Sadece tespit etmek yetmez
Geçtiğimiz günlerde, tacize uğrayan küçük bir kızın hikayesi gündeme damgasını vurdu. İddialara göre, Antalya'da yaşayan on iki yaşındaki kız çocuğu babası tarafından para karşılığı elli dört yaşında birine veriliyor. Burada tecavüze uğrayan ve işkence gören küçük kız, olayı öğretmeniyle paylaşıyor ve olayın rengi tamamen değişiyor. Şu an on sekiz yaşında olan genç kız, uzman desteğiyle yaşadığı travmayı atlatmaya çalışıyor.
Toplumda cinsel istismarın önlenmesi için yapılacak çalışmalar bir yana, burada üzerinde durulması gereken iki önemli konu var: Birincisi, istismar edilen kız çocuğunun bu yarayı nasıl saracağıdır. Zira, tacize maruz kalan çocukların çevrelerine ve kendilerine olan güven duyguları zayıflıyor. Bu çocuklar yaşları kaç olursa olsun, insanlarla ilişkilerinde korku ve tedirginlik yaşıyor, iç dünyalarında bir şeylerin yıpratıldığını, bozulduğunu ve örselendiğini hissediyorlar. Aynı şeyi tekrar yaşayabileceğinden endişe eden çocuk, ileriki yaşamında bu korkularını sürdürüyor. Toplumda ve ya iş hayatında insanlara güvenmekte zorlanıyor. Ayrıca çocuk, kendini dışarıya açamadığından yalnızlaşıyor. Aynı şeyin tekrar başına gelebileceğinden korkan çocuk, öfke ve korku arasında gidip geliyor. Tacize uğrayan çocuk bu konuda gerekli yardım ve desteği alsa da, geride silik bir iz kalabilir. Bu izin iyileşebilmesi için, uzman desteğinin yanında aile desteğinin de güçlü olması gerekmektedir. İkincisi, çocuklarını koruyacak ve destek verecek durumda olmayan aileler onların başlarına gelebilecek risk faktörleri hakkında pek bilgi sahibi değiller. Bu kimselerin durumu değerlendirilmeli ve bu ailelerin çocukları desteklenmelidir.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.