Sayın Bakan söz verdi; “berbat iş”e müdahale edecek!..
Kültür ve Turizm Bakanı Ertuğrul Günay’ın, karşısındaki “Mehmet Akif Ersoy” sevdalılarına, “Akif heykeli diktireceğini” müjdelemesi (!) soğuk duş etkisi meydana getirmişti…
“Zehirli ot gibi fışkırdı heykelin yer yer/ Sulandı çünkü vâdi beşer kanıyla beşer” mısralarıyla “heykelciliği” lanetleyen Merhum Mehmet Akif’in heykelini dikeceğini müjdeliyorsa (!) Ak Partili Kültür Bakanı…
Ortada bir “tuhaflık” var demektir!..
Sayın Bakan; Mehmet Akif’in Safahat’ini şöyle üstün körü okumuş olsa ya da bu tür sohbetlerin yapıldığı mekânlarda bulunmuş olsa… Böylesine “vahim” bir hataya düşmezdi herhalde…
Bu hatanın “kötü niyetten” kaynaklanmadığı ortada…
Halini, tavrını, hassasiyetlerini bilmediğin bir ortamda; “hoşa gider” diye bir müjde veriyorsun işte…
Mesela ben… Gitmişim; “İnönü Vakfı”na… Müteveffa İnönü’nün ruhu için “Kur'an-ı Kerim” okutmayı vaat etmişim!..
Ne garip olur değil mi?..
Sayın Bakan’ın da farkında olmaksızın “imza attığı” böylesine garip bir vaziyetti işte…
Ne yazık ki bizim meslek; bin türlü gariplikten haberdar olmanıza yol açıyor!..
Bakın biri daha:
Geçtiğimiz günlerde bu sütunda neşredilmiş bulunan “Bu ne berbat iş, Sayın Bakan” başlıklı yazımızı hatırlıyorsunuz…
Kültür ve Turizm Bakanlığı’nın internet sitesinde sunduğu bir HİZMET (!) var.
Durumlarını belgeleyen görme engellilerin “özel şifre” ile girebildikleri “sesli kitap” adlı bölümde çeşitli dersler veriliyor…
Görme engelli vatandaşımız, buradan o derslerin kitaplarına ulaşıyor… Ve; “dinlemek suretiyle” istifade (!) etmiş oluyor…
Güzel bir düşünce… Lâkin, bir de işin içine girince!.. Aman Allah’ım; orada bir “DİN” bölümü var.
“DİN” dersi!..
Buraya ulaşan görme engellinin karşısına iki kitap çıkıyor…
Biri…
Nur Serter’den; “Dinde Siyasal İslâm Tekeli”
Diğeri…
İlhan Arsel’den; “Şeriattan Kıssalar.”
Bu iki ismi de “duymuş”sunuzdur mutlaka!..
CHP Vekili Nur Serter; “İstanbul üniversitesi”nin “NAZİ KAMPINA” döndüğü yönündeki kanaatlerin yaygınlaşmasına yol açan “İkna odaları” uygulamasının mucidi olarak hayli ün yapmıştı…
Sonrasında ününe ün katmıştı; “Hanım öğrencilerin kendi iradeleriyle örtünmediklerini, ya ailelerinin zorlamasıyla ya da birilerinden maddi menfaat sağladıkları için bu tür kıyafetlere büründüklerini” filan öne sürdüğü canlı yayınlarda!..
Şu “367 kararı”na götüren ünlü “Cumhuriyet mitingleri”nde “başı çeken” isimler arasında da, “O” vardı!..
Nur Serter işte…
çok iyi tanıyorsunuz kendisini ve biliyorsunuz bütün marifetlerini!..
Unutmadan ifade edelim ki; Bakanlığın “desteklediği” kitap da o marifetlerin bir özeti!..
Diğerine gelince…
O işte; mukaddesâta yönelik türlü hakaretin yer aldığı kitabıyla “İlhan Arsel!..”
Kültür ve Turizm Bakanlığı, görme engelli vatandaşlarımızın istifadesine bu iki “zât”ın mezkur eserlerini sunuyor!..
Tahammülü güç bir durum…
Başlarına hem de AK Parti hükümeti döneminde böylesine büyük bir “felaketin” gelmesinden kaynaklanan öfkeyle bizi arayan ve durumdan haberdar eden “görme engelli” vatandaşlarımıza verdiğimiz iki söz vardı:
Bir: Bu konu üzerinde duracağız,
İki: Sayın Bakan’la konuşacağız!..
Evet, görevlerin ilkini yerine getirdikten sonra…
Gelelim, Sayın Bakan’la görüşmeye…
AK Parti grup toplantısından sonra, Sayın Bakan’la bu konuyu konuştuk…
Dedi ki özetle;
“Bu Sesli Kitap uygulaması benden önce başlatılmış.
O kişiden (Nur Serter’i kast ediyor olmalı S.A.) ben de hoşlanmam!.. Kültür ve Turizm Bakanlığındaki bir icraattan dolayı direkt olarak beni işaret etmenizi de hoş karşılamadım!..”
Bunları söyleyince Sayın Günay…
Hafiften itiraz ettik: “Bakanlığınızdaki bir ‘anormal’ icraatla ilgili olarak Zât-ı alinizi işaret etmemden daha tabii ne var?.. Yazıyı kaleme almadan önce defalarca aradım cevapsız bıraktınız, üstelik!..”
Sohbet böyle hafif sitemlerle sürerken… “Bahsettiğiniz kitapların sakıncası ne!” sorusu sâdır oldu Sayın Bakan’dan…
O an… “Heykel müjdesi” (!) geldi aklıma!..
O gün, bu müjdeyi (!) verirken Merhum Akif ile sevdalılarının hassasiyetlerini bilmiyordu, Sayın Bakan…
Bugün de…
Hem de “DİN” bahsi altında görme engellilere dinlettiği kitapların “içeriğinden habersiz”miş demek!..
Peki, anladık; “habersizdi” de… “Hâdise” basına yansıdıktan sonra, hiç mi merak etmedi?..
Bizim yazıyı okumuş ki; “Beni işaret etmenizi hoş karşılamadım” diyor, Sayın Bakan…
Yazdıklarımı “hoş karşılamayacak kadar” okumuş…
Ama; Nur Serter ve İlhan Arsel’in yazdıklarını “hoş karşılayıp karşılamadığını” fark edebilecek kadar okumamış!..
Bütün bunlar üzerine söylenebilecek bir dolu söz var. Lâkin, maksadım üzüm yemek; bağcı dövmek değil…
Bu konuyu uzatmak istemiyorum…
Onun için de… Sayın Bakan’ın verdiği teminatı “yeterli” gördüğümü belirtmekle yetiniyorum.
Evet; konuyla ilgilenen bütün görme engelli vatandaşlarımız tâkip etsin…
Kültür ve Turizm Bakanımız, “kitaplara bakacağını” ve “olumsuzluklar” tespit etmesi halinde (ki tespit etmemesi mümkün değil S.A.) o kitapları oradan kaldırtacağını söyledi...
Sözünü tutarsa eğer…
Gayet “Hoş” bir adım olur…
“BENDEN öNCE” AçIKLAMASI VE BİR öNCEKİ BAKANIN BEYANI
Hak yemeyelim…
Sayın Bakan; “Sesli kitap uygulamasının kendinden önceki dönemde gerçekleştirildiğini” söyleyince… Eski Bakan Sayın Atilla Koç ile de görüştük…
Kendisi; “Güzel bir uygulama, biz yaptık… Ancak, o İKİ KİTAP işi bana ait değil” dedi özetle…
Evet, ortada bir “kabahat” var…
“Fâil” ise meçhul!..
Her neyse…
Mevcut Bakanımızın önüne “hayırlı bir icraata imza atma” imkânı çıktı ya…
önemli olan işin bu tarafı!..