AİHM ile savaş
Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi (AİHM), "Berlin'de hâkimler var" deyişinin günümüzdeki versiyonuna dönüştü. Başı sıkışan soluğu Strasbourg'da, yani AİHM'de alıyor.
Ama iç hukukun üstünde olan AİHM kararları, Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi'ne ve ek protokollerine taraf 47 devleti her zaman memnun etmiyor.
Özellikle bir devlet son zamanlarda sesini iyice yükseltmeye başladı: İngiltere.
Başbakan David Cameron, "Strasbourg'un seçilmemiş bürokratları" diye küçümsediği AİHM yargıçlarına fena diş biliyor.
Nedeni: AİHM'nin 2005'te aldığı, 2010'da bir kez daha teyit ettiği karar. Avrupa yargıçları o kararda, tutuklu ve hükümlülere oy hakkı tanımadığı için İngiltere'yi mahkûm ettiler. Sen misin bu kararı alan... Cameron açtı ağzını yumdu gözünü:
"Taa 1215'te yayınlanan 'Magna Carta' ile adil yargılama hakkını tanıyan İngiltere'ye mi hukuk dersi veriyorsunuz? Taa 1628'de yürürlüğe giren 'Petition of Right' ile keyfi tutuklamaları yasaklayan İngiltere'ye mi hak-hukuk öğreteceksiniz?"
Ve AİHM'nin cezaevindekilere oy, yani seçme hakkı veren kararını asla kabul etmeyeceklerini ve kesinlikle uygulamayacaklarını açıkça ilan etti.
O kadarla da kalmadı, "AİHM'ye çekidüzen verme zamanı geldi" diyerek bir dizi değişiklik önerdi:
* AİHM devletlerin iç hukuklarıyla ilgili olarak aldıkları kararları denetlemekten vazgeçmeli.
* AİHM devletlerin iç hukuklarında Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi'ne uygun olarak sonuçlandırdıkları davalara ilişkin şikâyetleri işleme koymadan reddetmeli.
İngiltere Başbakanı Cameron bu önerilerinin hayata geçirilmesi için tüm gücünü kullanmaya kararlı. 19-20 Nisan'da AİHM'e üye 47 devlet Brighton'da toplanıp söz konusu önerileri tartışacak ve bir uzlaşma arayacak.
Hem sonra AİHM'ye Cameron'un öfkesi geçse, İngiliz basınının geçmeyecek. Zira öyle bir karara daha imza attı ki AİHM yargıçları, anlamak mümkün değil.
İngiltere bir süre önce Ömer Otman adlı radikal dinci bir Ürdün vatandaşını tutukladı. Ömer Otman, El Kaide üyesiydi ve örgütte kod adı Ebu Katada'ydı.
AİHM haksız yere tutuklandığı gerekçesiyle İngiltere'yi Ebu Katada'yı serbest bırakmaya zorladı. Adam cezaevinden çıktı. İngiltere memleketi Ürdün'e göndermek istedi.
AİHM'den bir karar daha: Gönderemezsin. Çünkü Ürdün'de işkenceyle itirafa zorlanabilir.
Ebu Katada şimdi İngiltere'de yaşamaya devam ediyor. Her gün çocuklarını okula götürüp getiriyor. Ve İngiliz basını manşet atıyor: "Dikkat, okul yolunda bir terörist var!"
Bir başka gazete Başbakan Cameron'un AİHM'ye öfkesini biledikçe biliyor: "Avrupa yargıçları bir kez daha ölümümüzü isteyen El Kaide canavarının haklarının İngiliz halkının güvenlik içinde yaşama hakkından daha önemli olduğu kararına vardı!"
Bakalım, Türkiye'nin de katılacağı Brighton konferansından nasıl bir sonuç çıkacak; doğrusu çok merak ediyorum...
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.