var mı?..

Damıtılmış aşk var mı?

İnanç var mı?..

Kararlılık var mı?..

Bir de yürek pusulasına bakmak lâzım: Kıbleye mi ayarlı Batı’ya mı?

Ha beyni de ıskalamamalı sayın jüri...

Bilgili mi?..

Görgülü mü?..

Akıllı mı, kurnaz mı?..

Sözünün eri mi, fetbaz mı?..

Evet dostlarım, bir “İç Güzellik Yarışması” yapalım...

Bakalım 74 milyondan kaçımız kazanır?

Aslına bakarsanız her anımız böyle bir yarışmada geçiyor...

Doğduğumuz andan itibaren “gözlem” altındayız...

Sıfatlarından biri “Basar” (Allah’ın kendine ait “görme” sıfatı) olan Rabbimiz derunumuza nazar edip görüyor...

Olduğumuzdan ne kadar farklı görünmek istersek isteyelim, gerçeğimiz Ona âyandır...

Bedenimize değil ruhumuza, yüreğimize bakıyor...

İç güzelliklerimize göre not veriyor...

“Geçer” not alırsak eh, alamazsak yandık!