Haklı İsteklerim
1. Sivil okullarda üniformalı subaylar tarafından verilen askerlik derslerine son verilmesini memnuniyetle karşıladım.
2. Üniversitelerdeki devrim tarihi dersleri de kaldırılmalıdır.
3. Bütün okullarda ve üniversitelerde ahlak, fazilet, bilgelik, iffet, yüksek karakter dersleri ehil öğretmenler tarafından okutulmalıdır.
4. Bedevî kırsal kesim kültürünün yerine medenî kültür getirilmelidir.
5. Bütün okullarda iyi insanlar, iyi vatandaşlar, iyi Türkiyeliler yetiştirilmelidir.
6. Dinî eğitim veren okul ve kurslarda iyi, güçlü ve vasıflı Müslüman yetiştirilmelidir.
7. Tasavvuf üzerindeki yasaklar ve tabular kaldırılmalı, tekkeler yeniden açılmalı, bunları kontrol etmek üzere bir Meclis-i Meşâyih kurulmalı, din sömürücülerinin, ehliyetsizlerin tasavvufî faaliyetleri mıncıklamaları önlenmelidir.
8. Tarikatların ve dinî cemaatlerin holding, banka ve ticaret şirketi gibi çalışması, aktif siyaset yapması ve para toplaması önlenmelidir.
9. Hiçbir tüzelkişinin (dernek, vakıf, cemaat) zekat toplamasına izin ve fırsat verilmemelidir.
10. Türkiye çapında bağımsız, cemaatler üstü bir zekat teşkilatı kurulmalı ve toplanan zekatlar Kur'ana, Sünnete, fıkha, Şeriata uygun şekilde öncelikle Müslüman fakirlere, Müslüman miskinlere, Müslüman mültecilere (para veya mal temlik edilmek üzere) dağıtılmalıdır.
11. Bütün liselere mecburî Osmanlıca okuma ve yazma dersleri konulmalıdır. Bin yıllık İslam yazısı yasağı kaldırılmalı ve Müslümanların İslam yazısıyla kitap, dergi, gazete çıkartmalarına izin verilmelidir.
12. Kız erkek karışık karma tedrisat kaldırılmalıdır.
13. Paraların pulların üzerine tarihî devlet adamlarımızın, Türkiye'nin medar-ı iftiharı alimlerin, sanatkarların, fikir adamlarının, büyük kumandanların, millî mimarlık anıtlarının resimleri basılmalıdır.
14. Nasıl Yahudi vatandaşlarımız için cumartesi günü, Hıristiyan vatandaşlarımız için pazar günü hafta tatili yapıyorsak, çoğunluktaki Müslümanlar için cuma gününü tatil yapmalıyız. (Üç gün tatil fazla olursa pazarı kaldırabiliriz.)
15. İngiltere'de olduğu gibi bizde de, Müslümanların müracaat edebileceği özel hukuk mahkemeleri açılmalıdır.
16. İngiltere, İsveç, Norveç ve diğer medenî ülkelerde olduğu gibi bütün okullarda Müslüman kızlar başları örtülü olarak okuyabilmelidir, Müslüman kadın avukatlar başları örtülü olarak mahkemelere girebilmelidir. Bütün dindar memurlar mesai esnasında başlarını örtebilmelidir. Tek kelimeyle başörtüsü kamusal alanda serbest olmalıdır.
17. M. Kemal Paşa'nın ölümünden sonra oluşturulmuş Kemalizm ideolojisi resmî ve bağlayıcı ideoloji olmaktan çıkartılmalı, özelleştirilmelidir.
18. Müslümanların Ümmet teşkilatı kurmasına ve başlarına devletten bağımsız bir İmam-ı Kebir seçmelerine izin, imkan ve fırsat verilmelidir.
19. İslam vakıfları, kurulacak Ümmet teşkilatına devr edilmelidir. Son 90 yıl içinde satılan, vakıflıktan çıkartılan vakıf eserleri karşılığında devlet, Ümmet teşkilatına tazminat ödemelidir.
20. İcazetli ve ehliyetli ulema, fukaha yetiştirecek Sünnî İslam medreselerinin açılmasına izin verilmelidir.
21. Fransa'da nasıl hür Katolik okulları varsa, Türkiye'de de Ümmet ve İmamet teşkilatının ve arzu eden Müslümanların bağımsız İslam mektepleri açmasına izin verilmelidir.
22. İş, ticaret, ziraat, sanayi sahasında yeniden Fütüvvet Ahlakı Teşkilatı, ahîlik ve loncalar kurulmalıdır.
23. Müslümanlara, yurdun çeşitli yerlerinde İslam Komünleri kurmak ve oralarda Müslümanca yaşamak imkanı kanunen tanınmalıdır.
24. Kadın erkek bütün Müslümanlara kılık kıyafet hürriyeti sağlanmalıdır.
25. İspanya'daki Gırnata camii-i kebiri nasıl katedral yapmışsa, bizdeki Ayasofya tekrar cami yapılmalıdır.
Yukarıda dile getirdiğim konuların hepsi medenî ülkelerde geçerli olan hürriyetlerdir.
Türkiye halkının:
1. Millî kimliğine,
2. Millî kültürüne,
3. Tarihine,
4. Evrensel insan hak ve hürriyetlerine...
Saygılı olan herkes bu isteklerimi yadırgamaz. Bu memlekette azınlıkta olan Masonlar, Selanik Dönmeleri, Ateistler, Kripto Yahudiler, Kripto Hıristiyanlar ne kadar hür iseler, çoğunluğu oluşturan Müslüman halkın da en az onlar kadar hür olma hakkı vardır.
İsteklerimin hiçbiri demokrasiye, insan haklarına, liberal düşünceye, bilgeliğe zıt ve aykırı değildir.
Bu isteklerin yanlış olduğuna dair hiçbir geçerli, haklı, ipe sapa gelir gerekçe bulunamaz.
* (İkinci yazı)
Hem Müslüman Geçiniyoruz...
Hem Kur'ana iman ettik diyoruz, hem de Kur'anın nice emrini yerine getirmiyoruz, nice kesin yasağını çiğniyoruz.
Hem Peygambere (Salat ve selam olsun ona) iman ettik diyoruz, hem de onun Sünnetine uymuyoruz, yasaklarını çiğniyor ve öğütlerini tutmuyoruz.
Kafamızın ve gönlümüzün içi çöplük gibi. Bir yığın faydasız, zararlı, boş ve kof bilgilerle doldurmuşuz. Bizi kurtaracak olan ilahî ve nebevî öğretileri doğru dürüst bilmiyoruz.
Allah bütün mü'minleri tek bir Ümmet yapmış, bizde Ümmet bilinci ve teşkilatı yok.
Dinimiz bu dünya hayatı gelip geçicidir ve pek aldatıcı ve oyalayıcıdır buyuruyor. Dünya bir imtihan yeridir, bir tarladır, burada eker, ahirette biçersin diyor. Biz bundan da büyük ölçüde gafiliz.
İslam bize haram yemeyin, sonra yanarsınız diyor. Bizim çoğumuzun aklı fikri, helal haram ayrımı yapmadan daha çok kazanmak, daha çok yemek, zenginleşmek.
Her gün çevremizde bir yığın insan ölüyor, bu ölümlerden ibret alıp kendimizi çekip çevirip toparlanmıyoruz.
Günde beş kez ezanlar bizi Allah için namaz kılmaya çağırıyor. Yüzde 90'dan fazlamız tınmıyor.
Namaz kılanların çoğu camilere gidip cemaat olmuyor.
Halbuki Hz. peygamber ne diyor:
"Bir namaz vakti cemaati namaza hazırlayayım, yerime bir vekil bırakayım, yanıma birkaç genç ve yakacak malzeme alayım ve cemaate gelmeyenlerin evlerini yakayım istiyorum..."
Milyonlarca fakir ve miskin Müslüman, çok sayıda mülteci, borçlu; işsiz kardeşimiz sürünüyor. Zenginlerimiz; tuzu kurularımız lüks hayat sürüyor.
Hz. Peygamber ne buyurmuş:
"Komşusu aç gecelerken, kendisi tok sabahlayan bizden değildir."
Dinimiz yağcılığı, yalakalığı, meddahlığı, dalkavukluğu, zalimleri medh etmeyi yasaklamış. Bizim bir kısmımız ise tam tersini yapıyor.
Peygamberimiz "Faydalı, lüzumlu, hayırlı bilgi öğrenmek her Müslüman erkeğe ve kadına farzdır" buyurmuş. Biz doğru dürüst akaidimizi, ilmihalimizi, ahlakî değer ve ilkelerimizi bilmiyoruz. Kur'an, Sünnet, Şeriat faizi ve ribayı kesinlikle haram kılmış, bir kısmımız gırtlağına kadar bu harama batmış.
Allah ve Peygamber lüksü ve israfı yasaklamış, nicemiz lüks içinde sefihane yaşıyor.
Allah ve Peygamberi bize birlik olun, sakın dağılıp parçalanmayın, birbirine düşmeyin buyurmuş, biz birbirinden kopuk ve irtibatsız, kimisi kimisiyle rekabet eden bin cemaate ve parçaya ayrılmışız.
Allah ve Peygamber bize gıybet etmeyin, birbirinizin gizli ayıplarını araştırmayın buyurmuş. Biz ise bol bol gıybet ve tecessüs yapıyoruz.
İçimizde öyle gafiller, şaşkınlar, dengesizler ve şuursuzlar var ki, bozuk düzene iyi, eskisinden daha iyi diyecek kadar ölçüsüz ve mantıksız konuşuyor.
Dinimiz bütün mü'minlerin birbirini sevmelerini istiyor, biz birbirimizi sevmiyoruz.
Din bize uyanık olmamızı emr ediyor, bizim nicemiz ayakta uyuyor.
Dinimiz bilenlerin bilmeyenleri bilgilendirmesini, aydınlatmasını, uyarmasını emr ediyor, biz emr-i maruf ve nehy-i münker farizasını hakkıyla yapmıyoruz.
Sonra de nedir bu başımıza gelenler diye şaşıyoruz, hayıflanıyoruz...