İslam Mektepleri İbadethâne Gibi Olmalıdır
İNGİLTERE'nin resmî ismi Birleşik Krallıktır. Bu ülkenin en büyük kısmında 1944'ten beri devlet lise ve kolejlerinde, sabahleyin dersler başlamadan önce okulun şapelinde (kilisesinde) âyin ve ibadet yapılır.
Türkiye'de de, Müslümanlara özel İslam mektepleri açmak izni verilmeli ve onlar kendi okullarında çocuklarına İslam'ı doğru ve tam şekilde öğretebilmelidir.
İslam hayat dinidir... İslam dünya dinidir... İslam dünya ile âhiret arasında ayırım yapmaz... İslam mekteplerinde, beş vakit namaz hocalar ve öğrenciler tarafından okul camiinde cemaatle kılınmalıdır.
Şimdi birtakım ukalalar "Senin bu dediklerin Tevhid-i Tedrisat devrimine aykırıdır" diyeceklerdir. Onlara derim ki:
Tevhid-i Tedrisat devrimi Türkiye Müslümanlarının temel insan haklarına aykırıdır. Müslüman bir ülkede din hürriyeti ezan okuyup namaz kılma serbestliğinden ibaret değildir. Bir yerde, çocuklarını İslam dinine göre eğitmek hakkı yoksa orada din ve inanç hürriyeti yok demektir.
İslam düşmanları ve karşıtları, son yüz yıllık tarihimizde Müslümanlara ağır baskılar yapmışlar, zulm etmişler, icabında kan dökerek yeni nesilleri İslam medeniyeti kültüründen uzaklaştırmışlar, yazılı/medenî kültür yerine şifahî/bedevî kültürü getirmişler, parçalamışlar, haklarını arayamaz ve bir hale koymuşlardır.
Büyük Britanya kolejlerinde her sabah kilisede âyin ve ibadet yapılabiliyorsa, Türkiye'de de yapılmalıdır.
Elbette ki, gayr-i Müslimlerin çocukları bu konuda zorlanamaz.
Arzu eden anne ve babalar istemezlerse, yazılı olarak müracaat edebilirler.
Devlet, Müslümanlara özel okul açma izni vermelidir. Devlet, bu okullarda günlük namazların cemaatle kılınmasına karışmamalıdır.
Bizdeki karma eğitim, ideolojik sebep ve amaçlarla zorlama bir uygulamadır.
Eğitimin amacı Türkiyeyi yüceltecek, koruyacak; halka, devlete, memlekete hizmet edecek vasıflı Türkiyeliler yetiştirmektir. Biz Müslümanlar, böyle vasıflı Türkiyelilerin ancak Tevhidî eğitim ile yetiştirilebileceğine inanıyoruz.
Tevhid-i Tedrisat devrimi İslam'a ve Müslümanlara karşı yapılmıştır.
Müslümanlara sadece "İslam mektepleri" açma izni değil, ayrı zamanda "İslam Medreseleri" açma izni de verilmelidir.
İslam Vakıfları (Evkaf-ı İslamiye) gelirleri, başta Tevhidî eğitim olmak üzere İslamî hizmet ve faaliyetlere harcanmalıdır.
Müslümanlar şu anda başsız, teşkilatsız, param parça, bölünmüş vaziyettedir.
Müslümanların merkezî/üniter bir İslam teşkilatı/cemaati kurup Ümmet haline gelmesine, bunun başına bir İmam-ı Kebir seçmesine yol açılmalıdır.
İngilterenin en büyük kısmında devlet okullarında âyin ve ibadet yapmak mecburî ise,
Fransa'da Katolik kilisesinin özel okullar açmasına izin verilmişse ve böyle bir yığın okul varsa,
Laik Fransız devleti Katolik okullarına bütçeden yardım yapıyorsa...
Bizde niçin böyle şeyler olmasın?
Sabataycılar böyle şeyler istemezmiş...
Kripto Hıristiyanlar böyle şeyler istemezmiş...
İdeolojik ve tabucu vesayet sistemi taraftarları böyle hürriyetlerden nefret edermiş...
Olabilir... Onların bu gibi temel haklardan, hürriyetlerden nefret etmesi, Türkiye halkının çoğunluğunu oluşturan Müslümanların baskı altında ezilmesine hak verdirmez.
Türkiye eğitim konusunda İngiltere, Norveç, İsveç, Avusturya gibi liberal olmalıdır.
Türkiyede başörtüsüyle okuyamayan mazlume (zulme uğramış) kızlarımız Avusturyaya gitmişler, İslamî tesettür kıyafetiyle yüksek tahsil yapmışlar ve kimisi diplomalarını Avusturya Cumhurbaşkanın elinden almıştır. İşte medeniyet budur, insanlık budur, din hürriyeti budur.
İslamî-Tevhidî eğitim olmadan, İslam mektebi ve İslam medresesi olmadan, İslam mekteplerinde cemaatle namaz kılınmadan İslam yüceltilemez, Müslümanlar hürleşemez.
Ehl-i Sünnet mensupları, "Bugünkü durum eskisine göre daha iyidir" safsata ve aldatmalarını bırakıp gerçekçi olmalıdır.
Eskiden durum iyi değildi ki, bugün daha iyi olabilsin.
İslam'ın normları, kıstasları, ölçüleri, emir ve yasakları vardır. Bunlar Kur'anda, Sünnette, Şeriatta, fıkıhta, muteber din kitaplarında yazılıdır. Bunlara uyulmalıdır.
Adı din okulu, fakat orada, namaz vakti gelince ezan okunmuyor ve bütün öğrenciler okulun büyük mescidinde öğretmenleri ile birlikte cemaatle namaz kılmıyor. Böyle bir okul kesinlikle İslam okulu, din okulu olamaz.
Merhum Sultan Abdülhamid Han zamanında, ülkenin en parlak lisesi olan Galatasaray'da bile günlük namazlar topluca, okul mescidinde, okulun resmî imamının ardında kılınıyordu.
Öğrendiğime göre İstanbul'daki özel bir okulda namazlar cemaatle kılınıyormuş. Okul sahiplerini ve idarecilerini takdir ve teşekküre şayan bu örnek hareketleri dolayısıyla tebrik ediyorum.
Yeminli Sorular
(Bu yazı Müslümanlar için yazılmıştır.)
ELİMİZİ Kur'ana koyarak doğru söyleyeceğimize ve doğru hüküm vermeye çalışacağımıza dair yemin edelim.
Şimdi sorulara geçiyorum:
*Birinci soru: Son yirmi yıl içinde Müslümanlar para, rant, maddî menfaat, helal haram, rüşvet, avanta, kirli ve kara servet konusundaki sınavı yüz akıyla verebilmişler midir?
*İkinci soru: Müslüman kesim, bir İmam-ı Kebire biat ve itaat etmiş, rahmanî çeşitlilik içinde sarsılmaz bir birlik teşkil eden tek bir Ümmet midir; yoksa başsız, teşkilatsız üniter hiyerarşiden mahrum bir sürü haline mi düşmüştür?
*Üçüncü soru: Ülkemizdeki cami sayısı 50 bine yaklaşmaktadır. Sabah namazlarında Müslüman halk bu camilere gidip topluca Allaha ibadet etmekte midir, yoksa büyük çoğunluğu leşler gibi uyumakta mıdır?
*Dördüncü soru: Kur'anda, öncelikle Müslüman fakirlere ve miskinlere verilmesi emredilen zekatlar hakkıyla verilmekte midir?
Beşinci soru. Eskiden mücahitlik ve radikallik taslayan birtakım İslamcılar, dün bozuk ve kötü dedikleri, yerin yedi kat dibine batırdıkları rejimin rantlarına aç kurtlar gibi saldırarak müteahhit kesilmişler midir, yoksa böyle bir iddia çirkin bir yalan ve iftiradan mı ibarettir?
*Altıncı soru: Birtakım tesettür bezirgânları şer'î tesettürün cılkını çıkartıp canına okumuş mudur, yoksa Kur'ana, Sünnete, fıkha, Şeriata, İslam medeniyetine uygun tesettür için mi çalışmaktadır?
*Yedinci soru: Şu anda ülkemizde düzinelerle gavs, yüzlerce kutup bulunmaktadır. Bunların içinde hangisi gerçek gavs, hangileri gerçek kutuptur?
*Sekizinci soru: Dinimizde israflı ve lüks turistik umre seyahatleri var mıdır?.. Zam Zam Tower'in 24'üncü katındaki lüks ve israflı süitten Kabe'ye yukarıdan bakmak caiz midir?
*Dokuzuncu soru: Milyonlarca Müslüman geçim sıkıntısı çekerken, eline imkan geçirmiş Müslümanların lüks restoranlara gidip adam başına birkaç yüz liralık yemek yemesi caiz midir, meşru mudur, helal midir?
*Onuncu soru: Kırk bin liralık bir otomobil, ihtiyacını ve işini görecek iken, gurur ve kibre kapılıp 150 bin liralık lüks bir oto almak şer'an (Şeriata göre) caiz midir? Böyle bir şey haram olmaz mı?
*On birinci soru: Lise ve üniversite diplomasına sahip bir Müslümanın evinde kütüphanesi olmaması, faydalı kitaplar edinmemesi , her gün bir saat kitap okuyup bilgilenmemesi ve aydınlanmaması caiz midir?
*On ikinci soru: Beş vakit namaz kılan dindar bir Müslümanın ilmihalini bilmemesi, hele Allahın on dört sıfatını ezberlememiş olması ayıp mıdır, değil midir?
*On üçüncü soru: Bir Müslüman Nemrudu, Firavunu, Hamanı, Ebu Cehili, Deccalları, Süfyanları, Ekber Şahı, Tağutu sevebilir mi? Severse kafir olur mu olmaz mı?
*On dördüncü soru: Tevhidi, Kur'anı, İslamı, Resulullahı inkar, tekzib, red edenler de ehl-i necat ve ehl-i Cennettir diyen bir Müslüman, Kur'anın "Allah katında (tek hak, makbul ve geçerli) din İslam'dır" mealindeki ayetini inkar etmiş olur mu, olmaz mı?
*On beşinci soru: Resulullaha saldırılınca ses çıkartmayan, tepki vermeyen, kendi din-başına saldırılınca dehşetli tepki veren,. bağırıp çağıran bir Müslüman iyi bir Müslüman mıdır, yoksa sapık bir Müslüman mıdır?