Faruk Çakır

Faruk Çakır

Din dersi var, mescid niye yok?

Din dersi var, mescid niye yok?

Bütün Türkiye; istihbarat teşkilâtı-emniyet-hükümet üçgenindeki tartışmaları merak ediyor, ama başka merak edilmesi gereken konular da var. Biliyorsunuz, yakın zaman önce milli güvenlik derslerinin önümüzdeki eğitim yılında kaldırılacağı, o derste okutulan konuların başka derslerin içinde ve sivil öğretmenlerce verileceği açıklanmıştı. Geç kalınmış olsa da doğru yönde atılan bu adım umumî mânâ bir kabul gördü.

Tabiî ki bu gelişmelere itiraz edenler de oldu. Bazıları, “Madem milli güvenlik dersi kaldırılıyor, o halde din dersi de kaldırılsın” diye yazdı.
12 Eylül 1980 darbesi neticesinde hazırlanan ve millete zorla tasdik ettirilen 1982 Anayasasına göre okullarda din dersi mecburî olarak okutuluyor. Ancak bu dersin ihtiyaca cevap verir şekilde okutulmadığı da bir gerçek. Yani, özel gayretler olmadan, bir öğrencinin sadece okulda öğretilen ‘din dersi’ ile İslâmı doğru ve yeterli şekilde öğrenmesi mümkün olmamıştır.
Elbette bu tesbit bilhassa 12 Eylül sonrası yıllar için geçerlidir. Türkiye nisbeten normalleştikçe okullarda okutulan din dersi kitaplarının muhtevası da değişmiştir. Geçen gün kaleme aldığımız “İyisi mi siz ‘din dersi’ni savunun!” başlıklı yazımız (Yeni Asya, 9 Şubat 2012), bazı “idealist din dersi öğretmenleri”nin itirazına sebep oldu. Yazıda, “Çünkü okullarımızda gerçek anlamda bir ‘İslâm diniyle ilgili ders’ okutulmuyor. Okutulan, ‘Din kültürü ve ahlâk bilgisi dersi’dir. Dolayısıyla bu ders, hiçbir zaman milletin arzu ettiği seviyede bir ‘din dersi’ değildir” demiştik. “İdealist din dersi öğretmenleri”miz, bu ifadelerin yumuşatılması gerektiğini düşünüp diyorlar ki, “Geçmiş yıllara nisbetle ‘din dersi’ kitaplarının muhtevası değişti. Öğretmen isterse bu derste çok güzel bilgiler verip, doğru İslâmiyeti anlatabilir. Kitaplarda, iman, ahiret inancı, meleklere iman gibi konular kısaca da olsa var. Okullarda ‘mescid’ olmaması bir eksiklik. Çünkü anlattıklarımız teoride kalıyor. Namaz kılmak isteyen öğrencilerin taleplerini karşılayamıyoruz. Düşünün ki, namazın farz olduğunu öğrettiğimiz bir okulda, fiilen namaz kılmayı yasaklamış duruma düşüyoruz. Asıl problemimiz budur.”
“İdealist din dersi öğretmenleri” bir noktaya daha dikkat çektiler: “Liselere gelen öğrencilerden anlıyoruz ki, özel okulların ilköğretim ikinci kademesinde ‘din dersi’ne yeterli ağırlık verilmiyor. Hiç bir şey bilmeden ‘lise’ye gelen öğrenciler var. Sorduğumuzda, ‘Öğretmenim, biz din dersi görmedik. Din dersi saatinde test çözdük’ diyorlar. Din desine gereken önemin verilmesi için özel okullar ikâz edilmelidir.”
Elbette bütün öğretmenleri aynı kefeye koyamayacağız gibi, özel okulları da aynı kefeye koyamayız. Din dersinde test çözdüren özel okullar olabildiği gibi, hak ettiği ölçüde din dersine ağırlık veren özel okullar da vardır. O halde kısa sürede bütün okullarımızdaki mescid meselesini halletmek icap eder. Nasıl ki okutulan başka dersler için uygun ‘laboratuar’lar açılıyor, din dersi için de mescidler açılmalıdır. Çünkü mescid, bir bakıma okutulan din dersinin laboratuvarıdır. Madem böyle bir talep var, ertelememeli...
Namaz kılmak isteyen öğrencilere mani olmak, tarif edilmez bir yanlışlıktır. Bu yanlışı kim savunabilir? İlahiyat fakültelerinde okuyan ve ‘tesettür’ emrini öğrenen kız öğrencilerin başlarını zorla açtırmakla, talep olduğu halde okullarda mescid açmamak arasında fark var mı?
“Din dersi” verdiğimiz öğrencilere “mescid”i çok görmeyelim... Talep olan her okulda, her mekânda bir değil iki mescid açılsa yeridir. “İdealist din dersi öğretmenleri”nin mescid açma seferberliğine öncü ve destek olmasını bekliyoruz...

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Faruk Çakır Arşivi