Zengi’nin yetimleri
Suriye’nin kalbi Baba Amr’da atIyor. Günlerdir Suriye rejimi bütün ateşini ve kIvIlcImlarInI Baba Amr’a kusuyor. Humus devrimin başkenti ve Baba Amr ise devrimin baba semti. Suriye halkI burada 21’inci yüzyIlIn destanInI yazIyor. İçeride ve dIşarIdaki muvazaa etmiş ve kalleşlik üzerine birleşmiş yedi düvele karşI bağrI açIk bir biçimde yIlmadan mücadelesini sürdürüyor. 21’inci yüzyIlIn anlamInI oluşturan bir kapIşma bu. 21’inci yüzyIlIn haritasI bu kapIşma üzerinden şekillenecek. Ahmet Sabuni’nin yazdIğI gibi ‘Sevrat tekşif el avrat’ yani Suriye devrimi ve devrimler kimin hangi cephede olduğunu ve herkesin fazlasInI ve eksiğini ortaya çIkartIyor. Suriye devriminin kalbi Humus’da ve onun ötesinde Baba Amr’da atIyor. BurasI öyle bir fay ve hat ki asIrlara damgasInI vuruyor. Burada Nureddin Zengi’nin yetimleri olan Türkmenler yaşIyor. Bilindiği gibi Kudüs’e giden yolu Nureddin Zengi açmIş ve Humus burada önemli duraklardan ve menzillerden birisi olmuştur. Hatta yaşayan şehit lakabIyla anIlan ve hatta ‘Allah’Im dinine nusret et ama köpek kulun Nureddin’e nusret etme!’ diyerekten ihlasInI ortaya koyan Nureddin Zengi’nin Humus üzerinden eşiyle ilginç bir hikayesi vardIr: “O, ganimet malI olarak payIna düşenleri satarak satIn aldIğI arazilerin geliri ile geçinirdi. HanImI bir gün darlIk çektiğinden şikâyet ederek sIzlanInca, kendisine âit olan Humus’daki üç dükkânIn gelirini ona bağIşladI. BunlarIn yIllIk geliri 20 dinara yakIndI. HanImI bunu az görünce; bundan başka bana âit bir şeyim, malIm mülküm yok, dedi. Benim olarak gördüğün idaremdeki bu şeylerin hepsi MüslümanlarIndIr. Ben ancak hazine bekçiliği yapIyorum. Bu bana emanet olarak verilen para ve mallara ihanet ederek senin hatIrIn için cehenneme gitmeye razI olamam, demiştir...” Nureddin Zengi ve Ömer Bin Abdulaziz en çok birbirlerine benzetilen hükümdarlar arasIndadIr. Zincirleme değil de kopuk hilafet dönemlerinin halifeleri arasInda sayIlIrlar. HanImlarI da hanedan hanImIdIr lakin menkIbeler üzerinden Ömer Bin Abdulaziz’in hanImI FatIma ile Nureddin Mahmut’un hanImI İsmet Amine bin Mu’in al-Din Unur’un farklI karakterlere haiz olduklarI anlaşIlIyor. Yine de en doğrusunu Allah bilir.
¥
Humus ve Baba Amr etrafInda deveran eden çağIn mücadelesi basit bir mücadele değil. Burada tarihin kare kökleri yatmaktadIr. FaylarI netleşmektedir. Suriye Türkmen Kitlesinin ilanI etkinliği sIrasInda Ali Emiri Kültür Merkezine bağlanan Baba Amr’daki aktivistlerden ve kendisi de bir Türkmen olan Muhammed Nişvan da Baba Amr mahallesinin yarIsInIn Türkmen ve diğer yarIsInIn da Arap olduğuna parmak basmIştIr. Yani Esat güçlerine karşI Türkmenlerle Araplar omuz omuza Suriye’nin Saraybosna’sInI veya Caharkalesini (Grozni) savunuyorlar. Baba Amr ve Humus’da Nureddin Zengi ve Salahaddin Eyyübi’nin ruhu yeniden diriliyor. Zira, İran Devrimiyle birlikte İslam dünyasInda bir referans ikilemi veya çatallaşmasI ortaya çIkmIş ve bu iş Suriye kapIsIna kadar dayanmIştIr. Şimdi Gordiom düğümünü çözecek olan Baba Amr ve Humus ve onun ötesinde Suriye’dir. Tarihe deje vu dedirten geçmişteki Bağdat ile Kahire arasIndaki referans sIkIşmasInI ve ikilemini ortadan kaldIran Nureddin Zengi ve hayru’l halefi Salahaddin Eyübi olmuştur. Şimdi de İstanbul ile Tahran sembolleri arasInda Suriye üzerinden böyle bir referans sIkIşmasI yaşanIyor. Nureddin Zengi ve Salahaddin Eyyübi’nin günümüze IşIk tutan beş önemli hedefi vardIr. Referans birliğini, siyasi birliği temin etmek, ahlakI üstün kIlmak, HaçlIlarI bertaraf ederek Kudüs’ü yeniden geri almaktIr. Bunun yolu da cihat ve ortak cephe oluşturmaktIr. Bu da referans birliğinden geçmektedir. Halbuki İran devriminden beri 2006’daki Hizbullah-İsrail çatIşmasInI saymazsak iç çatIşmalar iki çizgi arasIndaki ilişkilere damgasInI vurmuştur. Zengi ve Salahaddin Eyyübi referans birliğini Sünnilik ekseni üzerine oturtmuşlardIr. Siyasi birlik ise Kudüs’ün fethi çalIşmalarI üzerine teessüs etmiştir. Nureddin ve Selahaddin Eyyübi’nin temel projesi Sünni mezhebin üzerinden referans birliğini temin etmektir. İkinci ana kural ve umdeleri ise kaybolan ahlakI yeniden ihya etmek ve canlandIrmaktIr. Bunu da Geylaniye ve Kadiriyye ekolleri üzerine bina etmişlerdir. Geylaniye ve Gazaliye ekolleri manevi zeminlerini teşkil etmiştir. Günümüzde ise İhvan ve Risale-i Nur, 21’inci yüzyIlIn iki temel ekolü olarak karşImIza çIkmaktadIr. Günümüzde Gazaliye ve Geylaniye ekolünün yerini İhvan ve Risale-i Nur ekseni almIştIr. Üçüncü hedefleri Allah yolunda cihadI diriltmek olmuştur. Dördüncü temel hedefleri birleşik İslam cephesini tesis etmektir. Beşinci ana hedefleri ise Kudüs’ün kurtarIlmasIdIr (Salahaddin, Şakir Mustafa, Daru’l Kalem, Şam, s: 419).
Şimdi Humus çarpIşmalarI bu beş hedefin de temelini veya mukaddimesini oluşturmaktadIr. İslam dünyasInIn çatallaşan referanslarI burada duruluyor. Nureddin’in ruhu Humus’da yeniden diriliyor. Baba Amr halkI Nureddin Zengi’nin yetimleri olduğu gibi misyonunun da varisleridir. Onun ötesinde Suriye ve Irak Türkmenleri İslam dünyasIna Nureddin Zengi’nin vediasI ve emanetidir. Beşşar, Rabin’in emaneti peşinde koşarken Humus halkI Zengi’nin emaneti ile buluşuyor. Ali Emiri Kültür Merkezi’nde Türkmenleri Zengi’nin emaneti olarak anmam Türkmenlerin pek hoşuna gitti. OnlarI sevindirmekten ve kIvanca gark etmekten ben de bahtiyarIm. Türkmenler kaybolan misyonlarInI Zengi’nin izinde arIyor ve yeniden keşfediyorlar. Gülle seslerinin ve yIkIntIlarIn arasIndan geleceğin tarihi yükseliyor. Humus 21’inci yüzyIlIn destanInI yazIyor.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.