Darbeciler ve uluslararası güç odakları
özal'ın partisinin başına gelecek en büyük felaketti, geldi. Onun adı Mesut Yılmaz..
Yılmaz geldi, Hasan Celal Güzel gitti. çünkü Semra Hanım onu istiyordu. öyle oldu.. özal iki büyük yanlış yaptı. Emanetçi olarak Akbulut'u seçti ve bu arada partisini “O Adam”a emanet etti..
Ha bu Erdoğan'a ders olsun.. Bu iş emanetçi ile, ya da günü kurtarmaya yönelik hesaplarla olmuyor. Bu hesapla yapılan bütün atama, bütün düzenleme ve bütün ihaleler geri teper! Mücerreptir..
Gelinen noktada durum şu: İran'a müdahale beklemeye alınıyor ve Türkiye'de bir iktidar değişikliği ile sonuçlanacak sınırlı bir müdaheleye hayır!
Darbe olmayacak. Mıntıka temizliği yapılacak..
Mesut Yılmaz AP'de Ufuk Uras'la polemiğe giriyor ve birtakım göndermeler yapıyor; “Ordu kışlasına dönemez” diyor. Ordu adına konuşuyor sanki. TUDEH'den örnek veriyor. Düşünce özgürlüğüne sınır getirilebileceğini ve parti kapatılabileceğini söylüyor.. Fanatik bir CHP'li gibi irticadan ve terörden söz ediyor..
Utanç verici bir tablo.. Mesut Yılmaz'ın hemen CHP’ye üye olup İlhan Kesici ile birlikte siyaset yapması en doğru tercih olacak sanki.. Yılmaz ciddiye alınacak biri değil.. Konuşmayınca bir şey söyleyecekmiş gibi duruyor ama, konuşunca işte manzara bu! Herkesi kendine güldürmekten başka bir işe yaramıyor söyledikleri..
Bu adam bir zamanlar Türkiye'yi yönetti! Darbeciler böyle adamlarla yola çıktıkları sürece de dünyayı kendilerine güldürmekten, alay konusu olmaktan öte bir iş başaramayacaklar..
İddiaları ile dünyaya ne kadar yabancı, halktan ne kadar kopuk olduklarını farkedemeyecek kadar da öfke dolular.. Komik duruma düştüklerini bile farkedemiyorlar..
Şecaat arz ederken sirkatin söyleyen adamın durumuna düşüyorlar.. Sonuçta konuşmaları iyi oluyor..
Bunlar ABD'yi aralarında Michael Rubin’in de bulunduğu bir avuç Neocon’dan ibaret zannediyorlar.. Peşine takıldıkları 3-5 MOSSAD Ajanı, CIA Ajanı Siyonistin oyuncağı oluyorlar.. Kılavuzları bunlar olunca da, varacakları yer belli..
AP'den gelen açıklamayı biliyorsunuz: "AKP kapatılırsa müzakereler durur." Bu arada ABD Dışişleri Bakanlığı da, Türkiye'de Anayasa Mahkemesi'nin, AK Parti hakkındaki kapatma davasına ilişkin kararını verirken, halkın iradesini göz önüne almasını beklediklerini belirtti.
Hadi bu çağrıları duymamazlıktan, bilmemezlikten, görmemezlikten gelin bakalım!
Sizin gücünüz ancak Millete yeter. Başörtülü kızlara yeter!
Yerli darbecinin hakkından, yabancı darbeci gelir.. Dış destek olmadan, halk darbe beklentisi içine sokulmadan darbe olmaz.. Ulusalcı söylemlere bakmayın, hepsi “bizim çocuklar”dır sonunda.. Darbeci çetelerin, örgütlerin hepsi aynı.. “Dinci”, “Kürtçü” farketmez! Tepeden inmeci bütün hareketler, ya izin verilen mayınlı tarlada top oynama meraklısı saflardan, ya da icazetli topluluklardan oluşur..
Biz bilmiyor muyuz sanki bunların gerçek niyetlerini: “Sivil demokratik İslâm için ortak arayışı” içindeler.. Bu konuda “Kaynak ve stratejiler” üretmeye çalışıyorlar “Terör ve irtica sopası”nı birtakım adamların eline verip, bizi bu ağıla sokmaya çalışıyorlar.. Kemalist geçinen darbeciler gibi, bizim beynimizi ve kalbimizi değiştirme iddiasında değil bunlar, yediğimiz, içtiğimiz, okuduğumuz, seyrettiğimizle ilgileniyorlar. Onların istediği gibi yaşarsak zaten kalbimizin ve düşüncelerimizin değişeceğini, zamanla yaşadığımız gibi inanmaya başlayacağımızı biliyorlar. Biri döve döve, tehditle, hakaret ederek, baskıyla, şiddetle yapmak isterken, Avrupalı “dostlarımız”, bir doktor arkadaşın dediği gibi narkozla bu işi yapmak istiyor.. Kur’an-ı Kerim'i laiklerin yaptığı gibi, bütünü ile hayatın dışına itmek değil, sınırlandırarak bu işi zamana bırakmak istiyorlar. “Modern Müslümanlar” üretecekler. Daha doğrusu planları bu! Para ve mevki sahibi olanlar zaten kendiliğinden bu yola giriyorlar. Bunu gördüler ya; umutları arttı tabiî.. Bunun için de “Gelenekçileri ve Fundementalistleri” engelleyecekler. Birileri onlara bunu söylüyor.. Birilerini köşeye sıkıştırırken, birilerinin sırtını sıvazlayacaklar anlayacağınız.. Bu arada da Laiklik ve Kemalizm arka plana çekilecek. Her ikisinin de görünürlüğü azaltılacak.. Kemalistler istemeseler de bu böyle. İsterseniz İnt. Crisis Groub’un son raporlarına bir bakın. Ya yeni liberal, demokratik bir Kemalizm icad edeceksiniz, ya da!.. Yani anlayacağız CHP ve Cumhuriyet’in darbeci bir zihniyetle ürettiği nev-i şahsına münhasır Kemalizm algısının piyasası yok artık!
Hani lazım olunca her köşe başına “Türk Aleminin en büyük düşmanı komünistliktir, her görüldüğü yerde ezilmelidir. Mustafa Kemal Atatürk” diye tabela asanlar, gün geldi, bu tabelaları bir gecede topladılar. çünkü soğuk savaş bitmişti. Bizim bu derin Kemalistler, Mustafa Kemal'i bile soğuk savaşta karanlık emellerine alet etmeyi denemediler mi?.. Kimsenin ‘gık’ı çıktı mı? Gün geldi, aynı çevreler, yeşil mürekkeble baktıkları “kafirleri gördüğünüz yerde öldürün” diye gökten ayet meali yağdırdılar! Kimse laiklikten, irticadan söz etti mi?..
Hadi şimdi AK Parti'yi kapatın da göreyim sizi.
İşmardan anlamayan var mı?
Milletten korkmuyorlar ama, bunların tavsiyelerini dikkate almak zorundalar. Yoksa sonra başlarına gelecekleri bilirler.. Şimdi asıl sorun AK Parti'nin ödeyeceği diyet!
AK Parti'nin kurtarılmışlık psikolojisi ile bundan sonra ne yapacağı. “Fazla germeyelim” yalanı ile kendini oyalamaya devam edip etmeyeceği..
Sarıkız ne olacak. Petrol kaçakçılığının üzerine gidebilecek misiniz? Yolsuzluklara dur diyebilecek misiniz? Ergenekon'un kardeşleri ne olacak? Anayasa değişikliğini ne zaman yapacaksınız?
Bana kalırsa TüSİAD’ın “konvansiyon” önerisi boşuna değil..
Derviş de tam zamanında geldi hani! Başka misafirlerimiz de var.
Ortalık görünenden çok daha hareketli.. CHP, darbeciler ve Kemalistler için haberler iyi değil..
Selam ve dua ile..
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.