Tatil yok
“Ta’til” kelimesi Arapçadır. İslâm tarihinin ilk lügatı olan Halil bin Ahmed’in Kitab-ül ayn’ına göre Araplar, gerdanlığını kaybeden için bu kelimeyi kullanırlarmış.
çalışmayı ve süslenmeyi terk eden ve terk edilenler için bu kelime kullanılırmış.
Kur’an-ı Kerim’in Hac suresinin 45’inci ayetinde suyu çekilmiş ve insanlar tarafından terkedilmiş kuyu için yine bu kelime kullanılmış.
Rabbimiz, İnşirah suresinin yedinci ayetinde “O halde bir işi bitirince hemen (başka işe) sarıl” buyurmuş.
Durmak yok, yorulmak yok, “Başardım” deyip bayram etmek yok. Bir işi başarınca hemen yeni bir hizmete kalk.
Yürürken yorulursanız hemen koşmaya başlayın ve sonra tekrar yürümeye başlayın, bakın nasıl dinlenmiş hissedeceksiniz kendinizi.
çocuklarımız oynarken kilometrelerce yol alır da yine de yorulduğunu bilmez. Ama istemediği bir yere gönderecek olursanız, hemen yorulur.
Büyüklerde de öyle değil mi? Bir atasözümüzde; “Gönülsüzü yol kocatır” denilmiştir.
Bizde, dedikodu kocatıyor. “Mahkemenin sonu nasıl olacak?” sorusunun dedikodusu altı aydır televizyonlarda, evlerde, üniversitelerde, siyaset kulislerinde, çobanlar arasında, hukukçular arasında devam ediyor ve zamanı kurşunlamadan başka hiçbir faydası yok.
İmam kardeşlerim, sizin elinizdeki imkan hiçbir şahısta yoktur. Hizmetimi “kanunlar ve yönetmelikler engelliyor” mazereti arkasına sığınmayınız.
Kanun ve yönetmeliklerin verdiği yetkiyi yerine getirseniz yine de hizmet etmiş olacaksınız.
Yetmiş bin imamımız senede bir tane insanımıza bildiklerini öğretse bir sene sonra yetmiş bin yetişmiş insanımız olur.
Her sene on kişi yetiştirse yedi yüz bin insan olur.
Allah için çalışalım iş yapalım.
Bin tane karanlığa söven adam yerine, bir tane ışık yakan adamın olsun daha iyi demişler.
Açlık ve sefalet üzerine çok önemli eserler veren birçok adam yerine toprağa tohum atıp üretip insanları doyurduktan sonra onlara tohum atmasını, harman kaldırmasını öğreten daha iyidir.
“Din elden gidiyoooor” diye bağıranlar ve bağırırken boğazlarını yırtanlar yerine din için, iman için bir adım atanlar daha iyidir.
Kur’an-ı Kerim’de Rabbimizin güzel isimleri 4842 defa geçmekte. Rabbimize işaret eden O, O’nu, O’na, O’ndan, Sen, Seni, Senden, Sana gibi zamirler bu rakama dahil değildir. Yine Kur’an-ı Kerim’de şeytan kelimesi çoğuluyla birlikte 88 defa geçmekte.
Biz hep olumludan, üretimden, faydalıdan bahsedelim, onu öğrenelim ve öğretelim.
Rahmandan çokça bahsedelim, şeytandan yeteri kadar bahsedelim.
ömür boyu ibadet yaparız ama şeytan taşlamayı hac esnasında yaparız.
İblisi tanıtmak yerine İdris (a.s)’i tanıyalım ve tanıtalım.
Sevgili Peygamberimiz, kendisine yapılan hakaretleri ve işkenceleri kimseye anlatmamış. Görenlerin anlattığıyla biliyoruz.
Sevgili Peygamberimiz, kafirlerin söyledikleri ve yaptıklarını da yaymamış.
O, her gün kendisine gelen vahyi ilahiyi yaymaya çalışmış.
Kur’an, sünnet ve ilmihal bilgilerini öğrenmeye, öğretmeye ve yaygınlaştırmaya çalışalım.