Seçim hilesi
Rusya'da muhalif gruplar, yani Vladimir Putin karşıtları bir kez daha meydanlara iniyor. En az 50 bin kişinin katılması beklenen 4 Şubat'taki gösteride bir kez daha 4 Aralık seçimlerine "Hile" karıştırılması protesto edilecek.
"Seçim hilesi" nasıl tanımlanabilir? "Gerek kampanya döneminde, gerekse oy kullanma günü ve oy ayrımı sırasında seçimlerin sağlıklı, dürüst, adil, şeffaf yapılmasını ve halkın iradesini yansıtmasını engellemeye yönelik her türlü girişim" dersem, sanırım makul bir tanım yapmış olabilirim.
Seçimlerin sağlıklı, dürüst, adil, şeffaf yapılması ve halkın iradesini yansıtması nasıl engellenebilir?
Birçok yolu var: Sandıkların önceden bir adayın veya bir partinin oylarıyla doldurulması... Seçmenlere mükerrer oy kullandırılması... Seçmenlerin bir bölümünün oy vermesinin önlenmesi... Sayım sırasında oyların bir bölümünün başka bir adaya ya da partiye yazılması...
Bunlar başlıcaları. Ama hepsi değil...
Hele yeni bir "Hile" türü var ki, herhalde "Emsal" oluşturacak. Anlatayım.
***
İspanya'da 20 Kasım 2011'de yapılan erken genel seçimin kampanyasında Halkçı Parti lideri Mariano Rajoy, meydanlarda halka "İktidara gelirsek vergileri asla artırmayacağız" sözünü verdi.
Zaten seçimin favorisiydi Rajoy, bu taahhüdü ekonomik krizin ve onun tetiklediği kitlesel işsizliğin pençesinde kıvranan İspanyollar için bir umut ışığı oldu.
Ve, Halkçı Parti 350 üyeli parlamentoda 186 sandalye kazanarak, tek başına iktidara geldi.
Rajoy, 22 Aralık'ta Kral Juan Carlos'un önünde yemin ederek göreve başladı, hükümeti kolayca güvenoyu aldı ve sadece bir hafta sonra, 30 Aralık'ta ilk "Ekonomik önlemler paketi"ni açıkladı.
Paketten ne çıktı dersiniz? Cevap: 2012 yılı için 6.2 milyar euro tutarında ek vergi! Yani vergi artışı! Üstelik bu vergi artışının üçte ikisi ücretlerden yapılacak yeni kesintilerle sağlanacaktı!
Kıyamet koptu tabii...
Rajoy ve bakanları kamuoyundan gelen öfke dalgasını göğüslemek için bütçe açığının tahminlerin üstünde çıktığı gerekçesine sığındılar. Ve elbette kendilerinden önceki hükümeti, yani sosyalistleri suçladılar.
Oysa iddiaları asılsızdı. Bütçe açığının tahminlerin üstünde çıkması, bölgesel yönetimlerin savurganlığından kaynaklanıyordu. Ve de bölgesel yönetimlerin ezici çoğunluğu nice zamandır Halkçı Parti'nin elindeydi.
Yani, Başbakan Mariano Rajoy ve ekonomi kurmayları, denetledikleri bölgesel yönetimlerin bütçelerindeki delik nedeniyle merkezi hükümetin bütçesindeki açığın tahminleri aşacağını seçimden çok önce biliyorlardı.
***
Sonuç? Başbakan Rajoy ve Halkçı Parti, seçim kampanyası sırasında "Vergileri artırmayacağız, ek vergi getirmeyeceğiz" vaadiyle halka yalan söylediler, seçmeni kandırdılar...
İspanyol siyaset bilimcilere ve muhalefete düşen sosyalistlere göre, Rajoy'un bu kampanya yalanı veya halkı kandırmaya yönelik vaadi, "Seçim hilesi" demek oluyor.
Asılsız vaatlerle, seçmenin iradesini değiştirmek ve seçimin sonuçlarını saptırmak anlamına geliyor...
Elbette Rajoy ve iktidarı, bu yalanı ve "Seçim hilesi" nedeniyle bir yasal yaptırımla karşılaşmayacak.
Ama belki bir gün gerçek demokrasilerde seçmen iradesini etkileyen asılsız vaatler de "Seçimlerin iptali"ne neden sayılabilecek bir yasal düzenlemeye konu olacak.
Demokrasi dürüstlükse, şeffaflıksa; asılsız vaatlerle halkı kandırmak da cezalandırılmalı; değil mi?
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.