Ali Ferşadoğlu

Ali Ferşadoğlu

Telkin, çeşitleri ve etkileri

Telkin, çeşitleri ve etkileri

Telkin olumlu/pozitif ve olumsuz/negatif olmak üzere ikiye ayrılır. Zihnimiz, müsbet veya menfî telkinle doldurulmayı bekleyen boş testi gibidir.

Söylenen her söz, izlenen her manzara müsbet-menfî her hâdise iz bırakır. Fenâ birisine devamlı “İyisin, iyisin” denilse iyileşmesi ve iyi bir adama “Kötüsün, kötüsün!” denilse fenalaşmasının çok vuku bulması1 telkinin gücünü gösterir. Dimağınızı olumlu telkinlerle besleyin. Zîrâ, zihne aktarılan her söz, her hareket kodlanır. Zamanı gelince, ya çağrışım veya hatırlatma yoluyla hâfızadan çıkarılıp devreye sokulur. Başkalarının telkinleri, bizi etkilediği gibi; kendi kendimize yaptığımız pozitif veya olumsuz telkinler de etkiler. Şu halde, kendimize, mütemadiyen “Başarırım, yaparım, aşarım” şeklinde telkinde bulunmak da bizi o yönde motive eder. Negatif, menfî telkinlerden sakınınız! Rezil de edebilir, komalık da! Denenmiştir: Muzip birkaç arkadaş, aralarında anlaşmışlar; gayet sağlıklı dostlarına, “Neyin var; rengin kaçmış, hasta mısın?” telkininde bulunmuşlar. Sonuncusu tekrarladığında komalık olmuş! Kapılarımızı, müsbet telkinlere sonuna dek açıp, menfîlerine sıkı sıkıya kapatmalıyız.
Kendimize verdiğimiz olumsuz telkinler de en az dışardan gelenler kadar tahripkârdır. “Yapamam, başaramam!” demek veya böyle düşünmek, peşinen “Yapmayacağım, başarmayacağım!” demektir. Nasıl düşünürsek beynimizi öyle programlarız. İnanarak, “Allah’ın izniyle yapabilirim, başarabilirim” telkininde bulunursak sonuç daha iyi olacaktır.
Dizginlenemeyen öfke, içten gelen bir dürtü, bir telkindir. Öfkesini gemlemeyenler için bir zehirdir; iç dünyasını parça parça eden bir çeşit deliliktir. Peygamberimiz (asm), kendisine unutulmayacak, kısa, öz bir şey öğretmesini isteyene, “Hiddetlenme!” buyurmuştu.2 “Keskin sirke küpüne zarardır” denmiştir.
Müsbet telkinler imânımızdan; menfîleri zaaflarımızdan beslenir. Doğru, tatmin edici bilgi ve tahkikî imânla bezenen telkinler mutlak hedefe götürür. Ki, dinî, imânî, ahlâkî değer, teknolojik keşif ve gelişmeler; peygamber, mürşid ve ilim ehlinin telkinlerinin ürünü olduğu sosyolojik bir gerçektir. Kur’ân ve çağdaş tefsiri Risâle-i Nûr’dan gelen nurlar, aklımıza ders verdiği gibi, kalbimize de imân telkin ediyor, rûhumuza imân zevki veriyor.3
Mukaddes mekânlar da telkin alış verişine müsait zeminlerdir. İslâm beldesi; câmi, mâbed, minâre, ezân, meşrû giyim kuşam, hattâ mezarlıklarıyla bile müsbet telkin kaynaklarıdır. Atomdan yıldızlara kadar herşey olumlu/pozitif telkin kaynağıdır. Sinek, kedi temizliği; karınca, arı cumhuriyetperverliği, çalışkanlığı, nem-bulut-yağmur dayanışmayı ders vererek telkinde bulunurlar. Kâinat ise, bütün unsurlarıyla baştan başa bir telkin hazinesidir. Bize aşk, şevk, coşku ve heyecan aşılarlar.

Dipnotlar:
1- Mektûbât, s. 256.
2- Buhârî, Edep, 76.
3- Mektûbât, s. 340.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Ali Ferşadoğlu Arşivi