Yavuz Bahadıroğlu

Yavuz Bahadıroğlu

Derin yabancılaşma

Derin yabancılaşma

Avrupa Birliği ülkeleri, ABD ile İngiltere’nin Irak’ta sergiledikleri insanlık dışı mezalim karşısında susup yutkunuyorlar…
İsrail’in yıllardan beri Filistinlilere uyguladığı “yok etme” politikasını sessiz-sedasız geçiştiriyorlar…
PKK’nin masum ve mazlum insanları hedef alan vahşetini çeşitli şekillerde destekliyorlar…
Kırk bini aşkın insanın ölümüne, onbinlerce insanın sakat kalmasına, nice ocakların sönmesine sebep olan PKK’lı katilleri, “silahlı gruplar”, “asi Kürtler” gibi nisbeten “masum” tanımlamalarla, terörden âdeta “tenzih” ediyorlar.
Daha dün denebilecek kadar yakın geçmişte, Bosna-Hersek ve Kosova’da akan Müslüman kanıyla da ilgilenmemişlerdi.
Yani dünyanın herhangi bir yerinde acı çekilmesi, kan dökülmesi, zulüm, işkence, baskı, şiddet uygulanması Avrupa Birliği ülkelerinin fazla umurlarında değil…
Ancak kurbanla sıkı sıkıya ilgilidirler…
Ne zaman ki kurban bayramı gelir, Avrupa’da yerleşik olarak yaşayan bazı Müslümanlar kurban kesmeye kalkışır, işte tam da o zaman ayağa kalkarlar…
Milyonlarca hayvan her gün mezbahalarda kesilmiyormuş gibi, Avrupa Birliği vatandaşları etin her türlüsünü her gün tüketmiyormuş gibi, Müslümanların kurbanını “vahşet tablosu” olarak dünyaya sunarlar.
İki dünya savaşında milyonlarca insan öldüren Avrupa’nın sergilediği tablo “vahşet tablosu” olmuyor!..
İkinci Dünya Savaşı sonlarına doğru Dresten’de gerçekleştirilen bir gece bombardımanında 35 bin yaşlı, çocuk ve kadının katledilmesi “vahşet tablosu” olmuyor!..
Japonya’nın Hiroşima ve Nagazaki kentlerini iki atom bombasıyla tarihten silip, on binlerce insanı bir çırpıda öldürmek “vahşet tablosu” olmuyor!..
Sırf din ve inanç farkı yüzünden Yahudileri canlı canlı fırınlarda yakmak “vahşet tablosu” olmuyor!..
Yalan yanlış gerekçelerle Afganistan’ın ardından Irak’ı da işgal edip sivilleri öldürmek, haklı-haksız askeri hapishanelere tıkıştırılan insanları, insanlık dışı muameleye tabi tutmak “vahşet tablosu” olmuyor!..
Masum çocukların ellerini-ayaklarını kırmak “vahşet tablosu” olmuyor…
Zencilere yüzyıllar boyu “Dördüncü sınıf insan” muamelesi yapmak, “vahşet tablosu” olmuyor!.. Sadece Müslümanların kurban kesmesi “vahşet tablosu!” oluyor.
Bizim “Batıcılar” için de durum aynı maalesef…
İnsana değer vermiyorlar: Sırf “farklı” kıyafette (ama ekseriyette) oldukları için başörtülülerin kamusal alandan dışlanmak suretiyle bir anlamda diri diri gömülmelerine destek sağlıyorlar…
Bu konuda son derece “acımasız” davranıyorlar.
Ama sokak köpeklerinin durumuna çoook üzülüyorlar...
Kurban bayramında kurban edilen hayvanların durumuna da çoook üzülüyorlar…
Birkaç cahil-cühelânın “hayvana eziyet” anlamına gelen davranışlarını genelleştirip “kurban vecibesi”ni sorgulayabiliyor, ayrıca bunu AB kriterlerine bağlayıp kurban vecibesinin yasaklanmasını isteyebiliyorlar.
Kaldı ki, bir Avrupa Birliği ülkesi olan İspanya’da yapılan boğa güreşleri, hayvan hakları açısından, bizim birtakım kendini bilmezlerin cehalet sebebiyle sergilediği “vahşet”den daha beter bir vahşettir!
Düşünün ki, mazlum bir boğa, bu iş için eğitilmiş silâhlı bir insanın (matador) ve yardımcılarının karşısına çıkarılıyor…
Boğa önce mızrak darbeleriyle delik deşik ediliyor…
Boğanın her tarafı kan-revan içinde kalıyor…
Nihayet alnının ortasına sokulan bir kılıç darbesiyle boğa öldürülüyor…
çırpınarak can verirken de, tribünlerde, Avrupa’nın dört bir yanından gelmiş seyirciler çılgınlar gibi bağırıp matadoru alkışlıyorlar…
Bu vahşet, kurban bayramlarında kimi uygunsuzların sergilediği vahşetten daha mı masum?
Bu “hayvana eziyet”, (aslında mezbahalarda beteri yapılır) kurban bayramlarında binde bir de olsa sergilenen “eziyet”ten daha mı masum?
Hiç olmazsa kurban kesenlerin maksadı “ibadet”tir. Bu duygu bazı yanlışları mazur gösterebilir. Oysa boğaya yapılan eziyet keyfidir, eğlence amaçlıdır…
Eğlence olsun diye boğaları işkence içinde katledenlere kimse sesini çıkarmayacak, ama ibadete cehaletini katan birkaç “Müslüman” yüzünden bütün kurban kesenler karalanacak…
İşte bunu anlayamıyorum.
Bayramınız bugün de mübarek olsun.



Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Yavuz Bahadıroğlu Arşivi