Yeni anayasa ne zaman!..
Yaşanan sıkıntılardan kurtulabilmek için yeni bir sivil anayasa yapılmasının kaçınılmaz olduğu hususunda gerek siyasiler gerek sivil toplum örgütleri arasında tam bir mutabakat sağlanmış durumda. Yani, yeni bir anayasaya ihtiyaç olduğu hususunda görüş birliği oluştu. Aslında yeni bir sivil anayasaya duyulan ihtiyaç yeni değil. 28 Şubat süreci olarak nitelendirilen dönemde bu ihtiyaç bütün açıklığı ile ortaya çıkmıştı. Bu sürecin ardından kurulan hükümetler döneminde yaşananlar da artık siyasi iktidarlardan çok bazı güçlerin ülke yönetiminde daha etkili hale geldiğini göstermişti. öylesine göstermişti ki, sırf siyaset dışı güçler istiyor diye bu milletin dinini öğrenmesi ve yaşamasının önüne bir takım engeller yine bazı siyasi kadrolar tarafından dikilmişti. Bütün bunlar olurken siyasi kadrolar bile aldıkları yasaklama kararlarının yasal bir dayanağı olup olmadığını düşünmemişler sadece istenenleri yapmakla kendilerini görevli bilmişlerdi.
Kısacası devlet ile millet arasındaki bağlar giderek gevşemiş, devlet denen tüzel kişiliğin bazı organları adeta milletin değerlerine karşı savaş açmış durumdaydılar. Bu çatışmanın biteceği beklenirken maalesef hiçbir kesintiye uğramadan devam ettiğini görüyoruz. Bu noktada milletin oyları ile tek başına iktidar yaptığı AKP'nin iş başına gelir gelmez öncelikli olarak yapması gerekenleri yapmamış olmasının rolü elbette unutulmamalıdır. Ancak, tüm yaşananların sorumluluğunu AKP'nin yapmadıkları ile izah etmek haksızlık olur. Haksızlık olur ama onun sorumluluğunu da ortadan kaldırmaz. Söz gelimi yeni bir anayasa hazırlatılmış ve günlerce tartışılmış olmasına rağmen Meclis Genel Kurulu'na getirilmemiş ve unutulmaya terkedilmiş olması AKP'nin sorumluluğunu daha da artırıyor.
Ancak, şu noktada geçmişte yapılması gerektiği halde yapılmayanların çetelesini tutmak yerine yeni bir anayasa yapılarak keyfiliklere son vermenin zamanı gelmiştir. çünkü, vatan millet diyerek, sistemi korumak iddiası ile sergilenenler toplumun büyük bir bölümünü rahatsız ediyor, artık bu gerçeği herkes görüyor/görmelidir.
Herkes görüyor ama yeni bir anayasa yapma hususunda öncülük yapma durumunda olması gereken AKPkendi başının derdine düşmüş durumda. Elbette tüm siyasi partiler de AKP kadar olmasa da kapatma davasının sonucunu bekliyor.
Herkes kapatma davasının sonucunu beklerken yaşananlar ise toplumu geriyor. Etle tırnak gibi olan TSK ile milletimizin bir bölümü karşı karşıya getirilmek isteniyor. Bir takım çevreler kendilerini ordu yanlısı ilan ederek toplumun çok büyük bölümünü ötekiler olarak gösterme gayretine giriyorlar. Bunu yaparkan bir yandan yanlışları doğru gibi gösteriyor, öbür yandan birbiri peşi sıra sergilenen yanlışları alkışlayarak da alkışlamayanları ötekileştirmeyi bilerek yaptıklarını görmenin zamanı gelmiştir.
Elbette yanlışların görülmesi yeni çatışmaları gündeme getirmemelidir. Buna çalışanları sevindirmemek gerekir. Bunun yolu ise sürekli olarak bir takım sürtüşmelerin temelini oluşturan belirsizlikleri ortadan kaldıracak, bazı kavramların herkesin aynı şeyi anlayacağı şekilde tarifinin yapıldığı yeni bir anayasaaya ihtiyaç vardır. Yeni anayasanın yapılması ile kapatma davası arasında bir ilişki kurmuyorum. AKP ister kapatılsın ister kapatılmasın yeni bir sivil anayasanın yapılması şarttır. çünkü, her durumda artık siyaset dışı güçlerin siyasete müdahalesi, bazı kurumların kendilerine muhalif gördüklerini yıldırma plan ve proğramları hazırlamasına son vermenin yolu yeni anayasadan geçiyor. Tüm kurumların görev ve yetkileri net bir şekilde belirlenmeli, anayasal organlar birbirlerinin sorumluluk alanına girmemeli, girmelerini engellecek tedbirlerin yeni anayasa da alınması gerekiyor.
Millet olarak artık hangi kurumun yetkisi nerede başlar, nerede biter bilmek durumundayız. Egemenliğin millette olduğu söylenip oyuna müracaat edildikten sonra yeni seçime kadar milletin seçtiklerini hizaya getirme yetkisini hiçbir kurum ve kişi kendisinde bulamamalıdır.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.