Müsamere kardeşliği
Paris'teki ünlü Père Lachaise mezarlığını gezme fırsatım olmadı. Gitmeseniz de biliyorsunuzdur: Burada ünlü insanlar gömülü değildir sadece. Aynı zamanda çoğu kabrin mimarisi gayet görkemlidir.
Evet Père Lachaise'yi gezemedim ama onun bir benzeri olan Cementerio de la Recoleta'yı gördüm. Arjantin'in başkenti Buenos Aires'in Recoleta semtindeki mezarlık da çok acayip bir mekân...
İnsanların gelecek kuşakları etkilemek için yaptıklarına bir örnek bu: Mezarlıkta birer küçük villa büyüklüğünde sayısız kabir yer alıyor. Yan yana, dip dibe konuşlandıkları için, gezerken kendinizi bir mahalleye girmiş gibi hissediyorsunuz...
Kim bilir nerelerden getirilmiş envai çeşit değerli mermer oyularak süsler ya da kabarma resimler yapılmış. Atına binmiş general de var, nutuk atma pozisyonunda duran politikacı da...
Recoleta Mezarlığı'nı bir grup Türk'le birlikte gezdim. Sadece gördüklerim değil duyduklarım da ilginçti.
Bizimkiler böyle görkemli kabirleri tasvip etmediler. Bazı arkadaşlar, "Ölmüş gitmiş adama bu kadar masraf etmeye ne gerek var" dedi. Kimisi, "Bunlar bizim inancımıza uymaz; bizim kabirler mütevazıdır" yorumunu yaptı.
Ben de 'muz orta' niteliğindeki bu sözleri duyar duymaz... Onlara Ankara'daki kabri hatırlattım. Bunun üzerine çoğundan, tahmin ettiğim gibi, "Aaa ama o başka" cevabını aldım. (Niye ki?)
***
Benzeri bir kıyaslamaya hafta içinde şahit olduk. 1 Şubat 1979, İran İslam Devrimi lideri Humeyni'nin Fransa'daki sürgün yıllarının ardında, uçakla Tahran'a döndüğü gündür.
İran rejimi bu günü törenlerle kutluyor. Daha önce yapmışlar mıydı hatırlayamadım ama geçen çarşamba Humeyni'nin dev oranlardaki kartondan maketini yürüttüler törende.
Bu olay benim için yeteri kadar eğlenceli. Harika bir iktidar müsameresi. Ama madem öyle inanıyorlar; yapsınlar.
Beni asıl güldüren ise Humeyni'nin karton maketleriyle bizim Atatürkçülerin dalga geçmeleri oldu. Sanki kendi yaptıkları çok farklıymış gibi...
19 Mayıslarda, sallanan kayıktan, bando mızıka eşliğinde, Karadeniz'in serin sularına gömülecek endişesiyle, bir Atatürk büstünü indirerek, Samsun halkını neşeye boğanlar onlar değil mi?
Dört yaşındaki çocuklarına, bu büstleri öptürerek, dindar gençliğe karşı, içi Atatürk sevgisiyle dolu çağdaş gençler yetiştirmeye çalışanlar da onlar...
"Şeriata karşı mücadele" ediyoruz deyip, bilhassa 2007'deki Cumhuriyet Mitinglerinden bu yana Atatürk'ün kartondan maskelerini yüzlerine takanlar kim?
Üstelik bu yaptıkları Kürt ulusalcılara ilham veriyor, onlar da Apo maskesi takıyorlar... Henüz özerklik elde edip, kendilerininkini dikemedikleri için de, şimdilik Atatürk heykelleriyle idare ediyorlar.
Körle yatan şaşı kalkar.