Dünya ve ahiret hayatımızı cennete çevirmenin yolu!
Yaratıcımız, yaşatıcımız ve yöneticimiz Allah (c.c) her zaman ve her yerde hayâ, edep sahibi ve güzel ahlaklı bir kul olmamızı emretmektedir. Peygamberlerin tamamı hayâ, edep, terbiye ve güzel ahlak örneği liderlerimizdir.
Umreci kardeşlerimize Arafat meydanında yaptığımız bu haftaki sohbetimizde de belirttiğimiz gibi, kazançlarının içine haram karıştıran fert ve topluluklar, haya ve edep ölçülerini kaybediyorlar. Sonunda ahlaki değerleri yitirince de helak olup tarih sahnesinden siliniyorlar. Geçmişteki Devlet ve toplumların acı sonlarını yaşamak istemiyorsak yediklerimizin, giydiklerimizin ve elde ettiklerimizin helal olmasına çok dikkat etmeliyiz.
“Yasak ağacın meyvesinden yeyince, elbiseleri alınarak ayıp yerleri meydana çıktı. Bunun üzerine hemen cennet yaprakları ile avret yerlerini ve vücutlarını örtmeğe başladılar. Rabb’leri Allah onlara, ‘Ben sizi o ağaçtan men etmedim mi? Ben şeytanın sizin besbelli düşmanınız olduğunu söylemedim mi? Niçin Beni dinlemediniz de bu perişan duruma düştünüz?’ diye seslendi. (Araf S.22)” ayeti kerimesinde belirtildiği gibi Hz. Âdem (a.s) ile eşi Hz. Havva (r.a) cennette yasaklanan meyveyi yer yemez elbiselerinden mahrum edilip cennetten çıkarıldılar. Çile ve sıkıntı dolu hayatı yaşamak üzere dünyaya gönderildiler. Sonra “Ey Rabbimiz, biz emrini dinlemeyerek şeytanın tuzağına düşüp kendimize zulmettik. Eğer bizi bağışlamazsan ve (bize İslam nimetiyle) merhamet etmezsen Sana kulluk imtihanını kaybederek kesinlikle hüsrana uğrarız. (A’raf S.37)” yakarış ve yalvarışlarıyla suçlarını itiraf edince bağışlandılar. Ve dünyada yeniden mutluluğu İslami hayatla elde ettiler.
Yasaklanan tek bir meyveyi bile yemek insanlığın ilk ana ve babasının cennetten çıkarılmasına sebep olurken, haramlar içinde yaşayan toplumların hayatı nasıl cennet olabilir ki?
Kişi ve toplumlar da cennet gibi mutlu, huzurlu ve bereketli hayatlarını haramları helal ve helalleri haram yaparak cehenneme çevirip kendi kendilerini cezalandırıyorlar. Malı, makamı gaye gören kapitalizm ve benzeri rejimlerde helal, haram anlayışı yoktur. Nerede, nasıl ve neyle kazanırsan kazan önemli değil, önemli olan yemek, giyinmek, eğlenmek ve lüks bir hayat yaşayabilmektir.
Kavgalar, boşanmalar, soygunlar, vurgunlar ve yolsuzluklarla hayatımız cehenneme çevrilmedi mi? Bu cefa ve belalarla dolu hayatımızda faiz, içki, kumar, zina ve rüşvet gibi haramların helalleştirilmesi başrolde değil midir?
Bu haram yollarla elde edilen gelirler necistir. Yani pisliktir. Ve bu dini devre dışı bırakan kapitalist rejimlerin bataklıklarında hayırlı, hayalı, edepli ve dürüst nesil yetiştirilmesini beklemek abesle iştigaldir. Yani boşa kürek çekmektir. Zaman israfıdır. Vakit geçmeden önce fert ve toplum olarak İslami hayata dönmeliyiz. Allah’ın rahmetine, mağfiretine koşmalıyız. Dünya ve ahiret hayatımızı cennete çevirmenin yolu nefsimize, neslimize ve ülkemize İslam nizamındaki haramları haram, helalleri helal kılmaktan geçer.
Haramlar, devletin karayollarındaki geçilemez (sollanamaz) düz çizgilere benzer. Allah bize olan merhametinden dolayı, bizim için tehlikeli ve zararlı olan haram yolları ana hayat yasamız Kur’an-ı Kerim’de bildirmiştir.
Adil bir devlet; faiz, kumar, zina, rüşvet gibi haram bataklıklarını temiz nizam İslam ilacıyla kurutmak suretiyle, bedeni ve ruhu sağlıklı, temiz cüzdan ve temiz vicdana sahip bir dindar toplum oluşturmakla görevlidir. Vatandaşlarına helalinden kazanmanın yollarını açmak ve öğretmekle görevlidir.
Aile reisleri olan biz ana babalar da; evlatlarına helal lokma yedirerek imanlı, ilimli, hayâlı, edepli yetişmelerini sağlamakla mükellefiz.
Unutmayalım ki hepimiz; Allah’a saygının, edep ve hayanın merkez üssü namaz ehli dindar bir nesil yetiştirmekle sorumluyuz. Bunun için de anaokullarından itibaren ahlak ve edep içerikli İslami eğitime ağırlık verilmelidir. Ayrıca ilköğretimin orta kısmını dışardan bitirme imkanı getirilmelidir. Böylelikle Kur’an-ı Kerim’i manasıyla bilen hafızların küçük yaşta yetişmesi için Kur’an kurslarının önündeki engeller mutlaka kaldırılmalıdır.
Daha yolun başındayız. Mal ve makamlarla şımarmadan, gevşemeden, korkmadan ve korkutmadan Allah’ın yasakladığı haram bataklıklarını İslami eğitimle kurutmalıyız. Ve haram bataklıklarını sevgi, barış, edep ve hayâ gülleriyle dolu cennet bahçelerine çevirecek maddi ve manevi güçlü bir devleti birlikte oluşturmalıyız. Allah daim yar ve yardımcımız olsun.