Faruk Çakır

Faruk Çakır

Ya erken yaşta evlilik artarsa!

Ya erken yaşta evlilik artarsa!

Millî Eğitim Bakanlığı’nın gündeme getirdiği 4+4+4 şeklindeki “kesintili eğitim” sistemi “bütün yurtta, dış temsilciliklerde ve KKTC’de” tartışılmaya devam ediyor. Tartışmak makul sınırlar içerisinden devam ettiği sürece bundan korkmamak lâzım. Malûm, insanlar konuşa konuşa, tartışa tartışa—inşaallah—doğruyu bulur ve bulacak.

En başta ifade edelim ki, prensip olarak “kesintili, yönlendirmeli” eğitimden yanayız. Çünkü “kesintisiz eğitim” Türkiye ve dünya şartlarına uygun bir eğitim sistemi olmadığı belli. En çarpıcı örneği, 28 Şubat (1997) sürecinin dayattığı ve halen uygulanan “kesintisiz 8 yıl eğitim” sistemidir. Sistem “kesintili” yani belli sınıflardan sonra mesleklere yönelmeye imkân sağlasa, neyse. Hele Türkiye gibi okullarda İslâm diniyle ilgili yeterli bilgi ve eğitim verilmeyen yerlerde bu sistem çok mahzurlu.
Bununla birlikte yeni sistemin ne getirip ne götüreceği de iyice tartışılmalı. Hiç unutulmaması gereken şey ise, eğitimin muhtevası olmalı. Okutulan ders kitaplarının günün şartlarına göre hazırlanıp hazırlanmadığı ve eğitimcilerin eğitilmesi meselesi... Bunları konuşup tartışmadan sadece “kesintili eğitim”e sarılmak da çare değil.
Konuyla ilgili değerlendirme yapan Asım Yenihaber şöyle yazmış: “4 artı 4 artı 4 kesintili öğretimle ilgili olarak, sanmayın ki gözü kapalı olumlu düşünüyoruz. Tasarının neyi getirdiğini veya götürdüğünü görmeden, böyle bir düşünce içinde olmamız mümkün değil. Göreceğiz ve belki de, mevcut sistemin gerisine düşerse, hayır diyeceğiz...” (Yeni Akit, 26 Şubat 2012)
Gündeme gelen yeni teklife gözü kapalı “hayır” diyenler de var. Onların iddiası ise uygulanmak istenen yeni sistemin (kabaca 4 yıl ilkokul, meslek liseli yönlendirmeli 4 yıl orta okul ve 4 yıl lise) kız çocuklarını mağdur edeceği ve onların “erken yaşta evlenmelerine sebep olacağı” yönünde... Öyle bir itiraz ediyorlar ki, sanki milletimiz kız çocuklarını erken yaşta evlendirmek için böyle bir uygulamanın başlamasını bekliyor. Meselâ, 28 Şubat sürecinde bakanlık yapan bir isim şöyle demiş: “Kız çocuklarının küçük yaşta evlendirilip okullarına evliyken devam etmesi gibi bir sonucu da doğurabilir. Dolayısıyla çocuk evlilikleri sayısının da yeniden sür'atle artması söz konusu olacak.” (Hikmet Uluğbay, Akşam, 26 Şubat 2012)
Velev ki böyle olsun, bu kimi ilgilendirir? Vatandaşın kızını ya da oğlunu kaç yaşında evlendireceğine de mi müdahale edeceksiniz? Bu hakkı size kim veriyor? Erken evlilik olurmuş... Tövbe, tövbe... Erkek ya da kız çocukları üzerinden erken yaşta yapılan bunca yanlışa, bunca hataya ve burada ifade edemeyeceğimiz bunca çirkinliğe itiraz seslerinizi pek duymuyoruz. Ne oluyor da “erken evlilik” sizi endişelendiriyor?
Çocuğunu erken evlendirmek isteyeni, hangi “kesintisiz eğitim” durdurabilir? 1997 yılından bu yana son uygulanan bu sistem, “erken yaştaki evlilik”leri engelleyebildi mi? Bu konuda yapılan bir araştırmanız var mı? Çocukları ve ailelerini düşünüyorsanız, erken yaşta evliliklerden önce, erken yaşta “müstehcenlik”lere itiraz ediniz...
Ahmet Altan da “kesintili eğitim”e itiraz edenlere şöyle seslenmiş: “Bu sisteme geçer geçmez kızların okuldan alınacağını nereden biliyorsunuz? (...) Sanırım tartışmayı ‘kız çocuklarını okula göndermeyecekler’ sığlığından çıkarıp, karşılıklı önerilerin ortaya konduğu daha gelişmiş bir platforma taşırsak, bu ülkenin çocuklarına büyük bir iyilik yaparız.” (Taraf, 26 Şubat 2012)
Maksat üzüm yemek olsun ve el birliği ile eğitimin daha iyi noktalara gelmesine çalışalım. Türkiye ve dünya gerçekleriyle örtüşmeyen itirazlarla vakit kaybetmeyelim...

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Faruk Çakır Arşivi