Vites değiştirme zamanı
23 Ocak 2012 tarihi önemli iki parlamento toplantısına denk geldi. Biri demokrasiye geçişin ötekisi demokrasiden uzaklaşmanın toplantısıydı.
Birinci toplantı, tarihinde ilk kez milli iradenin tezahürünü kutlayan Mısır meclisinin toplantısı oldu.
Dikta rejiminden sonra icra edilen hür seçimler sonucu oluşan Mısır Milli Meclisi 23 Ocak tarihinde açıldı.
İkincisi ise bizi doğrudan ilgilendiren Fransız senatosunun toplantısıydı. Ermeni soykırımını inkar edene 45 bin avro para cezası bir yıl hapis cezası öngören yasa oylandı ve kabul edildi. Sürpriz olmadı. Reddetseydi sürpriz olacaktı.
Türkiye elbette ki sert tepki verecek ve kimi yaptırımları devreye sokacak.
Meseleyi uluslararası adalet divanına götürmekten AİHM'de ki Perinçek davasının lehimize sonuçlanmasına kadar bir dizi ataklarda bulunup kabul edilen yasanın hukuka aykırılığını ispata çalışacak çalışmalı da.
Ancak hepsi cek cak. Hepsi ihtimal. Kesin bir şey yok. Kesin olan şey Fransa'da artık Ermeni soykırımı yoktur demek yasak.
Eğer ortada bir zafer varsa bu zafer Ermeni lobisinin zaferidir, Sarkozi'nin zaferidir.
Fakat bu zafer Fransa'nın iftihar edeceği övüneceği bir zafer değil aksine Fransız tarihinde kara bir leke olarak anılacak siyasi bir manevradır.
Demokrasinin beşiği olan Fransa'nın demokrasiden geriye doğru adım attığı bir manevradır.
İfade hürriyeti bağlamında Fransa'nın gerileme sürecini hızlandıran bir manevradır.
Fransa bu kanun ile sadece Türkiye'nin AB'ye girişini zorlaştırdığını söyleyerek övünebilir. Çünkü geçen haftalarda Sarkozi bu kanunun diğer AB üyesi ülkelerde de gündeme gelmesi için çalışacaklarını açıklamıştı. Hatta Almanya'da bu istikamette çalışmalar yapıldığına dair haberler gelmişti.
Türkiye'nin son on yıl içinde güçlenmesi, bölgesel güç haline gelmesi, küresel güç olma yolunda hızlı adımlarla ilerlemesi başta Fransa olmak üzere batıyı rahatsız etmekte olduğunu biliyoruz.
Dolayısıyla Türkiye'nin tepkisi sadece Fransa'ya kimi yaptırımlar uygulamakla sınırlı olmamalıdır. Tepki bütün Avrupa'ya gösterilmelidir. Çünkü Avrupa ülkelerinin bir çoğu soykırımı resmen tanımıştır. Şimdi sıra tıpkı Fransa'nın yaptığı gibi inkar edeni cezalandırmaya gelmiştir. Fransa bu istikamette adımlar atacağını zaten açıklamıştı.
Dahası sadece Ermeni meselesinde değil bazı etnik gruplar konusunda da Türkiye'yi mahkum edecek çalışmalar yapılmaktadır!
Bütün bunlar göz önünde bulundurularak önce batı dünyasında çok ciddi ve yoğun bir tanıtım ve bilgilendirme faaliyetine acilen start verilmelidir. PKK'yı terör örgütü listesine aldırma başarısını gösteren Türkiye Ermeni meselesinde ve önümüze getirilecek diğer etnik grupların meselelerinde de batıyı doğru bilgilendirmelidir.
Avrupa yoğun bir propaganda alanı haline getirilmeli Türkiye aleyhtarı lobilerin olumsuz propagandaları etkisizleştirilmelidir.
Fransa hukuki özelliklerden yoksun bu kanunu çıkarırken sadece Ermeni oylarını cezp etmeyi hedeflemiyor tabiî ki. Bu politika aynı zamanda Türkiye'yi itibarsızlaştırma politikasıdır. Ortadoğu'da ve İslam dünyasında Türkiye'yi yıpratma politikasıdır.
Bu sebeple aynı bilgilendirme faaliyetleri yoğun biçimde İslam dünyasında da başlatılmalıdır. Çünkü yarın dost zannettiğimiz ülkelerden sürpriz çıkışlarla karşı karşıya kalabiliriz.
Her şeye rağmen batı islamafobiadan kurtulamayabilir ve önyargısını devam ettirebilir.
Buna karşı en etkili mücadele yöntemi, Türkiye'nin güçlenmesi ve bu denli ortaçağ uygulamaları karşısında muhatabına anladığı dilden cevap verebilmesidir.
Türkiye Ermeni meselesi dahil diğer sorunlarını masaya yatıracak araştırma enstitüleri kurarak üniversitelerinde tezler hazırlatarak her şeyden önce bilgi gücünü artırmalıdır. Hakikatleri haykıran bilgiler batının suratına belgelerle çarpılmalıdır.
Ekonomimiz güçlenmelidir, sanayimiz güçlenmelidir, teknolojimiz güçlenmelidir, tarımımız güçlenmelidir, ordumuz güçlenmelidir, demokrasimiz güçlenmelidir.
Ve en önemlisi de batıya başka bir dünyanın da bulunduğunu ispat etmektir. İslam dünyasıyla Asya'yla Afrika'yla ilişkileri daha da derinleştirip güçlendirmek ve işbirliğini artırmak öncelikli hale getirilmelidir.
Hükümet bunu zaten yapıyor ama bir ileri vitese geçmenin zamanıdır.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.